"بالظبط" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tam olarak
• Kesinlikle
• Aynen
• aynı

tam olarak 30 saat sonra bu plastik patlayıcı elinden geleni yapar.
خلال 30 ساعة من الآن بالظبط هذه المتفجرات البلاستيكية عملها بأفضل طريقة

Şimdi, bu ilk kez olduğunda tam olarak ne düşünüyorduysan onu düşünmeni istiyorum.
الآن أريدك أن تتذكر بالظبط فيما كنت تفكر أول مره حدث هذا الأمر

Ama bu durumu kaale almadım, çünkü tam olarak ne yapacağımı biliyordum.
لكني لم أكن أهتم، لأني أعلم بالظبط ماذا سأفعل في ذلك المشهد

Kesinlikle! Söylediğin buydu ve bu gerçekten can alıcı noktadan vurdu.
بالظبط , هذا مانقصده و تفاعل معه البيوت انه ليس حقيقا

Bu araç koltuğu, daha önce 1000 araç koltuğu monte eden, ve Kesinlikle işinin ehli biri tarafından monte edilmiştir.
هذا هو مقعد السيارة الذي تم تثبيته من قبل شخص قام بتثبيت أكثر من 1000 مقعد ، وهو يعرف كيفية تركيبه بالظبط

Aynen dediği gibi. Eğer o yazmasaydı, bir başkası yazacaktı.
إنه كما قالت بالظبط لو لم تكتبها، لفعل أحد آخر

Sağ ol baba, benim istediğim de tam olarak buydu.
شكرا يا أبى هذا بالظبط ما كنت أريد أن أسمعه

Neden iştahı kesildi? Bunun tam olarak neden olduğunu bilemeyiz.
هذا الكلب لديه التواء لا نعرف بالظبط لما يحدث هذا

Adamlarına onun tam olarak nereye gittiğini bildiğimi söyle. Bakın lezbiyenler! Palmiyeler.
قول للرجالة انا عارفة بالظبط هم رايحين فين يا شراميط، شوفو النخل

Şimdi tek yapabileceğimiz uyumlu davranmak ve onu hoş tutmak ben tam olarak ne olup bittiğini anlayana kadar.
و الأن كل ما علينا فعله هو , أن نلعب لعبته و نبقيه هادئا حتى نعرف ماذا يحدث بالظبط

Müttefiklerin adaları tam olarak ne zaman geri alacağını söylerdim.
اخبرنى بالظبط متى ستهبط قوات التحالف على هذه الجزيزه ؟

Fakat Oliver ve Wallace tam olarak göründükleri kişiler değiller.
و لكن أوليفر و والاس ليسو بالظبط كما يبدو أنهم

SP: tam olarak değil. Hâlâ şiddete dönüşebilecek bazı içgüdülerimizin olduğunu düşünüyorum; açgözlülük, aşiretçilik, intikam, güç ve sadizm gibi.
ستيفن: ليس بالظبط مازلنا نُؤوي غرائز بإمكانها أن تتفجر إلى عنف مثل الجشع والقبلية والإنتقام والهيمنة والسادية.

Eğer tam olarak hangi dakikada uykuya daldığını, hangi dakikada uyandığını, arada uyanıp uyanmadığını uyandıysan kaç dakika uyanık kaldığını söyleyebilirsen, ben de kesin olara-
لو أخبرتينى بالظبط متى ذهبت للنوم و متى أستيقظت بالظبط و لو كنت أستيقظت فترات بينهما و كم ظللت مستيقظة كل فترة بالظبط

Kesinlikle. Bu altı kişi, çok dikkatlice izlendi.
بالظبط ,وبالطبع ,هؤلاء الستة كانوا تحت المراقبة الدقيقة

- Birdenbire Özgürlük Heykeli'ne bakıyorsundur. - Kesinlikle.
كما لو انك لم تنظر الى تمثال الحرية لاول مرة فلن تفاجئ بالظبط

- Senin ikinci aşamaya geçmene ilk izin verişim. - Kesinlikle.
المرة الأولى التي تركت تصل فيها للمرحلة الثانية - بالظبط -

Sana Harika Ötesi'nde neler olduğunu Aynen anlatayım seni gerizekalı, kırmızı bok çuvalı!
انا هقولك بالظبط ايه اللي حصل في العالم التاني يابن المتناكين يا كسمك

Hackerlerin nükleer bombalı bir denizaltıyı kontrol ettiklerini mi söylüyorsunuz? Aynen öyle diyorum.
هل تقول بأن المخترقين يتحكمون في غواصة تحمل النووي؟ هذا بالظبط ما أقوله؟

Aynen. Mahkeme dosyasını incelerken onu burada tutuyoruz.
بالظبط , إننا نحتجزه هُنا . حتى تراجع المحكمة قضيته

aynı ağaçtan olduğunuz gibi. Kabul ettik. Benim yarım sizin yarınız için.
بالظبط مثلكم انتم الثلاثة, لقد اتفقنا على النصف لى و النصف لكم