ويكيبيديا

    "بالقطار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • trenle
        
    • trene
        
    • tren
        
    • trende
        
    • treni
        
    • trenin
        
    • trendeki
        
    • trenini
        
    • trenine
        
    • metroyla
        
    • treniyle
        
    • trenlerle
        
    • Metroyu
        
    Bu öğleden sonra Paris'te olmak zorundayım. Yarın trenle döneceğim. Open Subtitles يجب أن أكون في باريس عصر اليوم سأعود بالقطار غدا
    Bugün buraya trenle gelirken inanılmaz bir hikaye duydum. TED وقد سمعت اليوم قصة مثيرة جدا عندما كنت قادم بالقطار الى هنا
    Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. trene yetişmek için koşmam gerekir. Open Subtitles لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار
    Ve Frankfurttan Cologne'ye tren ile nasıl gittiğimi, bu esnada ne sıklıkla arama yaptığımı görebilirsiniz. TED وبإمكانكم أيضاً رؤية كيفية انتقالي من فرانكفورت بالقطار إلى كولون ، وكم مرةٍ أقوم بإجراء اتصال أثناء ذلك.
    Bunu kendi başımıza yapmak zorundayız. Hiç kimse o trende ne olduğunu bilmemeli. Open Subtitles يجب أن نقوم بهذه بأنفسنا لا يجب أن يعرف أحد ماذا يوجد بالقطار.
    İşte buyur. Ayrıca treni yakalamak için de koşturmamız gerekecek. Open Subtitles إلى جانب ما قلتيه سنحتاج إلى معجزة لنلحق بالقطار
    Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'ın Casablanca şehrine. Open Subtitles ثم بالقطار أو السيارة أو مشياً، عبر شمال أفريقيا، إلى الدار البيضاء في المغرب الفرنسية
    Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'ın Casablanca şehrine. Open Subtitles ثم بالقطار أو السيارة أو مشياً، عبر شمال أفريقيا، إلى الدار البيضاء في المغرب الفرنسية
    - Ya da onu istasyona götürüp- - trenle göndeririz. Open Subtitles نحن سنأخذها إلى المحطة ونرسلها خارجا بالقطار
    trenle sadece üç saat olmasına rağmen buraya bile gelmemi istemedi. Open Subtitles حتى أنها لم تكن تريد قدومي إلى هنا بالرغم أنها تبعد 3 ساعات فقط بالقطار
    Akşam trenle gelirken güzel birşey gördüm. Tatlı birşeydi. Open Subtitles رأيت اليوم شيئاً لطيفاً و أنا عائد بالقطار شيء حلو
    Ve bu tüvitler gitmeli. - trene yetiştiğine emin misin? - Kesinlikle. Open Subtitles وملابس التويد هذه لابد من التخلص منها امتأكدة انها لحقت بالقطار ؟
    Ama annemin beni trene bindirdiği o meşhum günden sonraki 70 yıllık ömrümde, hayal bile edemeyceğim kadar çok şey yaptım. TED لكني حققت الكثير خلال العقود السبعة منذ ذلك اليوم الكئيب الذي وضعتني فيه أمي بالقطار أكثر مما كنت أحلم به.
    trene yetişmeniz gerektiğini biliyorum. Önemli değil. Open Subtitles اعلم انك تريد اللحاق بالقطار مبكرا اطلاقا
    tren aradan geçtiğinde uyanık, kayıplara karışacaktı. Open Subtitles كاد يقتلنا ذلك الفتى عندما تعلق بالقطار وهو مسرع
    tren seyahatinden olmalı. Hep çok sevmişimdir. Open Subtitles يجب أن يسافر بالقطار فأنا أستمتع به دائما
    Tabii, tren işine dönmeyi düşünmüyorsan. Open Subtitles أنا بالفعل قلت لصاحب العمل ما الذى ينبغى فعله بالقطار
    Örneğin; Hollanda'daki tüm seraların olduğu Westland'a trende gidiyordum. TED على سبيل المثال، كنت قادمة بالقطار عبر ويستلاند، منطقة في هولاندا تكثر فيها الدفيئات الزراعية.
    trende üzerine vazife olmayan işlere burnunu soktuğunu biliyoruz ! Open Subtitles نحن نعرف بأنك مختبىء هناك مع ذلك الشخص الصينى الذى كان بالقطار
    treni yakalamak zorundayım. Open Subtitles أنا حقا يجب ان أذهب، أمي علي ان الحق بالقطار
    Paltomla ceketimi getir kelepçeleri ve iki şapkayı ve treni hareket ettir. Open Subtitles أحضر معطفى وسترتى الأصفاد والقبعتان وأرحل بالقطار
    O herifin arabasını kadına sen fırlattın. Şu trenin haline bak. Open Subtitles إنه أنت من ألقيت بسيارة ذلك الشخص . على سيارة تلك المرأة ، ناهيك عما فعلته بالقطار
    trendeki o yarı erkeğe güvenmedim. Open Subtitles فلم أضع في الحُسبان ذلكَ النصف رجُل الذي بالقطار
    Ona trenini ne yapabileceğini söyledim. Open Subtitles أنا بالفعل قلت لصاحب العمل ما الذى ينبغى فعله بالقطار
    Şimdi acele edip, Broadhinny trenine yetişmem gerek. Open Subtitles والآن ,لابد ان اسرع لالحق بالقطار المتجه الى برودهنى.
    Üzgünüm, geciktim. metroyla geldim, çok kalabalıktı. Open Subtitles آسفه لأني متأخره أتيت بالقطار لكنه كان مزدحماً
    9 Mayıs 1940. Hitler, özel treniyle Berlin'den Norveç'e doğru ilerliyor. Open Subtitles ولبقية الحرب شحنة بعد شحنة بالقطار محملة بالحديد السويدى الخام
    Ama ancak 84 yıl sonra ve trenlerle değil. Open Subtitles على الرغم من أنه لن يكون قبل 84 عاماً و ليس بالقطار.
    Metroyu yakalayacak olan mı vardı yoksa? Open Subtitles هل سيذهب أحدكم بالقطار الذاهب لمنتصف المدينة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد