ويكيبيديا

    "بالعيش في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamaya
        
    • ta yaşamak
        
    • yaşamamıza
        
    • yaşamaktan
        
    Tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick? Ailem taşındı. Open Subtitles انت لا تعتقد بالعيش في مكان واحد يا سيد كويك ؟
    Barışçıl ve zengin yaşamaya izin verilenlerin sayısı tarafından ölçülüyor, bu yüzden. Open Subtitles تُقاس بعدد من سُمح لهم بالعيش في سلام و ازدهار بسبب ذلك
    Her zaman New York'ta yaşamak istemişimdir. Open Subtitles (لطالما حلمت بالعيش في (نيويورك
    Her zaman New York'ta yaşamak istemişimdir. Open Subtitles (لطالما رغبت بالعيش في (نيويورك
    Dünya hükümetleri kayıt işlemine son verip huzur içinde yaşamamıza izin verene kadar güçlerimizi sizinle savaşmak için kullanacağız. Open Subtitles إلا إذا قامت حكومات العالم بإنهاء التسجيل ، و السماح لنا بالعيش في سلام سوف نستعمل قدراتنا لقتالكم
    O evde yaşamaktan gerçekten rahatsız olacaksın. Open Subtitles أنا أعتقد أنك تصبح مهووسا محترفا بالعيش في ذلك المنزل. نعم، يجب أن تنتقل.
    Mogadishu'nun kenar mahallelerinde bir çadır kentte yaşamaya başladı. TED انتهى به الأمر بالعيش في خيمة في ضواحي مقديشو.
    Bir şekilde bazı insanların ölmeyi hak ettiğine inanılır aksi takdirde iyi insanlar kendilerini yaşam şansının çok çarpıtıldığı yerlerde yaşamaya ikna ederler. TED عبر الاقتناع أن بعض الأشخاص يستحقون الموت على نحو ما، يسمح الأشخاص الجيدون لأنفسهم بالعيش في أماكن حيث تكون فرص العيش شديدة الانحراف.
    Neden içimde acılar vererek ve beni aşağılayarak yaşamaya devam ediyor? Open Subtitles لماذا علي أن استمر بالعيش في طريق مذل مؤلم؟
    Bir iç savaşın ortasında yaşamaya devam etmeyeceğim. Open Subtitles لَن أَستمر بالعيش في منتصف الحرب ألاهلية
    Sonunda, bir dağda yaşamaya başladı ve kötü birşey oldu. Open Subtitles و أخيراً, بدأ الرجل بالعيش في الجبال و أصبح رجلاً شريراً.
    Bu dünyada yaşamamıza izin verdiğin için hepimiz sana minnettarız. Open Subtitles لقد سمحت لنا بالعيش في هذا العالم ولهذا نحن ممتنون لك للأبد
    Montana'da yaşamamıza izin vereceklerini düşünüyor musun? Open Subtitles أتظنهم سيسمحون لي بالعيش في "مونتانا" ؟
    Hayır, ben anı yaşamaktan memnunum. Open Subtitles حسناً, لا... أنا سعيدة بالعيش في اللحظة.
    Bu Gil'in fikriydi. Zemin katta yaşamaktan mutluydum. Open Subtitles كانت فكرة " غيل " , كنت سعيدةً بالعيش في الطابق الأرضي
    İnsanlar genellikle bir yalanın içinde yaşamaktan mutlu olmuşlardır. Open Subtitles الناس غالباً كانوا سعداء بالعيش في كذبة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد