Ön beyinde çok fazla dopamin reseptörü bulunur, fakat eşit olarak dağılmamışlardır. | TED | هناك العديد من مستقبلات الدوبامين في الدماغ الأمامي ولكنها ليست موزعة بالتساوي. |
İçerik sınırlaması yok ve veri trafiği tamamen eşit uygulanıyor. | Open Subtitles | لا قيود على محتوى الأمور يعالج سير كل الأمور بالتساوي |
Yerçekimi; yerçekimsel alanın çaprazına eşit olarak dağılmış kütlesiz taneciklerden oluşmuştur. | Open Subtitles | الجاذبية مصنوعة من جزيئات معدومة الكتلة موزّعة بالتساوي حول الحقل الجذبي |
PV: Herbirimiz yaptığında, hepimiz için eşit şekilde savaşan ve umursayan alanlar ve sistemlerde yaşamaya bir o kadar yakın olacağız. | TED | بريا: بمجرد أن نفعل كلنا ذلك سنصبح على مقربة من العيش في مساحات وأنظمة تدافع وتهتم بنا بالتساوي. |
Kazanırsak parayı Yarı yarıya bölüşürüz, tamam mı? | Open Subtitles | لاتخيب هذا المغفل وسنتقاسمها بالتساوي تباً يا رجل إسمع |
Bunun sevdiğim yanı, dünya üzerindeki her canlı organizmanın eşit derecede evrimleşmiş olduğunu gösteriyor olması. | TED | و ما يعجبني في هذا الرسم البياني أنه يوضح أن كل أنواع الحياة على سطح الأرض قد تطورت بالتساوي |
Ayna nöronlar bir çeşit beyin hücresidir. Bu hücreler, eylemi biz gerçekleştirdiğimizde de aynı eylemi yapan birisini gözlemlediğimizde de eşit ölçüde etkileşim gösterir. | TED | مرآة الخلايا العصبية هي نوع من خلايا الدماغ تستجيب بالتساوي عندنا نفعل شئ ما كمثل أن نرى شخص آخر يفعل الشئ نفسه. |
Bence yetenek ve zekâ dünyada eşit bir şekilde dağılmış. | TED | أنا أؤمن أن الموهبة والذكاء موزعان بالتساوي في جميع أنحاء العالم، |
Diğer Han'ların aksine askerlerini liyakata göre terfi ettirdi ve yağmalanan malları aralarında eşit paylaştırdı. | TED | بعكس الخانات، قام تيموجين بترقية الجنود على أساس الجدارة ووزع الغنائم بينهم بالتساوي. |
İmparatorluğun eşit vatandaşları gibi muamele görme hakkımızı duyurmak için sizi burada topladık. | Open Subtitles | لقد طلبنا منكم التجمع هنا كي نطالب بحقنا بأن نعامل بالتساوي مع باقي شعوب الامبراطورية |
Meksika topraklarını halka eşit olarak dağıtacaksınız ve yasama, yürütme, yargı olarak üç denk kuvvetten oluşan, üç bacaklı orantılı hükumet sistemini yerleştireceksiniz. | Open Subtitles | اتنين وكل ارض المكسيك تتوزع بالتساوي بين الناس والنظام والحكومة تتأسس |
Embriyo ikiye ayrılmıştı ama... ..eşit olarak ayrılmamıştı. | Open Subtitles | الجنين انقسم إلى نصفين ، ولكن لم ينقسم بالتساوي |
Yargının herkese eşit mesafede olduğunu bilmek zorundasınız. | Open Subtitles | تحتاجون ان تعرفوا هذا القانون ينطبق على الجميع بالتساوي. |
Bu haksızlık olur. Nedimelik dedikleri bu kozmik şakayı eşit paylaşmalıyız. | Open Subtitles | ذلك سيكون غير عادلاً , يجب أن نتشارك بالتساوي في المزحة الغريبة والتي هي هلال وصيفات الشرف |
Vücüdum eriyor gibi hissediyorum. Umarım eşit olarak erir. | Open Subtitles | اشعر ان جلدي يذوب اتمنى فقط ان يذوب بالتساوي |
Savaştan kaçınmak için bir anlaşmaya vardık, bölgeleri ve orduları eşit bir şekilde bölündü. | Open Subtitles | من أجل تجنب الدخول في حرب مفتوحة وصلنا إلى إتفاق لتوزيع أراضيه , وجيوشه بالتساوي |
-Üçünüz arasında vesaitimi eşit olarak böldüm. | Open Subtitles | سأقسم ممتلكاتي عليكم أنتم الثلاثة بالتساوي |
Şubelerimizdeki tüm yeni mülkleri eşit olarak sermayeye katmayı planlıyoruz. | Open Subtitles | الخطة هي الاستفادة من جميع مواردنا بالتساوي من خلال المقاولين من الباطن. |
Yedi kovan kendilerini gezegenin etrafında eşit olarak yerleştirecek ve bizim daha küçük gemilerimiz açıkları kapatacak. | Open Subtitles | السبعة سفن الأم سيمركزون أنفسهم حول الكوكب بالتساوي, و سفننا الأصغر سيغطون الثقوب. |
California mahkemesi evlatlık işlemini sayarak Yarı yarıya hak verecektir. | Open Subtitles | قضاء " كاليفورنيا " يضمن التبني ويمنحك الحضانة المشتركة بالتساوي |