Ulusal Bilim Madalyası alan Craig Venter ve Nobel ödülü sahibi Ham Smith. | TED | نرى هنا الفائز بالميدالية الوطنية للعلوم كريغ فينتر والفائز بجائزة نوبل هام سميث. |
Google Bilim Fuarı'ndan Bilimsel Amerikan Mucit ödülü'nü almaya layık görüldük. | TED | كما تم تكريمنا بجائزة سسينتيفيك أمريكان إنوفاتور من معرض غوغل للعلوم. |
Bilirsin, ödül kazanan insanların çoğu, taş taşıyorlarmış gibi gözükmezler. | Open Subtitles | عندما يفوز معظم الناس بجائزة فلا يبدون كأنهم ينقلون حجراً |
Ama büyük bir ödül kazandığım için çalmamın senin için bir önemi yok. | Open Subtitles | ولكني أنوي الفوز بجائزة كبيرة وثمينة، لذا فأنا اظن إنك مصيب بذلك الشأن. |
Ya ben ödülü kazanırsam da o yardımcı oyuncu ödülünü kazanamazsa? | Open Subtitles | ماذا لو فزت بجائزة أفضل ممثلة، وخسرت باتي أفضل ممثلة ثانوية؟ |
Bu altın madalyon her yıl kutsal ruh ödülünü kazanana verilir. | Open Subtitles | هذه القلادة تعطى للفائز بجائزة الروح المقدسة التي تقام كل سنة |
ödüllü bir kimyager ve makine mühendisi. O zaman neden... | Open Subtitles | فازت بجائزة في الكيمياء والهندسة الميكانيكية , اذا لماذا .. |
Super Bowl'a spiker olarak gidiceğim... ve Emmy ödülü kazanacağım. | Open Subtitles | سأذهب بنفسى إلى سوبر بول كمذيع و سأفوز بجائزة إيمى |
En son isteyeceğimiz şey, Nobel ödülü konuşması arifesinde müvekkilinize suç duyurusunda bulunmaktır. | Open Subtitles | آخر شيء نريد أن نفعله هو اتهام عميلك قبل خطاب احتفاله بجائزة نوبل |
Einstein ödülü sahibi, tüm zamanların en önemli on fizikçilerinden biri, | Open Subtitles | الفائز بجائزة إينشتاين واحد من أهم علماء الفيزياء على مر العصور |
- Bir reklam ödülü kazanmalı demiyorum ama özellikle elma odaklı reklamlar için bir ödüle aday olabilir elbette. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأن عليه أن يفوز بجائزة الإعلانات.. ولكنه من المؤكد بأنهُ سيُرشّح لإعلانات التفاح على وجه التحديد. |
İsteseniz de, bir ödül kazanmak sayısal olarak öldükça zor. | TED | من الصعب جدا، من الناحية العددية، الفوز بجائزة إذا كنت ترغب ذلك. |
Ben sana göre, üzerine ödül konmuş biriyim. | Open Subtitles | أنتي لا تعرفين حتى من أكون,أنا مجرد شرطي بجائزة مالية ثمناً لرأسي |
Sen Lizzie McGuire, Paolo'yla birlikte bir ödül mü vereceksin? | Open Subtitles | انتى ياليزى مجواير تفوزى بجائزة فى الحقيقة على المسرح مع باولو؟ |
Bilgisayarlar, karşınızda Forbes ödülünü en genç yaşta alan kişi duruyor. | Open Subtitles | أيتها الحواسيب، هذا أصغر مسؤول قد فاز بجائزة فوربس من قبل |
Hatta birkaç sene önce, Sanoussi Diakité adlı Senegalli bir mühendis, İlk mekanik Fonio işleyiciyi icat ederek Rolex ödülünü kazandı. | TED | وفي الحقيقة، قبل عدة سنوات، سنوسي جاكيتي، مهندس سنغالي، فاز بجائزة روليكس لاختراعه أول معالج آلي للفونيو. |
Ve bu spor araba yılın spor araba ödülünü kazandı. | TED | وقد فازت تلك السيّارة الرّياضية بجائزة أفضل سيّارة رياضية لتلك السّنة. |
Kızıl Şimşek'e yarım yem verilmişti. Koşacağı yarış 100.000 dolar ödüllü Landsdowne yarışıydı. | Open Subtitles | ليستعد للسباق السابع بجائزة 100,000 دولار إضافية للرابح |
Senin futbol bursunu kazanma şansın ne kadarsa benim bilim yarışmasını kazanma şansım da ancak o kadar olur. | Open Subtitles | لدى فرصة فى الفوز بجائزة هذا المعرض مثل فرصتك فى نيل منحة لكرة القدم |
En iyi satışçını 1000$'lık bir ödülle mükafatlandırabilirsin. | Open Subtitles | بنهاية الشهر يمكنك مكافأة أكبر موظفيك بجائزة بقيمة ألف دولار |
Super Bowl MVP'sini aldınız tebrikler. | Open Subtitles | مبروك على فوزك بجائزة أحسن لاعب فى بطولة السوبر |
Geçen yılın Ig Nobel kazananlarının her biri bizden 10 trilyon dolar kazandılar. | TED | في السنة الماضية، أي واحد من العشرة الفائزين بجائزة ايج نوبل تلقى منا 10 ترليون دولار. |
Büyük bir Oscar sahibi olduğu için artık komik olamayacağını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد انه لن يستطيع أن يكون مضحكاً, لأنه فاز بجائزة الأوسكار. |
Yeni Evli Yarışması'na gitmişler ve yarışmada birincilik ödülüne layık görülmüşler.. | Open Subtitles | . ً وفازا بجائزة كبرى تم اختيارها خصيصاً لهما, طابت ليلتكما |
diyorlar. Buradan da hemen şu sonuca varıyoruz büyük ikramiyeyi kazanma olasılığı yüzde yüz. | TED | وبذلك تتوصل إلى إستنتاج بأن إحتمالية الفوز بجائزة اليانصيب هي مائة بالمائة. |
Diktatörler dünyayı yönetiyor, nüfus milyonlarla katlanıyor, denizlerde balık kalmadı, Kuzey Kutbu eriyor, ve son TED Prize kazananın da dediği gibi, hepimiz şişmanlıyoruz. | TED | لنكن واقعيين ، لديك طغاة يحكمون العالم، عدد السكان ينمو بالملايين، لا يوجد المزيد من الاسماك في البحر, القطب الشمالي يذوب وكما قال اخر فائز بجائزة تيد, جميعنا نزداد سمنة. |