Yani kendimle ilgili öteden beri anladığım şey (değer) şuydu; ben hiç çocuk istemiyordum. | TED | كما ترون،قيمة لطالما فهمتها عن نفسي هي بأنني لم أرغب بالأطفال بتاتًا. |
Yani bu işlerden pek anlamıyor olsam da, beni hiç cezbediyormuşsun gibi gelmiyor. | Open Subtitles | أتعلمي لو لم أكن اعرفكِ جيدًا لقلتُ بأنكِ لم تنجذبي نحوي بتاتًا |
İçtenlikle söylüyorum, gerçekten bizim için hiç sorun değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أقر بكل صراحة، وأكرر، أنه لا مشكلة لديّ بتاتًا. |
B613'te hiç kimse serbest iş yapmayacak. | Open Subtitles | ممنوع القيام بأية أعمال جانبية في بي613 بتاتًا |
- Mutluluktan uyandıracağız. - Daha önce böyle hiç olmadı. | Open Subtitles | سنجعلها تصحو من الإثارة - هذا لن يحدث بتاتًا - |
Ben size bu ürünün gelişiminden bahsettim, ama siz hiç endişelenmediniz. | Open Subtitles | أخبرتك عن تطوير هذا المنتج ولم تبدو قلقًا بتاتًا. |
Nasıl olsa bu dava için hiç çalışmadın. | Open Subtitles | إنّكَ لم تعمل على هذه القضيّة بتاتًا. |
Burada olanlar... hiç de akıllıca değil. | Open Subtitles | الحادِثُ هُنا، ليس صحيحًا بتاتًا. |
Sen hiç hoslanmadin ama. | Open Subtitles | لكنه لم يعجبك بتاتًا |
Hayır. Hayır, hiç de değil. | Open Subtitles | لا، لا ، بتاتًا |
Şu dünyada hiç bir şeyden şikâyetim yok. | Open Subtitles | لا أملك شكاوي بتاتًا. |
Daha önce hiç aynı derginin yirmi ayrı kopyasını almış mıydın, Carter? - Ne? | Open Subtitles | أتشترين 20 نسخة من نفسِ المجلّة بتاتًا يا (كارتر)؟ |
hiç mi hiç ilerisini düşünmemişsiniz. | Open Subtitles | -إنّكما لم تفكّرا في ما ستفعلانه مستقبلًا بتاتًا . |
Sana hiç benzemiyor. | Open Subtitles | لا تشبهك بتاتًا |
Bu yaptıklarına hiç gerek yoktu. | Open Subtitles | أجل، لستِ مُضطرة لهذا بتاتًا |
Sizi artik hiç taniyamiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرفك بتاتًا بعد الآن |
Aslında hiç de sevmezdim. | Open Subtitles | في الحقيقة لم تُعجبني بتاتًا |
hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | لمْ أكن أدري بتاتًا. |
Hem de hiç sağlamadık. | Open Subtitles | لم ننتهي بتاتًا! |
Seninle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | -ليس مثلما حدث لكم بتاتًا |