En saçma şeyleri yaparlar. Asla Sonuçlarını düşünmezler. | Open Subtitles | إنهم يفعلون الأشياء البغيضة ولا يفكرون بالعواقب |
En saçma şeyleri yaparlar. Asla Sonuçlarını düşünmezler. | Open Subtitles | إنهم يفعلون الأشياء البغيضة ولا يفكرون بالعواقب |
Karşılaşacağınız olası sonuçların neler olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لا أعلم. إن كنتم مدركين بالعواقب المحتملة من. |
Eğer arkasında o olduğunu kanıtlarsak, sonuçların ne olacağını gayet iyi biliyor. | Open Subtitles | إنه على علم تام بالعواقب إذا إستطعنا إثبات أنه وراء هذا |
Bir Denizci subayını elinde yeterli delil olmadan ağır bir suçla suçlamanın içerdiği olası sonuçları hakimin sana haber verdiğini kabul etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقر بأن ممثل النيابة العسكرية أعلمك بالعواقب المحتملة لاتهام ضابط بحري بجريمة كبرى دون دليل قاطع |
sonuçlarına aldırmaksızın hareket eden biri. | Open Subtitles | نحتاج لفاعل ، شخص يقوم بالأمور دون التفكير بالعواقب |
Anlıyor musun? Ben de sonuçlar derken bunu kast ediyordum tatlım. | Open Subtitles | أتريّ , هذا ما كنت أعنيهِ بالعواقب , حبيبتى. |
Eğer başarısız olursak, Sonuçlarını size hatırlatmam gerekmiyor herhalde. | Open Subtitles | لا داعي أن أذكر كلاكما بالعواقب لو فشلنا |
Ve Sonuçlarını bilsem de Aynılarını tekrar yapardım. | Open Subtitles | وسوف أقوم به كله مرة أخرى, رغم معرفتي بالعواقب. |
Sonuçlarını düşünmeden hemen bir ilişkiye başlayan ben değilim. | Open Subtitles | لست انا من قفز الى علاقة بدون التفكير بالعواقب |
Sonuçlarını düşünmeden çılgınca kararlar veriyorsun. | Open Subtitles | تصنعين الكثير من القرارات المجنونة ولاتفكرين بالعواقب |
Sonuçlarını düşünmedim. Hiçbir şey düşünmedim. Tek düşündüğüm şey eve gitmemi sağlayacağından emin olmamdı. | Open Subtitles | لم أفكر بالعواقب و لم أفكر بشيء، الشيء الوحيد الذي فكرت فيه هو أن أحرص على الذهاب إلى المنزل |
Sonuçlarını anlamadan yatırım kararları verdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّها تعمل قرارات إستثماريّة، بدون أن تعلم بالعواقب. |
Başınıza hangi sonuçların geleceğini söyleyemem. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أخبرك بالعواقب التي قد تحل بك. |
sonuçların ne olabileceğini senin herkesten daha iyi bilmen gerekir. | Open Subtitles | يستحسن أن تكونِ خير من أي شخص أن يكون يعرف بالعواقب |
Reddederseniz, siz de doğuracağı sonuçların farkındasınız. | Open Subtitles | أنت علي دراية جيدة بالعواقب إذا إنقلبت ضد هذا |
Almanya'nın, Avusturya'yı destekleme konusunda vermiş olduğu bu karar sonuçları önemsenmeksizin verilmişti. | Open Subtitles | كان قرار ألمانيا بدعم النمسا قد تم اتخاذه دون اهتمام بالعواقب |
sonuçları düşünmeden, habire insanları iyileştiriyordun! | Open Subtitles | أنتِ تشفين الناس صحيح ؟ دون التفكير بالعواقب |
sonuçları değiştirmeyiz. Bazı güzel sonlar olmalı. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع الطعن بالعواقب كانت هناك بعض العواقب الجيدة |
-Ben hayatımı sonuçlarına adadım. | Open Subtitles | أعرف ذلك يا سيدي لقد كرست حياتي من أجل التفكير بالعواقب |
Eğer bizi buna zorlarsınız sonuçlarına katlanırsınız. | Open Subtitles | ..وإننا على ثقة بأنك على علم بالعواقب . إن أجبرتمونا على ذلك |
Hayır! "Kötü sonuçlar"ın ne manaya geldiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | لا ، ماذا تعتقدين المقصود بالعواقب الوخيمة ؟ |