ويكيبيديا

    "بالسوق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • piyasa
        
    • piyasada
        
    • pazar
        
    • kara
        
    • borsada
        
    • pazarda
        
    • Markette
        
    • piyasayı
        
    • piyasaya
        
    • satışa
        
    • pazara
        
    • borsaya
        
    • Pazardan
        
    • merkezinde
        
    Artık sadece bir piyasa var ve kim olduğun piyasanın umurunda bile değil. Open Subtitles إن هذا الامر بالسوق الآن والناس لا تهتم بمن أنت
    Eğer şirketler yapmaları gerekeni yapmazlarsa piyasada cezalandırılırlar ve hiçbir şirket bunu istemez. Open Subtitles سيقع عليهم العقاب بالسوق وهذا ما لا تريده أي شركة. هناك سوقا جديدة.
    Hack siteleri her çeyrekte pazar payımızdan daha fazla kapmaya başlıyor. Open Subtitles المواقع المخترقة تستنزف أكثر وأكثر من حصتنا بالسوق كل ربع سنة
    Askerî mahkemeye çıkmış, kara borsada kâr etmeye çalıştığı için terhis edilmiş. Open Subtitles حُكمَ عسكرياً , سرح من الخدمة بشكل غير مشرف لأعمال بالسوق السوداء.
    Bu balıklar da pazarda satılanlarla tamamen aynı görünüyorlar. Open Subtitles إنهم بالضبط مثل سمك الزينة الموجود بالسوق
    Hala Markette çalışıyorum. Yapacak milyonlarca işim var. Open Subtitles ما زلت أعمل بالسوق هناك الملايين من الأشياء لأقوم بها
    Bunu yapmak istediğinden emin misin? piyasa şartları değişmek üzere. Open Subtitles هل أنت متأكد أنك تريد ان تفعل ذلك ، بالسوق التى أوشكت أن تستدير ؟
    İçerden adam ayarlama, piyasa ile oynama yoksa kendi müşterinizi satma mı? Open Subtitles إتفاقات في الخفاء , التحكم بالسوق بيع عملائكم سريعاً ؟
    piyasa manipülasyonu, içeriden bilgi alma, dolandırıcılık. Hisse aldın ve fiyatın düşmemesini sağladın. Open Subtitles التلاعب بالسوق والتجارة الداخلية والاحتيال، فعلت هذا ودعمته
    Yani mahvedici, ezici, kalp parçalayıcı ama parasal anlamda piyasada olan müşterilerim için hepsi para kazandı. Open Subtitles مدمرة تعلمون تسحق وتحطم القلب لكن من ناحية الوعي المالي لزبائني الذين كانوا بالسوق
    Diğer bazı ilaçlar daha piyasada bile yok, sadece klinik testlerde kullanılıyorlar. Open Subtitles بعض تلك المخدرات ايضا لا يوجد بالسوق انها فقط تستعمل فى التجارب الطبية
    pazar yerinde seramiklerinizi gördüğüm zaman, gözlerime inanamadım. Open Subtitles لم أصدق عيناي عندما رأيت مصنوعاتك من الخزف بالسوق
    pazar manipulasyonu şüphesi ile araştırılıncaya kadar. Open Subtitles إلى حين أن تم التحري بشانهما لاشتباههما في التلاعب بالسوق
    Hindistan'da, 315 trilyondan fazla (yaklaşık 5.129.775 bilyon dolar) kara para var. Open Subtitles يوجد اكثر من 315 مليون روبيه يتم التداول فيها بالسوق السوداء بالهند
    Askerî mahkemeye çıkmış, kara borsada kâr etmeye çalıştığı için terhis edilmiş. Open Subtitles حُكمَ عسكرياً , سرح من الخدمة بشكل غير مشرف لأعمال بالسوق السوداء.
    Ve bu silahları elde edip pazarda satmayı düşündü. Open Subtitles و جائته فكرته العظيمة بأخذ هذه الأسلحة و بيعها بالسوق السوداء
    Bana ipucu verecek birisini bulmam lazım, ama resmi Markette değil. Open Subtitles أحتاج لشخص يجد لي قطعة فنية جميلة لكنها بالسوق السوداء
    Çiftçilere rüşvet vermeye, piyasayı yönlendirmeye ve iki beysbol takımına koçluk yapmaya ne ara vakit buldun hayret valla. Open Subtitles أريد أن أعرف كيف تملك الوقت لترشي المزارعين وتتلاعب بالسوق وتدرب فريقَي بيسبول متنقلين؟
    Federal makamları ikna etmeliydiler bunun piyasaya çıkarılabilecek iyi ve güvenli bir ürün olduğuna. Open Subtitles بأن هذا كان منتج رفيع وآمن للموافقة على طرحه بالسوق وفعلوا ذلك؛
    Sabre bizi, şubelerini perakende satışa açmak için yardım etmekle görevlendirdi. Open Subtitles في الأساس أوكلت "سابر" إلينا مهمة مساعدتهم لعمل فرع تجزئه بالسوق
    Bilirsin, her ayakkabıyı pazara sunmadan önce ben denerim. Open Subtitles تعلم,أقوم باختبار كلّ حذاء رياضي قبل طرحه بالسوق حقاً؟
    Ailesi tüm birikimlerini borsaya yatırmış ama borsa çökünce evlerini kaybetmişler. Open Subtitles وضع أبواه كل مدخراتهم بالسوق ، ثم إنهار
    Pazardan başlayacağız, ve sonra Ermeni bölgesine gideceğiz, sonra Yahudi bölgesine gideceğiz, ve harika... Open Subtitles سنبدأ بالسوق ومن ثم سنذهب إلى الحي الأرمني ومن ثم سنذهب إلى الحي اليهودي
    Alışveriş merkezinde karşısına oturdum. Yemek yedik. Open Subtitles نعم كان لدي, جلست بجانبها بالسوق و أكلنا مع بعض.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد