ويكيبيديا

    "بالذهاب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gitmek
        
    • gitmesine
        
    • gitmeyi
        
    • gitmeme
        
    • gitmene
        
    • gidip
        
    • gitmeye
        
    • gitme
        
    • gideyim
        
    • gitmekte
        
    • gidebilir
        
    • gelmek
        
    • serbest
        
    • gitsin
        
    • gitmemize
        
    Bir arkadaşım vardı ve insanlar onu merak ettiklerinde arayıp alışverişe gitmek ya da garajlarını temizlemeye yardım etmek isteyip istemediğini sorardı. TED لدي صديق ممن إذا قلق الناس عليه، فإنّهم يتّصلون به ويسألونه إن كان يرغب بالذهاب للتسوّق أو أن يساعدهم في تنظيف مرأبهم.
    Mary göle gitmek istiyor ve kürek çekebileceğini iddia ediyor. Open Subtitles ماري ترغب بالذهاب في البحيرة وتصر على أنها تستطيع التجديف
    Eğer okula gitmesine izin vermezsen onu senden uzaklaştırıp yeni bir eve yerleştirecekler. Open Subtitles اذا لم تسمح لها بالذهاب الى المدرسة سيأخذونها منك بعيدًا ويضعونها في المنزل
    Larry, bu gece onunla ve Sue ile sinemaya gitmeyi isteyip istemeyeceğimizi sordu. Open Subtitles لاري سألني إذا كان لدينا رغبة بالذهاب معه و سو الليلة لمشاهدة الفلم
    Babam tek başıma koleje gitmeme bile izin vermedi. 1 aylık Avrupa turuna... Open Subtitles ابى لن يسمح لي بالذهاب إلى الكليّة لوحدى سوف يسمح لي بالذهاب بعيدا
    Eğer senin gitmene izin verirsem çok sorumsuz bir davranışta bulunmuş olurum. Open Subtitles سيكون تصرفاً لا مسؤولاً.. إن سمحت لك بالذهاب وأنت في هذه الحالة
    Telefonlarımı açmayan bir tanık var. Evine gidip ona sürpriz yapacağız. Open Subtitles هذا الشاهد كان يتجاهل الرد على مكالماتى سنفاجئه بالذهاب الى منزله
    İndio'yu kuzeye gitmeye ikna et. Rio Bravo boyunca gidin. Open Subtitles حاول إقناع إينديو بالذهاب شمالاُ ثم اذهب بموازاة ريو برافو
    Hem benimle konsere gitmek isteyen bir sürü oğlan var. Open Subtitles وهناك الأطنان من الشباب الذين يرغبون .بالذهاب معي إلى الحفلة
    Ama Harriet bu kadar hastayken siz gitmek istemezsiniz herhalde? Open Subtitles لكن , لن ترغب بالذهاب سيد التون ,فهارييت مريضة للغاية
    Ağladı, bana kendisi gitmek için yalvardı fakat çok tehlikeli olurdu. Open Subtitles كانت تبكي وتطلب مني السماح لها بالذهاب ولكن هذا أمر خطير
    Pearson Hardman'da çalışmak için Harvard'a gitmek istediğini söyledin, değil mi? Open Subtitles أنتي قلت بأنك ِ ترغبين بالذهاب إلى هارفرد أليس كذلك ؟
    -Bunu düşündüm ben de. Ve gitmesine izin verdim. -Aferin! Open Subtitles هذا ما كنت أفكر فية , لذلك سمحت لة بالذهاب جيد
    Şey, o akşam, çok fazla yumurta likörü içti. Ben onun yatağa gitmesine yardım ettim. Open Subtitles بحلول المساء، أنها أحتست كمية كبيرة من الخمر الابيض، لدرجة أنني ساعدتها بالذهاب إلى غرفة النوم
    Amelia, sanırım onlar kontrol ettirmeden kahvaltıya gitmeyi göze alacağım. Open Subtitles أميليا أعتقد أني سأخاطر بالذهاب لتناول الإفطار قبل التدقيق التالي
    Yaşı benden barizce küçük.. ...bir çocuğun evine gitmeyi düşünüyorum. Open Subtitles أفكر بالذهاب لمنزل رجل والذي من الواضح أنه أصغر مني
    Bana spor ayakkabı aldı, evine gitmeme ses çıkarmıyor, bir çocuğun ihtiyaçlarını biliyor. Open Subtitles اشترى لي حذاء رياضي ويسمح لي بالذهاب إلى منزله ويعلم ما يحتاجه الأطفال
    Eğer tüm bildiklerini benimle paylaşacağına söz verirsen gitmene izin veririm. Open Subtitles إذا أقسمت لي أن تبادلني بما تعرفه سوف اسمح لك بالذهاب
    Şu an, tam şu zamanda, gidip gitmemeye karar vermek benimle ilgili. Open Subtitles الآن،في هذا الثانية تماماً،سواء أنا قررت بالذهاب أَو لا يبدو انه عني.
    -Nasıl olacak? Indio'yu kuzeye gitmeye ikna et, Rio Bravo yolundan gidin. Open Subtitles حاول اقناع اينديو بالذهاب شمالا ثم اذهب بموازاة ريو برافو
    Oraya gitme cesaretinde bulunanlardan çok azı hikayeyi anlatmak için dönebildi. Open Subtitles قليلون هم من غامروا بالذهاب الى هناك وعادوا أحياء ليخبروننا بالحكاية
    - Hem cumartesi partimiz var. - Şimdi gideyim demedim ki. Open Subtitles وبلأضافه الى ذلك لدينا حفله يوم السبت لم أفكر بالذهاب ألان
    Onun istekleri mühim değil beyefendi. Yetki bende ve gitmekte özgürsünüz. Open Subtitles رغبته لا تشكّل فرقاً، سيّدي أنا المسؤول، و أنت حرٌّ بالذهاب
    Öyleyse... izninle yatmaya gidebilir miyim? Open Subtitles إذاً .. هل تأذنين لي بالذهاب إلى الفراش ؟
    - ...yine de Daniel'i görmeye gideceğim. - Seninle gelmek istiyorum. Open Subtitles ـ انا مازلت سوف اذهب لرؤية دانيل ـ ارغب بالذهاب معك
    Suikastçileri serbest bırakmak artık yeni politikamız mı oldu, D'Artagnan? Open Subtitles هل وضعت سياستى للسماح "بهؤلاء القتله بالذهاب احرار يا "دارتنيون
    Onu durdurmayın. Bırakın Ali Baba'ya gitsin. Open Subtitles لا داعي لإيقافه أسمح له بالذهاب إلى علي بابا
    Eğer bahsedersen, gitmemize asla izin vermezler. Open Subtitles لأنك إذا فعلت فلن يسمحون لنا بالذهاب ابدا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد