Peki madem ki konuşmak istemiyorsunuz size şunu söyleyeyim siz bir kontrol mayyağısınız. | Open Subtitles | حسناً، لا تريدينني أن أتعاطف معك؟ سأكون فظاً إذاً أنتِ شخص مهووس بالسيطرة |
İstediğin tek şeyin, bağımlılığımı kontrol etmemi sağlamak olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّ كلّ ما أردتِه هو مساعدتي بالسيطرة على إدماني |
atomları anlamaktan çok daha zor bir çağ atomu kontrol etmeye başladık. | Open Subtitles | حيث وصلنا لعصر نقوم بأكثر من مجرد فهم الذرّات .بدأنا بالسيطرة عليها |
Altı ay gibi bir sürede beş büyük karteli kontrolü altına almış. | Open Subtitles | وفي خلال ستة أشهر فحسب، قام بالسيطرة على المنطمات الإجرامية الخمس بأكملها. |
İki ya da üç ay önce kendimi kontrol edemiyordum. Oyunumda sorun vardı. | Open Subtitles | ربما قبل شهرين أو 3، كنتُ أواجه مشاكل بالسيطرة على رمي كرة منزلقة |
Seni böyle kontrol etmesine izin veremezsin. Sen böyle biri değilsin! | Open Subtitles | لا يمكنك السماح له بالسيطرة عليك بتلك الطريقة هذا ليس انت |
Senin gibi bir kontrol delisi değişim için ne yapılmasını söylemekten zevk alabilir. | Open Subtitles | إن أمثالك من المهووسين بالسيطرة يحبذون أن تملى عليهم الأفعال من باب التغيير |
Hayat şartlarımızın ne olduğu, onlar üzerindeki kontrol hissimize oranla çok daha önemsizdir. | TED | الظروف في حياتنا يمكن ان تؤثر على سعادتنا عن الاحساس بالسيطرة التي نشعره على حياتنا |
Sahte sinyaller GPS alıcısını tamamen kontrol eder. | TED | الإشارات المزيفة قامت بالسيطرة الكاملة على جهاز الإستقبال. |
Hayvan, hedeflere dokunması icin avatarı kontrol ediyor | TED | يقوم الحيوان بالسيطرة على الآفاتار ليلمس الأهداف. |
zor bir kulvarda, iste yine cevrenizi tamamen kontrol altina aldiginiz hissine kapiliyorsunuz. Ya da sehvet uyandiran bir duygu. | TED | أثناء الفرملة مرة أخرى تشعر بالسيطرة على المحيط أو الشعور الحسي |
Benliğin mutluluğunu kontrol eden etmenlerin bazılarını biliyoruz. | TED | نحن نعرف شيئاً حول ما يقوم بالسيطرة على رضى نفسية السعادة. |
Fakat o bir şeyleri kontrol etmeyi seviyor. | Open Subtitles | ما عداه يَحْبُّ الإحتِفاظ بالسيطرة علي الأشياءِ. |
Kargaşa dolu bir dünyada kontrol duygusuna kapılıyor. | Open Subtitles | هذا يُعطيها إحساس بالسيطرة على العالم الهمجي أرجوكِ ؟ |
Marshall yardımının Fransız endüstrisinde kullanılmayacaktır, hükümet komünistlik tehtidini kontrol altına alana kadar. | Open Subtitles | أنه لن يكون هناك أية مساعدات من مشروع مارشال للصناعة الفرنسية حتى تقوم الحكومة بالسيطرة على التهديد الشيوعي |
Burada herşey kontrol altında Evet, şimdiye kadar ölmüş insanlar dışında. | Open Subtitles | لقد قمنا بالسيطرة على الوضع اجل ما عدا الذين توفوا |
Başkan sistemin ortak kontrol edilmesi konusunda bizim durumumuzu yeniden düşünüyor. | Open Subtitles | الرئيس يعيد دراسة الموقف فيما يتعلق بالسيطرة على نظامنا الدفاعى |
Uzun zaman sonra ilk kez kontrolü ele almış hissettim. | Open Subtitles | فقط إنها المرة الأولى منذ وقت طويل أشعر بالسيطرة بالفعل |
İçimde kontrolü elimde tutmamı sağlayan, yakıcı bir açlık ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أعيش مع هذا الشره الملّح بداخلي بما يسمح لي بالسيطرة عليه. |
Ben durumun kontrolünü sağlamak zorundayım senin ve herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | أنا يجب أن أحتفظ بالسيطرة في هذه الحالة لأجلك ولكل شخص. |
Hayır, demek istediğim, inancın varsa Kontrole ihtiyacın yoktur. | Open Subtitles | لا، ما أردت أن أقوله أن التحلي بالإيمان يعني أنه لا حاجة لك بالسيطرة |
Kapıları kapatıp, saklanıyoruz, kontrolün elimizde olduğuna inanıyoruz, ya da, en azından, kontrolün elimizde olduğunu umuyoruz. | TED | نحن نغلق على أنفسنا اﻷبواب ونحتمي، مقتنعين أننا مسيطرون، أو على اﻷقل، نأمل بالسيطرة. |
Ve artık tüm bakteri DNA'sında kurtulduğumuza göre virüs DNA'sı hücrenin kontrolünü ele geçirir ve ona daha fazla virüs üretmesini söyler. | TED | و بعد أن تخلصنا من الحمض النووي الخاص بالبكتريا، يقوم حمض الفيروس النووي بالسيطرة على الخلية و تأمرها بالبدء بصناعة فيروسات جديدة. |