Bize ateş ediyorsun. Sen tankerlerin içinde petrol olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | كنت تجرؤ وتطلق النار , ألا تعلم اننا نحمل معنا بترول |
Eğer bu şey gerçeğe dönüşürse, varili 60$ olan petrol basit birşey olacaktı. | Open Subtitles | سيقضي هذا على براميل بترول ب60 دولار إن وضع هذا الشيء محل التنفيذ |
petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
Eva, acele etsen iyi olur çünkü Benzin alacağız daha yolda. | Open Subtitles | ايفا، يجب أن تسرعي لاننا يجب ان نعبي بترول في طريقنا |
Eğer bu şey gerçeğe dönüşürse, varili 60$ olan petrol basit birşey olacaktı. | Open Subtitles | سيقضي هذا على براميل بترول ب60 دولار إن وضع هذا الشيء محل التنفيذ |
petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
Bir petrol varilinin üzerine Bay Başkan'ın portresini yapıştırdık | TED | لقد وضعنا برميل بترول كبير و عليه صورة للسيد الرئيس |
Sonuç olarak petrol olmadan hareketliliğe sahip olmakla, petrol tüketimini kademeli olarak durdurmakla daha verimli hale gelebilir ve sonrasında yakıtları değiştirebiliriz. | TED | فـ من أجل الحصول على تنقل من دون بترول للتخلص من النفط, يمكننا تحقيق الكفاية و من ثم تبديل الوقود. |
Doğanın molekülleri her yerde. petrol dediğimiz, ayrışıp siyah karışımlara dönüşen moleküller de buna dâhil. | TED | الجزيئات الطبيعية موجودة في كل مكان، بما في ذلك الجزيئات التي تحللت إلى هذا المزيج الأسود الذي يدعى بترول. |
Üniversite bitince, Güney Amerika'da bir petrol şirketinde çalıştım. | Open Subtitles | بعد أن حصلت على شهادتى ، قمت بالعمل فى شكرة بترول فى أمريكا الجنوبية |
Bizler petrol işçileriyiz. | Open Subtitles | ولكن الأشخاص هنا ليسوا مؤهلين لهذا فنحن عمال بترول |
Özür dilerim! Bu, Hexagon petrol'den Quentin Hapsburg. | Open Subtitles | أنا أسفة دا كوينتن هتسبرج من شركة بترول هكساجون |
"Zengin bir adam olarak öldü. petrol kuyuları ve bok." 1 milyon papele yakın. | Open Subtitles | لقد مات ثريا و كان لديه آبار بترول أى ما يقرب من مليون |
Texas'ta gemi acentemiz, Seattleda petrol rafirenimiz... | Open Subtitles | شركة نقل في تِكساس, مصفاة بترول في سِياتل |
Bana kalırsa, bunun sebebi krallığında petrol bulununca şeyh çok meşgul oldu. | Open Subtitles | شخصيا, أعتقد أنه بسبب أن الشيخ كان مشغولا للغاية عندما أكتشفوا بترول فى مملكته |
Çoğumuz yıllarca, Harken, Spectrum 7, Arbusto Sondaj ve Bush'un tüm şirketlerinin Suudi petrol parası ile finanse edildiğinden kuşkulanıyorduk. | Open Subtitles | الكثير منا كان متشككا على مر السنين أنه، كان هناك مال بترول سعودى في الموضوع :في كل هذه الشركات |
Resmi olarak 27 Elçilik çalışanı var. Artı şehirde bulunan 42 Amerikalı daha. Çoğu petrol ve telekom teknisyeni. | Open Subtitles | في الواقع لدينا 27 موظف في السفارة و 42 مواطن امريكي معظمهم مهندسين بترول و اتصالات |
Ve bu ham petrolü rafine edip dağıtıyorsunuz ve petrol ya da Benzin oluyorlar. | TED | ولديك تكرير و توزيع النفط الخام كما نسميه بترول أو بنزين . |
Kurallara göre devriye arabasına sadece üç kişi koyulduğu için destek kuvvet çağırdım. | Open Subtitles | وتعلمون طلبت الدعم لأن القواعد تقول بامكانك أن تضع ثلاثة في سيارة بترول |
Yeni hükümet, İngiliz ve Amerikan petrol şirketlerini yerelleştirdi böylece İran'a ait petrolün İran halkına verilmesi sağlandı. | Open Subtitles | قام بتأميم الحيازات البريطانية و الامريكية من البترول مُعيداً بذلك بترول إيران, إلى شعبه |
Bir süre yağ işiyle ilgilendim. | Open Subtitles | أمضيت عسكريتي هناك ثم عملت على حفار بترول لفترة |
Dünya petrolünün yüzde kırkı tam buradan geçiyor, Hürmüz Boğazı. | Open Subtitles | أربعين بالمائة من بترول العالم يعبر من هنا مضيق هرمز |
yağ tankeri kaçırmalıyız. yağ işinde çok para var. | Open Subtitles | علينا أن نسرق براميل بترول هناك مال كثير في البترول |