ويكيبيديا

    "بالبلد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ülkedeki
        
    • ülke
        
    • ülkede
        
    • ülkenin en
        
    Anlaşılan benim ülkedeki en iyi at terbiyecisi olduğumu bilmiyorsun. Open Subtitles من الواضح أنك لا تعلمين أننى أفضل حاكم للخيول بالبلد
    ülkedeki en iyi sperme sahipiz, senin bize para veriyor olman lazım bunu içmene izin vermemiz için. Open Subtitles لدينا أفضل مني بالبلد هنا بهذه الغرفة ينبغي عليكٍ أنتأن تدفعي لنا لنسمح لكٍ بشربه
    Ve ülkedeki bir numaralı filmin ismi şuydu: Göt. Open Subtitles والفلم الوحيد بالبلد يدعى المؤخره
    Gerçekten kötü bir ülke değil. Sadece bir değişikliğe hazırım. Open Subtitles إنها ليست بالبلد السيئة حقا، ولكنني مستعد للتغيير
    Hangi alandan uçacağını bilsek bile onu ülkede tutabilecek yetkiye sahip değiliz. Open Subtitles حتى ولو عرفنا المطار الذي سترحل منه ، فليس بيدنا السلطة لابقائها بالبلد
    ülkenin en yeni içeceği Okiru'nun yeni sözcüsüsün. Open Subtitles أنت المتحدث الجديد لأوكيرو أروع مشروب غازي جديد بالبلد
    ülkedeki en büyük şirketlerin müşteri destek hattını sağlıyoruz. Open Subtitles للخط الساخن لاحدى اكبر الشركات بالبلد
    ülkedeki en büyük şirketlerin müşteri destek hattını sağlıyoruz. Open Subtitles للخط الساخن لاحدى اكبر الشركات بالبلد
    Şimdi bu ülkedeki bütün vatandaşların aynı bu şekilde kart ve numaralarıyla mesela, parmak izi gibi şeylerle kimliklerinin belirlenebildiğini düşün. Open Subtitles تخيّـلي إن كان كل مواطن بالبلد يمكن تحديده بشكل فريد... من خلال بطاقة ورقم خاص به، ربّما من خلال عيّـنة لبصمات أصابعه.
    Bu ülkedeki her bir vatandaşın kendi kart ve numaralarıyla parmak izleriyle, eşsiz şekilde tanımlanabilir olduğunu hayal et. Open Subtitles تخيّـلي إن كان كل مواطن بالبلد يمكن تحديده بشكل فريد... من خلال بطاقة ورقم خاص به، ربّما من خلال عيّـنة لبصمات أصابعه.
    ülkedeki en iyi merkezlerden birine oldukça yakınız. Open Subtitles و نحن قريبون جداً من ...أحد أفضل المراكز بالبلد
    Wilson aşırı tutucu biri, Creationist müzesinin ülkedeki tek destekçisi. Open Subtitles إن (ويلسون) مؤمن بمذهب العصمة و هو الراعي الوحيد لأكبر متحف الخلق بالبلد
    Elvis Walker ülkedeki en genç çocuk. Open Subtitles الفيس والكر اصغر طفل بالبلد
    ülkedeki belki de en şöhretli ya da kötü şöhretli evde Lee Harris'in direnişinin 14'üncü saatindeyiz. Open Subtitles إنها الساعة الرابعة عشر من حصار (لي هاريس) هنا في ما قد يكون أشهر ام هل يجدر بي ان اقول اسوأ منزل بالبلد
    ülkedeki her teşkilat üzerinde çalışıyor. - O başının çaresine bakmasını bilir. Open Subtitles لا، جعلت كل عميل بالبلد يبحث
    Oraya gideli daha 3 ay olmuş yerel dili bilmiyorlar ve ülke hakkında bilgili değiller. Open Subtitles إنتقلا إلى هناك منذ شهرين يفتقدان للمهارات الغوية و معرفة بالبلد
    Hiç bir dil becerileri veya ülke hakkında bir bilgileri yok. Open Subtitles يفتقدان للمهارات الغوية و معرفة بالبلد
    Üzgünüm, efendim, ama bir ülkede uçağa binip... diğerinde inmemezlik edemezsiniz. Open Subtitles أنا آسفه يا سيدي لكنهلايمكنكأن... تركب الطائرة من بلد ولا تهبط بالبلد الاخرى
    Tomas Y.Ruiz'in ülkede yasa dışı olarak bulunması konusunda hiçbir ihtilaf yok, ...bu nedenle sınır dışı edilme ile karşı karşıya kaldı. Open Subtitles كلا, سيدتي القاضيه , لا جدال بذلك أن (توماس رويز) تواجد بالبلد بشكل غير قانوني و بناءاً على ذلك, فهو عرضة للترحيل
    O ülkede büyüdüm. Open Subtitles لقد ترعرعت بالبلد
    30 yaşına yeni bastın ve ülkenin en büyük kanalının çizgisini belirlemek istiyorsun. Open Subtitles للتو بلغت ال 30... ...وتريدين ان ترسمي سياسة اكبر محطة تلفزة بالبلد...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد