Gittiğine neredeyse üzüleceğim. | Open Subtitles | بالكاد أشعر بالآسف للتفريط فيها |
Bu herifin koca götü için üzüleceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | -من الصعب التصديق بأنني أشعر بالآسف عليه |
Ve senin için de üzülüyorum. Çünkü sen de aynı gemiyle batacaksın. | Open Subtitles | وأشعر بالآسف عليك أيضاً لأنكستغرقالسفينة. |
Seni zavallı üzgün milyoner. Senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | ايها المليونير المسكين الحزين أشعر بالآسف من اجلك |
Zavallı kurbağalar. Onlara acıyorum. | Open Subtitles | الضفادع المسكينة، أنا أشعر بالآسف حيالهم |
Sana acıyorum, dostum. | Open Subtitles | أشعر بالآسف عليك يا صاح. |
Sadece oturup kendine acıyorsun! | Open Subtitles | أنت فقط تجلس هنا وتشعر بالآسف حيال نفسك يارجل |
Bana acıyorsun. Bana kesinlikle acıyorsun. Hayır, hayır, hayır. | Open Subtitles | أنتَ،تشعُر بالآسف علي كلا،كلا،كلا |
Tıpkı eğer Max bir kurbağa çıkarsa, sana üzüleceğim gibi | Open Subtitles | كما سأشعر بالآسف عليكِ إذا إتضح ان (ماكس) ضفدع |
Tamam, tatlım, o çocuk için üzülüyorum. | Open Subtitles | حسناً يا عزيزتى أنا حقاً أشعر بالآسف حيال هذا الشاب |
Ben asıl yakayı sıyıranlara üzülüyorum. | Open Subtitles | أشعر بالآسف على أحدهم وهو الذي فلت من العقاب |
Biliyorum, onunla pek yakın değiliz ama çilli bir yetişkin olduğu için onun adına üzülüyorum. | Open Subtitles | أجل،نحن لسنا على هذه المقربة، و لكني أشعر بالآسف عليها "لأنها واحدة من هؤلاء الناضجون الذين يعانون النمش. |
Biliyorsun, senin için üzülüyorum McCall, çünkü şu anda "iyileşmeye başladığında bunu nasıl açıklayacağım" diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | أتعرف ، أشعر بالآسف من أجلك "ماك كال" لأنك الأن تفكر"كيف سأفسر هذا حين أشفى"؟ |
Şimdi ona acıyorum sadece. | Open Subtitles | لذلك الآن أشعر بالآسف نحوه |
Sana acıyorum. | Open Subtitles | أنا أشعُر بالآسف عليكِ |