Ve Onlar için bu sorunun zor bir soru olduğunu anladım. | TED | ووجدت أنه كان سؤالاً صعباً بالنسبة إليهم ليجيبوا عليه في الحقيقة. |
Onlar için artık söz konusu para değil, artık değil. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بالأموال بالنسبة إليهم لم يعد الأمر كذلك |
Her şirkette kuşkucuların olduğu aşikar. Neden bu Onlar için uygun değildir? | TED | وبشكل واضح، لدى كل شركة متشككيها حول لِمَ لن تعمل هذه الطريقة بالنسبة إليهم |
Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar ve evren de Onlar için en büyük yapboz. | TED | لا يحبُ العلماء أن يكونوا مخطئين ولكننا نحبُ الألغاز، والكون هو أكبر لغز بالنسبة إليهم. |
Onlara göre bile vasat düzeyde. | Open Subtitles | لا ، حتى بالنسبة إليهم ، مستواه دون المتوسط |
Onlar için önemli olmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تكون مهم جداً بالنسبة إليهم. |
Onlar için ben Kay'in hayran olduğu bir yazarım. | Open Subtitles | بالنسبة إليهم, أنا الكاتب الذى أعجبت به كاى |
Seçtikleri mekanlar Onlar için fazlasıyla semboliktir. | Open Subtitles | المواقع التي يختارونها تكون رمزية جداً بالنسبة إليهم |
Çünkü Onlar için karınlarını tıka basa doyurup deliler gibi düzüşmek arzu edebilecekleri en büyük şeydir. | Open Subtitles | لأنه بالنسبة إليهم, الإفراط إلى أقصى حد في تناول الطعام وممارسة الجنس هو أكثر ما يمكنهم أن يطمحوا إليه. |
Bu Onlar için normaldi. | TED | هذا هو الطبيعي بالنسبة إليهم. |
Bu durum Onlar için çok büyük bir sorun. | TED | تلك تعد مشكلة كبيرة بالنسبة إليهم |
Bu Onlar için çok önemli. | Open Subtitles | هو سَيَعْني الكثير بالنسبة إليهم. |
Merak etme Val. Onlar için birbirimize benziyoruz. | Open Subtitles | لا تقلق، نبدو متشابهين بالنسبة إليهم. |
Onlar için bir yalancı ve bir katilsin. Sonsuza kadar lekeli kalacaksın! | Open Subtitles | بالنسبة إليهم, أنت كذاب, وقاتل سوف تتعفن إلى الأبد! |
Merak etme Val. Onlar için birbirimize benziyoruz. | Open Subtitles | لا تقلق، نبدو متشابهين بالنسبة إليهم. |
Bunlar Onlar için sadece oyunlar ve bulmacalar. | Open Subtitles | هذه مجرد أحجيات و ألعاب بالنسبة إليهم |
Onların istediklerinin Tanrı'nın arzusu olduğunu bilmem Onlar için çok önemli oluyor. | Open Subtitles | وكلهم يطلبونني... من المهم جدا بالنسبة إليهم... |
Beni aradıklarında ki beni hep ararlar Onlar için önemli olan istedikleri şeyin, Tanrı'nın iradesi olduğunu bilmemdir. | Open Subtitles | وكلهم يطلبونني... من المهم جدا بالنسبة إليهم... أن أعرف أن ما يطلبونه هو رغبة الرب. |
Onlar için buydum ben. | Open Subtitles | هذا ما كنتُ أشكّله بالنسبة إليهم |
Onlar için bu, gerçek dünyaydı. | Open Subtitles | كانت تمثل العالم الحقيقي بالنسبة إليهم |
Onlara göre, ailesini alıkoymak gayriahlaki olmasının yanı sıra daha fazla şiddeti de doğurabilirdi. | Open Subtitles | بالنسبة إليهم ، لم يكن احتجاز عائلته أمرا غير أخلاقي فحسب و لكن كان من الممكن أن يؤدي إلى مزيد من العنف |
Ayrıca hâlâ sizler için sadece okuldaki yeni kız olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنني لا أزال الفتاة الجديدة بالمدرسة بالنسبة إليهم. |