ويكيبيديا

    "بانتظاره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bekliyorum
        
    • bekliyordu
        
    • beklediğini
        
    • onu bekliyor
        
    • onu bekleyen
        
    • beklerken
        
    • bekliyormuş
        
    • beklediğim
        
    • bekliyordum
        
    • bekliyorduk
        
    Ne olduğunu biliyorum, çünkü o çocuk mezun olduğundan beri bekliyorum. Open Subtitles أعرف ما هو، لأنّني كنت بانتظاره منذ أن تخرّج ذلك الفتى
    Büyük ihtimalle katil onu arka koltukta bekliyordu. Open Subtitles على الأرجح أن القاتل كان في المقعد الخلفي بانتظاره
    Bir teklif yapmazsan buraya gelmez. - Onu neyin beklediğini anlar. Open Subtitles لن يعود إلى هنا من دون حل يعلم ما سيكون بانتظاره
    Listeyi olası kurbanlara kadar daraltabilirsek bir sonraki hamlesinde onu bekliyor olabiliriz. Open Subtitles ان استطعنا تضييق النطاق للائحة الضحايا المحتملين فنكون نحن بانتظاره
    onu bekleyen bir limuzini olduğu halde metroya bineceğini söyledi. Open Subtitles قال أنه سيذهب بالقطار لكن هناك كانت ليموزينا بانتظاره
    Eve döndüğü zaman da en sevdiği çorbayı onu beklerken bulacak. Open Subtitles وعندما يعود إلى المنزل فإنه سيجدُ حساءه المفضل بانتظاره
    Eve zorla girmiş. Burada onun için bekliyormuş. Open Subtitles هذه المرأة اقتحمت المكان, وكانت بانتظاره.
    Bu beklediğim dumanı tüten silah. Open Subtitles لكن هذاهو الدخان الذي كنا بانتظاره بلاير
    Bilmiyorum. İşlerini bitirmesini bekliyordum. Open Subtitles لا أعرف، لقد كنت بانتظاره حتى ينتهي
    - Kız kardeşimle tabii ki aynı fikirdeyim. Ama onun aksine ben bozuk çalmıyorum. Adam hâlâ dışarıda ve ben bekliyorum. Open Subtitles "بالطبع أوافق أختي، ولكنّني لستُ مثلها لستُ متضايقاً، لا يزال بالخارج وأنا بانتظاره"
    Kız kardeşimle tabii ki aynı fikirdeyim. Ama onun aksine ben bozuk çalmıyorum. Adam hâlâ dışarıda ve ben, soluğum kesilmiş, bekliyorum. Open Subtitles "بالطبع أوافق أختي، ولكنّي عكسها، لستُ متضايقاً لا يزال بالخارج وأنا بانتظاره..
    Ona söyle, sokakta onu bekliyorum. Open Subtitles أخبره أنني في الشارع ، بانتظاره
    Büyük ve güçlü olan onu bekliyordu. Open Subtitles أخاه الأكبر والأقوى منه بانتظاره.
    Burada, doğduğu topraklarda ağabeyi onu bekliyordu. Open Subtitles هنا، في مسقط رأسه، أخٌ بانتظاره.
    O mazoşistin onu beklediğini sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت انه كان أن القليل مازوشي بانتظاره.
    - Ona sevindiğimi ilet. Bir de borçların beklediğini söyle. Open Subtitles أبلغه سلامي، وأخبره بأن هناك غنيمة كبيرة بانتظاره
    Bütün gün evde onu bekliyor Open Subtitles تنتظر بالمنزل طوال اليوم بانتظاره
    Bir daha geldiğinde onu bekliyor olacağız. Open Subtitles المرة القادمة سنكون بانتظاره هنا
    Kocam eve geldiğinde masada onu bekleyen sıcak yemek olurdu. Open Subtitles .. عندما عاد زوجي للمنزل كانت هناك وجبة ساخنة بانتظاره على الطاولة
    Kocam eve geldiğinde masada onu bekleyen sıcak yemek olurdu. Open Subtitles .. عندما عاد زوجي للمنزل كانت هناك وجبة ساخنة بانتظاره على الطاولة
    Biz dışarıda onun çıkmasını beklerken yüksek güvenlikli bir nükleer santrale erişti. Open Subtitles لقد تمكن من الوصول لمُنشأة نووية مؤمّنة عندما كنا في الخارج بانتظاره ليدخل هناك
    Mustang'in içindeki adamlar onu bekliyormuş. Open Subtitles هؤلاء الرجال في السيارة كانوا بانتظاره
    İşte benim beklediğim arama da buydu. Open Subtitles إذاً، هذا ماكنت بانتظاره تماماً
    Tayland'dan mobilya siparişi vermiştim. Gümrükten çıkmasını bekliyordum ki... Open Subtitles لقد طلبت بعض الأثاث من (تايلندا) لقد كنتُ بانتظاره ليصل
    Biz de bunu bekliyorduk. Open Subtitles هذا ما كنا بانتظاره

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد