Malcolm Ford, adam kaçırma, çocuk hayatını tehlikeye atma ve John Hitchens'ı öldürme suçlarından tutuklusun. | Open Subtitles | مالكولم فورد انت رهن الاعتقال بتهم الاختطاف |
Burada yaşayan adam terörizm suçlarından 25 yıldan uzun zamandır aranıyor. | Open Subtitles | الرجل الّذي يعيش هنا مطلوب بتهم ارهابيّة منذ 25 سنة |
Augustus birçok insanı belirsiz suçlamalarla sürgüne gönderdi, Roma'nın en büyük şairlerinden olan Ovid de buna dâhildi. | TED | نفى أوغسطس الكثير من الناس بتهم غامضة، من بينهم أوفيد، أحد أعظم شعراء روما. |
Şimdiden pekçok subayı uyduruk suçlamalarla tutuklatmış. | Open Subtitles | وقد ألقي القبض بالفعل على بعض الضباط بتهم ملفقة |
Seninle çalışmam için beni cinayet suçlamasıyla mı tehdit edeceksin? | Open Subtitles | تهديدي بتهم القتل لإجباري على العمل معكِ؟ |
Sayısız uyuşturucu suçlamasıyla karşı karşıya olduğundan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن عدد لا يحصى من بتهم تتعلق بالمخدرات كنت تواجه. |
Biri yurtdışında, diğer ikisi de başka suçlardan hapiste. | Open Subtitles | احدهم يدرس من خارج البلاد الآخران عادا للسجن بتهم اخرى |
Sizin dua ettiğiniz Tanrı vergi kaçakçılığıyla suçlandığı için bu aralar çok meşgul. | Open Subtitles | الرب الذي تصلين له منشغل بتهم الإحتيال على مصلحة الضرائب. |
Cinayet işlemek ve cinayete ortak olmak suçları da dahil bir çok suçla yargılanacak. | Open Subtitles | نعم ، لقد احتجزوه بتهم متعددة بما في ذلك التآمر لارتكاب القتل والقتل |
ABD Savcılığı Dedektif Markham'ı yolsuzluk, tacir ve cinayetten tutukladığımızda bana suçlamada bulunmayacak efendim. | Open Subtitles | سيدي، لن يوجه المدعي العام إتهامات لي عندما نعتقل المحقق (ماركم) بتهم الفساد، المتاجرة والقتل. |
Annesi uyuşturucu suçlamalarıyla tutuklanmıştı, ve Çocuk esirgeme kurumu onu bana getirdi. | Open Subtitles | ألقي القبض على أمه بتهم تتعلق بالمخدرات و الخدمات الإجتماعية للأطفال أحضرته إلي |
O günden beri saldırı, hırsızlık ve iki tane silahlı soygun suçlarından içeri girmiş. | Open Subtitles | في الثانية عشرة من عمره, ومنذ ذلك الحين حُبِس بتهم الاعتداء, والسطو, وبعض السرقات المسلحة. |
Silah taşıma, saldırı ve yaralama suçlarından. | Open Subtitles | بتهم شحن الأسلحة، الأعتداء والضرب. |
Silah taşıma, saldırı ve yaralama suçlarından. | Open Subtitles | بتهم شحن الأسلحة، الأعتداء والضرب. |
Birden çok Avrupa Birliği ülkesinde terörizm bağlantılı suçlamalarla aranıyor. | Open Subtitles | عدد من مذكرات التفتيش الأوروبية بتهم متعلقة بالإرهاب. |
Saçma suçlamalarla bunu berbat etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدين أن تدمري الأمور بالقيام بتهم مجنونه |
Sanırım bunun cinsel istismar suçlamasıyla bir alakası olsa gerek. | Open Subtitles | حسنٌ، كما تعلم، أفترضُ بأنّ ذلك متعلّق بأمر القبض عليكَ بتهم الإعتداء الجنسيّ؟ |
Efendim,Yüzbaşı Karan Veer Dogra casusluk suçlamasıyla Çinli bir mahkeme tarafından yargılanacak. | Open Subtitles | الكابتن كاران فير دوغرا سوف يحاكم في ... محكمة صينية بتهم التجسس |
Hepiniz, inkâr ve hırsızlığa teşebbüs gibi ağır suçlardan suçlu bulundunuz. | Open Subtitles | لقد تمت ادانتكم جميعاً بتهم الهرطقة والسرقة |
Sizin dua ettiğiniz Tanrı vergi kaçakçılığıyla suçlandığı için bu aralar çok meşgul. | Open Subtitles | الرب الذي تصلين له منشغل بتهم الإحتيال على مصلحة الضرائب. |