Ama anne diğer bir taraftan da Onun için hangi şeyin daha önemli olduğunu hiç umursamadın. | Open Subtitles | على العكس من ذلك , يا أمي فأنتِ لم تأبهي مطلقا الى ما هو مهم بالنسبة اليه |
Ona bu ürünü zorlayacağını söyle. Bu Onun için para demek. | Open Subtitles | أخبره بأنك سترعى المنتج انه مال بالنسبة اليه |
Aubrey, Vietnam'daki My Lai katliamından sonra Teğmen Calley'i temsil etti yani bu Onun için bir çocuk oyuncağı olacak. | Open Subtitles | أودبري قاضى الملازم كالي بعد مجزرة ماي لي في فيتنام فيجب أن تكون هذه القضية سهلة بالنسبة اليه |
Gösteri Onun için çok önemli. Bunu yapmalısın. | Open Subtitles | انهه مهم جدا بالنسبة اليه يتوجب عليك مساعدته للقيام بذلك |
Asılsız yere suçlandıysa yaparız. Aksi halde... Her neyse, bu Onun için en iyisi. | Open Subtitles | هذا إذا كان بريء سنفعل ، على اي حال ، سوف يكون هذا الحل الأفضل بالنسبة اليه |
Görünüşe göre cesetlerin atıldığı bölge Onun için önemli. | Open Subtitles | من الواضح ان موقع التخلص من الجثث هام بالنسبة اليه |
Onun için Noel gibi. | Open Subtitles | ان هذا بمثابة عيد الميلاد بالنسبة اليه |
- Belki kurbanlara zarar vermede çelişkiye düştü. Onun için birini simgeliyor olabilirler. | Open Subtitles | قد يمثلون شخصا ما بالنسبة اليه |
'Onun için,ben herkesten biriydim.' | Open Subtitles | بالنسبة اليه كنت مثل اي شخصاً اخر |
Onun için çok geç olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون الوقت قد تاخر بالنسبة اليه |
Tabii Onun için. | Open Subtitles | هذا بالنسبة اليه |