ويكيبيديا

    "بالأسلحة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • silah
        
    • silahlarla
        
    • silahlı
        
    • silahları
        
    • silahlara
        
    • silahlar
        
    • Silahla
        
    • silahlarını
        
    • silahların
        
    • çatışma
        
    • savaşlara
        
    Buna göre tam bir skandal. Tüm yarımada silah başında. Open Subtitles .فضيحة بكل إطلاق, تبعاً لهذا شبه الجزيرة كلها مليئة بالأسلحة
    silah yüzünden çocuklarını kaybeden anneler yerine Silahla çocuklarını koruyan anneler. Open Subtitles من أمهات فقدن أطفالهن بسبب الأسلحة إلى أمهات تحمي أطفالهن بالأسلحة
    silahlarla ve liderlikle ve yaptıklarına olan inancımızla onları desteklemeliyiz. Open Subtitles علينا أن ندعمهم بالأسلحة والقيادة والثقة والأيمان في ما يفعلونه
    Bir tutuklama yapmak için, silahlarla donatılmış bir binaya dalarak hayatını riske atıyorsun. Open Subtitles أتعلم, يمكنك أن تدخل عاصفاً لمبنى مزوداً بالأسلحة مخاطراً بحياتك للقيام بعملية اعتقال
    Görgü tanıklarına göre silahlı bir adam ve rehineler varmış. Open Subtitles الشهود يقولون بأنه رجل واحد تحصن بالأسلحة النارية مع الرهائن
    Hipersürücülerini ışın silahları ile hedefleyin ve bütün 302'leri yollayın. Open Subtitles إستهدف محركاتهم الفائقة بالأسلحة المشعة و إدفع بكل قوة 302إس.
    Geçen yıl, her dakikada 24 insan daha savaş, şiddet veya zulüm yüzünden evinden olmuştu: Suriye'de bir yeni kimyasal silah kullanıldığı için, Afganistan'da Taliban'ın saldırıları yüzünden, Kuzeydoğu Nijerya'da kızların okullardan Boko Haram tarafından kaçırıldıkları için. TED في السنة الماضية، في كل دقيقة نزح 24 شخص من ديارهم بسبب صراع أو عنف أو اضطهاد: هجوم آخر بالأسلحة الكيماوية في سوريا، هيجان طالبان في أفغانستان، اختطاف فتيات من مدارسهن شمال نيجيريا من طرف بوكو حرام.
    Ayrıca durdurulamazdı; silah, ateş ve yüksek sıcaklık... Ne fırlatırsan fırlat, tekrar büyüyor ve taşkınlığına devam ediyordu. TED لا يُمكن القضاء عليها. بالأسلحة أو النار أو الحرارة العالية أي كان ما تُلقيه عليها، تنمو مُجددًا وتستمر بالدمار.
    silah kullanabilen dört adamımız var. Open Subtitles لدينـا 4 رجـال يستطيعون التعـامل بالأسلحة النـارية
    Onlar asker değil, haydut. Altın değil, silah ve cephane peşindeler. Open Subtitles ليسوا جنوداً , أنهم قطاع الطرق لا يهتمون بالذهب بل بالأسلحة والذخيرة
    Yeterli silah ile, Kuzey Meksika'da bir güç olabilir. Open Subtitles لكن بالأسلحة الكافية، سيصبح قوي في شمال المكسيك
    Bir çok lanet züppe silahın insanları kontrol ettiğini söyler ülkenin yarısı elinde silah tutmaya bile korkuyor. Open Subtitles لقد تعالت الصيحات من سلطات التحكم بالأسلحة نصف الأمة خائفون من حمل السلاح
    10 yaşında bir çocukken, silahlarla oynamayı bıraktım. Open Subtitles لقد توقفت عن العبث بالأسلحة النارية منذ كنت صبياً في العاشرة
    Sonra Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Teknik ekibi silahlarla yüklü Superhawk, B-17 ve B-19'larıyla gürleyerek gelecektir! Open Subtitles ثم سلاح الجوية الأمريكي سيأتي طائفا بطائراتهم من نوع بي 17 و بي 19 محملة و مدججة بالأسلحة
    Kapıyı açarlar, yeni silahlarla girerler ve öldürürler. Open Subtitles سيفتحون الباب .. إخرجى إلى هناك واقتليه بالأسلحة المتطورة
    Bir kurtarma ekibi, silahlarla buraya gelmek üzere. Open Subtitles فريق الإنقاذ قادم فى الطريق بالأسلحة والعتاد
    Ayrıca tuvaletin her yerine işeyen silahlı adamlar tutmak benim ödeyeceğim bedel değil. Open Subtitles ووجود رجال مدججين بالأسلحة يتبولون على ارضية المرحاض اليس سعراً يجب عليه دفعه؟
    Ve 'sabır' silahlı nöbetçiler tarafından korunan dikenli telin içinden geçemez. Open Subtitles الصبر لن يعبر سياج محروس و مدجج بالأسلحة
    Ve şimdi de istediğiniz silahları teslim etmeden önce yedincisini sormaya niyetliyim. Open Subtitles و أقترح أن أسأل السابع الآن قبل أن أسمح لكم أو لا أسمح لكم بالأسلحة التي تطلبونها
    Demek ki ateşli silahlara aşina bir adam değil. Open Subtitles أيضاً يعني أنه لا يملك الكثير من الخبرة بالأسلحة
    SB: Mark ile görüş farkımızın silahlar ve enerjiden kaynaklandığını düşünüyorum. TED ستيوارت: أعتقد أن الإختلاف الجوهري بيننا، مارك، متعلق بالأسلحة والطاقة.
    Şehirler demir parmaklıklarla çevrildi ve gece boyu Silahla gözetiliyor. Open Subtitles المدن موجودة خلف أسياج و تتم حمايتها بالأسلحة طوال الليل
    Amiral, askerlere silahlarını hazırlamalarını emretti. Open Subtitles الأميرال أخبر الجنود أن يستعدوا بالأسلحة
    Bu bıçakların ve silahların dünyasında nereye giderse, hep takdir edilecek! Open Subtitles في هذا العالم المليء بالأسلحة والسكاكين وحيثما يذهب تانغ لونغ سينتقل دائماَ لوحده
    Ölüm, kan, iyi bir çatışma onları susatır. Open Subtitles القتل و الدم والعراك بالأسلحة سيجعلهم يشعرون بالظمأ
    100 milyon dolarlık Amerikan sağlık hizmetleri yolsuzluğu, 90'ların başında, Doğu Avrupa'daki savaşlar da dahil olmak üzere. dünya çapındaki savaşlara silah tedariki. TED المئة مليون دولار في احتيال الرعاية الطبية الأمريكية والتزويد بالأسلحة للحروب حول العالم بما فيها حروب شرق أوروبا في مطلع التسعينات .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد