ويكيبيديا

    "بالنسبة لها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • onun için
        
    • Ona göre
        
    • Ona karşı
        
    • Onun adına
        
    • onun gözünde
        
    • kendisi için
        
    onun için mükemmel bir eşsin. Komik ve kurnaz insanlara bayılır. Open Subtitles كنتَ لتكون مثالياً بالنسبة لها إنها تحب الرجال الطريفين غريبي الأطوار
    Sonuçta onun için o mekan geçip gittiği bir yerdi. Open Subtitles ومع ذلك كانت بالنسبة لها مجرد غرفة تعبر من خلالها
    - Büyün hayatım boyunca onun için en iyisini düşünerek geçirdim. Open Subtitles لقد كنت طوال حياتى ابحث عن ما هو جيد بالنسبة لها
    Ona göre, "Burada sonsuza dek tıkılıp kaldın. Katlan" demek daha doğru. Open Subtitles بالنسبة لها كأن تقول أنت باقِ هنا الى الأبد، تعامل مع هذا
    - Eve gelmeden çalışma alanında kalması onun için garip birşey degildi. Open Subtitles ليس امراً غريباً بالنسبة لها ان تبقى خارجاً بدون أن ترجع للمنزل
    Sadece Noel onun için pek de mutlu bir dönem değil. Open Subtitles الأمر وما فيه أن أعياد الميلاد ليست بالأوقات السعيدة بالنسبة لها.
    Eminim ki ayrılmak onun için kolay bir karar olmamıştır. Open Subtitles أنا متأكدة أن مغدارتها لم تكن قرارا سهلا بالنسبة لها
    Benim için olduğu kadar onun için de geçici bir şeydi. Open Subtitles لقد كان الامر مؤقت بالنسبة لها كما هو مؤقت بالنسبة لى
    onun için semptomlar dini temelli hayaller olarak ortaya çıktı. Open Subtitles ‫بالنسبة لها. الأعراض تجسدت ‫في صورة أوهام مستندة إلى الدين
    onun için, son zamanlarda geceyle gündüzün pek farkı yoktu sanırım. Open Subtitles بالنسبة لها، كان النهار والليل متشابهين حتماً بالنسبة لها في النهاية
    Şimdiden yanlış yola saparsa onun için her şey biter. Open Subtitles إذا سارت بشكل خاطئ الآن حينها سينتهي الأمر بالنسبة لها.
    onun için, hayat tek bir görevden ibaretti: ailesinin kaçışı ve Avustralya'da yeni bir yaşam. TED بالنسبة لها,كانت حياتها تدور في مُهمة واحدة الهروب بعائلتها وحياة جديدة في استراليا.
    Başaramayacak olması onun için akıl almaz birşeydi. TED من غير المُصدق بالنسبة لها أنها لن تنجح.
    Girselda okula gitmek için her fırsata sahipti fakat ortaya gitmesi onun için güvenli değildi. TED غريسيلدا كانت لديها الفرصة لتذهب للمدرسة، لكن لم يكن الذهاب لهناك، آمنا بالنسبة لها.
    Bu grup ilk bir araya geldiğinde Lisa anksiyete sebebiyle kusmaya başladı, bu, onun için çok fazlaydı. TED حينما اجتمعت تلك المجموعة لأول مرة، بدأت ليسا تتقيأ من شدة التوتر، وكان الأمر مُربكًا للغاية بالنسبة لها.
    Bu onun için bir iş, diğerleri içinse sadece süt. TED وهذا يمثّل نشاطا تجاريا بالنسبة لها , لكن الحليب للآخرين جميعا.
    Aşk onun için bir oyundu. Gülmesini sağlardı, diyebilirim. Open Subtitles الحب كان لعبة بالنسبة لها كان يجعلها تضحك
    Ona göre ofisim düşman hattı. Herzaman ona sahip olmak istiyordu. Open Subtitles إنه كما لو كان أرض العدو بالنسبة لها إنها تحاول دوماً أن تجعل منه
    Ona göre, demiryolu ve köprü yapımları kültürler arası bir köprü oluşturmak için değildi. Open Subtitles كان إعادة بناء سكك الحديد والطرقات ، بالنسبة لها لا يمثل جسراً بين الحضارات
    Ona "bir zemin hazırlayalım, önce dost olalım" der demez aniden, ki bunda hiçbir hatam yok, Ona karşı dayanılmaz oluverdim! Open Subtitles قلت لها اريد ان اكون اساسا ونكون اصدقاء فجأة وبدون خطأ مني اصبحت لااقاوم بالنسبة لها
    Onun adına kötü olmuş. Open Subtitles كلما كان ذلك أسوأ بالنسبة لها هذه ليست مشكلتي
    Ama onun gözünde sadece gülünecek bir şeysin. Open Subtitles لكن بالنسبة لها , أنت فقط شيء يضحكها
    Sadece kendisi için mümkün olan en iyi çözümü bulana dek burada. Open Subtitles إنها هنا فقط للوقت الذي يستغرق إيجاد أفضل حل بالنسبة لها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد