Eğer sürü dağılırsa, ...yarasa su yüzeyini tırmıklayarak bir balık kapmaya çalışır. | Open Subtitles | وإذا تفرّق السرب يخدش الخفاش السطح يحرث الماء محاولا أن يوقع بالسمك |
Ölü bir balık atıyorum, onlar da yüzgeçleriyle alkış tutuyor. | Open Subtitles | ألقى إليهم بالسمك الميت فيرفرفون زعانفهم |
balık çorbası yapabiliriz. Baba, yapmasını biliyor musun? | Open Subtitles | بإمكانك صنع حساء بالسمك هل يمكنك صنعها يا أبي؟ |
Duyurudan önce "Daha fazla balıklı böreğe hayır" yazısını tüm hafta yazdım. | Open Subtitles | نشرت خبر أنه لا مزيد من التاكو بالسمك قبل اسبوع كامل من إعلان ذلك من الكافيتيريا |
Şunun altını çizmem gerekir,bu ağlar tamamen balıkla dolduğunda 455 kilodan daha fazla geliyor. | TED | ومن المهم أن أنبه إلى أن وزن هذه الشباك يبلغ أكثر من ألف رطل عندما تكون مليئة بالسمك. |
Hayatlarımız, geriye doğru yüzen balıklarla doludur. | TED | حياتُنا مليئة بالسمك الذي يسبح للخلف. |
İlk başta tütsülenmiş ringa ve sardunyaya sardı. Şimdi de ringa balığı turşusu. | Open Subtitles | أولا بدأت بالسمك المملح ثم الساردين والآن الرنك المخلل |
Baba, sen şu mersin balığıyla tokatlama işiyle ilgilenirken biz de Astrid'le biraz araştırma yapsak nasıl olur? | Open Subtitles | أبي, ما قولك في الاهتمام بضاربي نفسيهما بالسمك بينما أنا وأسترد نقوم ببعض التحقيقات؟ |
Oliver Laurier Ken Thompson'ın balık beslediğini söylemişti. | Open Subtitles | قال أوليفر لويير بأن كين ثومبسون كان يحتفظ بالسمك |
Yukarı çıkıp yıkanın. balık gibi kokuyorsunuz. | Open Subtitles | عليكم أن تصعدوا لأعلى وتغتسلوا رائحتكم مليئه بالسمك |
balık hasatları iyiyken aç olan yavruları doyurmak için koloniye dönerler. | Open Subtitles | ،باتّخام حوصلاتهم بالسمك فإنهم يعودون للمستعمرة لإطعام صغارهم الجائعة |
Ortaya çıkmalarıyla birlikte, adeta damlalar bir balık seline dönüşüyor. | Open Subtitles | وعندما يبدأون بالخروج، ينغمر المجرى بالسمك. |
Yaklaşmakta olan trafik balık yakalamayı neredeyse imkânsızlaştıracak. | Open Subtitles | سيكون الإمساك بالسمك عند حدوث الإزدحام مستحيل |
deniz balık kaynıyor, ve çok sayıda oldukları için onları yakalamak daha da kolay oluyor. | Open Subtitles | البحر مليء بالسمك وأعدادهم الضخمة تجعل صيدهم أكثر سهولة |
Ama o balıklı şeyden yapmayacaksın. | Open Subtitles | لكن لاتقومي بعمل ذلك الشيء بالسمك الذي تفعليه |
Eğer beni taciz etmeniz bittiyse polis arkadaşlarımla biraz balıklı taco yiyeceğim. | Open Subtitles | الآن إذا انتهيت من مضايقتي، سأذهب لأحظى ببعض التاكو بالسمك مع مرافقي الشرطة. |
Keyfin yerine gelsin diye o çok sevdiğin balıklı çöreklerden aldım. | Open Subtitles | حصلت لك على بعض تلك الدونات بالسمك , التى تحبها كى تبتهج. |
Güzelce oynarsa onu bir balıkla ödüllendiririz. | Open Subtitles | عند العمل بالخدع والتصرفات نكافئه بالسمك |
Başardı, üstelik kursağı hâlâ balıkla dolu. | Open Subtitles | نجح بالرّجوع ولا تزال تمتليء حوصلته بالسمك. |
Film ekibi oldukça etkileyici çekimler yaptı balıkçılar da evlerine bir tekne dolusu balıkla, mutlu olarak döndüler. | Open Subtitles | طاقم التصوير إلتقط تسلسلاً مُثيرا ً، وتوجَّه صائدوا الاسماك الى البيت سُعداء مع قاربٍ مُحمَّل ٍ بالسمك لبيعه. |
Denizi seviyorum, öyle güzel ki öyle gizemli ve öyle... balıklarla dolu. | Open Subtitles | انا احب البحر، جميل للغاية... وغامض للغاية... وممتلىء بالسمك. |
Akşam yemeği tamamen deniz ürünlerinden oluşuyor. Çok taze. | Open Subtitles | أجل، الطعام ممتلئ بالسمك الليلة، طازج للغاية |