Bir Partinin kıyısında olmak daha iyi, değil mi? | Open Subtitles | انت من الأفضل ان تكون بالحفل الا تعتقد ذلك |
Hazır sürüyorken Partinin tadını çıkarın, beyler. | Open Subtitles | تمتعوا بالحفل , أيها المحترمون بينما هى قائمه |
Brad için üzgünüm. partide aşık olmak istememiştik. Bir anda oluverdi. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأني أنا وبراد , نحن لم نقسد أن نحب بعضنا بالحفل لقد حدث فحسب |
- Şimdi senin de partide olman gerekirdi, eğlenmeyi hak ediyorsun, Victor. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تتمني أن تكون بالحفل أنت تعرف كيف تتمتع نفسك أليس كذلك ؟ |
Muhtemelen o çılgın parti yüzünden bizi azarlayacaktır. | Open Subtitles | هو ربما سيلعنا ويطردنا بالخارج من أجل الذى فعلناة بالحفل |
Bu arada, yemek elbiseni giy ve partiye katılmak üzere gel. Hadi ama! | Open Subtitles | في غضون ذلك، ارتدي بذلة السهرة وتعال لتلحق بالحفل |
Partinin ortasında soyunursan, insanlar sürtük olduğunu düşünür. | Open Subtitles | عندما تخلعين ملابسكِ بالحفل سيعتقد الناس أنكِ فاسقة |
Partinin ortasında soyunursan, insanlar sürtük olduğunu düşünür. | Open Subtitles | عندما تخلعين ملابسكِ بالحفل سيعتقد الناس أنكِ فاسقة |
Fakat partiden ve Partinin düzenlemesinden büyük mutluluk duymuş Gelecek sefere Mitchell Nash bir psrti veriyor, | Open Subtitles | ولكن الرجال الذين يحتفلون بتلك الطريقة يقيمون حفلات كبيرة جدا، ولقد كان معجبا للغاية بالحفل وبمنظم الحفل. |
Gelebilmenize sevindim. Partinin keyfini çıkartın. | Open Subtitles | من الممتع إنكم أتيتم إتمتعوا بالحفل |
Neyi gösterdiğini bilmiyorum ama bunu partide öğrenmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما يعنيه ذلك لكن لا أريد أن أعرف بالحفل |
Sen yokken, kimse partide gibi hissetmedi. | Open Subtitles | بدون تواجدكِ هنا لا يوجد أحد يستمتع بالحفل |
Bence seni partide görmeyi planlayan diğer erkek arkadaşlarını uyar. | Open Subtitles | ربما عليك أن تحذرى أصدقائك الآخرون لو أنهم يخططون لرؤيتك بالحفل |
Biliyorsun partide, arabada, eve döndüğümüzde.... ...dişlerimi fırçalamadan önce ve sonra sorduğunda da iyiydim. | Open Subtitles | كنت بخير عندما سألتني بالحفل و في السيارة و عندما عدنا للمنزل و قبل و بعد أن غسلت أسناني |
Böylece arabanın yanındaki parti malzemelerini gizlice eve sokabilirdim. | Open Subtitles | حتى يمكنني إدخال الأشياء الخاصة بالحفل من السيارة إلى المنزل |
Doğum gününde hiçbir şey yapmıyoruz, tamamen boş geçiriyoruz, ama sonraki gün ben sürpriz parti yapıyorum. | Open Subtitles | لن نفعل لها أي شيء في عيد ميلادها نلغي كل شيء تماماً لكن سأقوم بالحفل المفاجئ في اليوم التالي |
Dekan az önce bana e-mail gönderdi, bir partiye katılmamı, anlaşıldığı üzere gideceğin yerde olmamı istiyor. | Open Subtitles | العمده راسلتني ان وجودي بالحفل مطلوب على مايبدو في مكانك. |
Şimdi, bana bak. Senin gibi güzel bir kız baloda olmalı. | Open Subtitles | والأن , أنظري لفتاة جميلة مثلك يجب أن تكون بالحفل |
Geçen günkü partiyi çok beğendim. | Open Subtitles | تَمتّعتُ بالحفل حقاً قبل أيام. |
Konserde görüşürüz. Gördüğün gibi istediklerini harfiyen yerine getirdik. - Bir dakika, yavru köpeğim nerede? | Open Subtitles | أراك بالحفل كما ترين, لقد تبعنا تعليماتكِ بالتمام أين جرْوي ؟ |
Konserin tadını çıkarın. Şoför bey. Güle güle hanımlar. | Open Subtitles | إذهبى و تمتعى بالحفل مع السلامة يا سيداتى |
Baloyu karıştırma! | Open Subtitles | لاتعبثي بالحفل آسف , جوسلين مشغوله |
Alan, bu gelecek hafta vereceği konserle karşılaştırılamaz bile. | Open Subtitles | هذا لا شيء يا (آلان) مقارنة بالحفل الذي سيقدمه الأسبوع القادم |
Partideki herkes ile eksiksiz bir soruşturma başlatacağız. | Open Subtitles | سوف نبدأ بتحقيق شامل بدأً بجميع من كانوا بالحفل |