"بالنسبة إليهم" - Translation from Arabic to Turkish

• Onlar için
• Onlara göre
• için sadece

Ve Onlar için bu sorunun zor bir soru olduğunu anladım.
ووجدت أنه كان سؤالاً صعباً بالنسبة إليهم ليجيبوا عليه في الحقيقة.

Onlar için artık söz konusu para değil, artık değil.
لا يتعلق الأمر بالأموال بالنسبة إليهم لم يعد الأمر كذلك

Her şirkette kuşkucuların olduğu aşikar. Neden bu Onlar için uygun değildir?
وبشكل واضح، لدى كل شركة متشككيها حول لِمَ لن تعمل هذه الطريقة بالنسبة إليهم

Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar ve evren de Onlar için en büyük yapboz.
لا يحبُ العلماء أن يكونوا مخطئين ولكننا نحبُ الألغاز، والكون هو أكبر لغز بالنسبة إليهم.

Onlara göre bile vasat düzeyde.
لا ، حتى بالنسبة إليهم ، مستواه دون المتوسط

Onlar için önemli olmalısın.
يجب عليك أن تكون مهم جداً بالنسبة إليهم.

Onlar için ben Kay'in hayran olduğu bir yazarım.
بالنسبة إليهم, أنا الكاتب الذى أعجبت به كاى

Seçtikleri mekanlar Onlar için fazlasıyla semboliktir.
المواقع التي يختارونها تكون رمزية جداً بالنسبة إليهم

Çünkü Onlar için karınlarını tıka basa doyurup deliler gibi düzüşmek arzu edebilecekleri en büyük şeydir.
لأنه بالنسبة إليهم, الإفراط إلى أقصى حد في تناول الطعام وممارسة الجنس هو أكثر ما يمكنهم أن يطمحوا إليه.

Bu Onlar için normaldi.
هذا هو الطبيعي بالنسبة إليهم.

Bu durum Onlar için çok büyük bir sorun.
تلك تعد مشكلة كبيرة بالنسبة إليهم

Bu Onlar için çok önemli.
هو سَيَعْني الكثير بالنسبة إليهم.

Merak etme Val. Onlar için birbirimize benziyoruz.
لا تقلق، نبدو متشابهين بالنسبة إليهم.

Onlar için bir yalancı ve bir katilsin. Sonsuza kadar lekeli kalacaksın!
بالنسبة إليهم, أنت كذاب, وقاتل سوف تتعفن إلى الأبد!

Bunlar Onlar için sadece oyunlar ve bulmacalar.
هذه مجرد أحجيات و ألعاب بالنسبة إليهم

Onların istediklerinin Tanrı'nın arzusu olduğunu bilmem Onlar için çok önemli oluyor.
وكلهم يطلبونني... من المهم جدا بالنسبة إليهم...

Beni aradıklarında ki beni hep ararlar Onlar için önemli olan istedikleri şeyin, Tanrı'nın iradesi olduğunu bilmemdir.
وكلهم يطلبونني... من المهم جدا بالنسبة إليهم... أن أعرف أن ما يطلبونه هو رغبة الرب.

Onlar için buydum ben.
هذا ما كنتُ أشكّله بالنسبة إليهم

Onlar için bu, gerçek dünyaydı.
كانت تمثل العالم الحقيقي بالنسبة إليهم

Onlara göre, ailesini alıkoymak gayriahlaki olmasının yanı sıra daha fazla şiddeti de doğurabilirdi.
بالنسبة إليهم ، لم يكن احتجاز عائلته أمرا غير أخلاقي فحسب و لكن كان من الممكن أن يؤدي إلى مزيد من العنف

Ayrıca hâlâ sizler için sadece okuldaki yeni kız olduğumu biliyorum.
وأعلم أنني لا أزال الفتاة الجديدة بالمدرسة بالنسبة إليهم.