ويكيبيديا

    "بحقيقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçeği
        
    • gerçeğini
        
    • gerçek
        
    • gerçekte
        
    • gerçeğiyle
        
    • gerçeğine
        
    • gerçeklik
        
    • gerçekleri
        
    • gerçeğinden
        
    • olduğu
        
    • olması
        
    • gerçeğinin
        
    • hakkında doğruyu
        
    Tüm sorunları çözmenin ilk adımı içinde bulunduğunuz gerçeği veya durumu kabullenmektir. TED الآن .. الخطوة الأولى في حل أي مشكلة هو الإعتراف بحقيقة الوضع الذي كنت فيه
    Bu çok bilinçli bir inkâr değildi; daha çok, bir gerçeği kabullenmeyi kendime yasaklamak gibiydi. TED لم يكن ذلك إنكارًا متعمدًا، لقد كان أقرب بأن أي اعتراف بحقيقة الأمر كان محظورًا.
    Ama Alman Parlamentosu'nda iki üyesi olduğunu gerçeğini de biliyorum. Open Subtitles ولكنّني أعلم بحقيقة أنه هنالك عضوين من أعضاء البرلمان الألمانين
    gerçek şu ki, eğer deneyip de işe yaramasaydı, global toplumun birleşmek için ne kadar isteksiz olduğu izerine konuşma yapardım -- ta ki, Somali'de genç bir kızın yanına gidene kadar. TED ومتيمنا بحقيقة انه اذا حاولت ولم تنجح الفكرة فسوف أكون قادرا على الأقل أن أدلي ببيان عن مدى عدم رغبة المجتمع العالمي بالاتحاد الى أن كنت في الصومال وحملت تلك الفتاة الصغيرة
    gerçekte ne yazdığını özetle söyleyebilir misiniz? Open Subtitles هل يمكن أن تهذبها قليلاً وتخبرنى بحقيقة ما تقول
    Artık o boyuta ayak basmanın zamanı geldi ve orada da hayallerimiz olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. TED حان الوقت لنخطو في ذلك البُعد ونعترف بحقيقة أن لنا أحلاما فيه، كذلك.
    Beyler size basit bir gerçeği tekrarlayacağım. Open Subtitles أيها السادة، سأعيد تذكيركم بحقيقة واحدة بسيطة
    Dışarıda ne olduğuyla ilgili gerçeği bana söyleyene kadar geçer not vermeyeceğim. Open Subtitles لن أقوم بتصحيحها حتى تخبرني بحقيقة ما حدث بالخارج هناك
    Tanrı'nın telkinlerindeki gerçeği kabul etmedikçe tüm ruhlar için iyi ve kötü arasında, siz değil ama düşünmeden hareket eden insanlar yüzünden kaybettiğimiz savaş sürecek. Open Subtitles إلا إذا كنت تقبل بحقيقة الإرشاد الإلهي.. بأن هناك صراعاً بين الخير والشر لجميع الأرواح.. وأننا نخسر هذا الصراع.
    Neden biraz büyüyüp onunla yatmak için bunu görmezden geldiğin gerçeğini itiraf etmiyorsun? Open Subtitles لما لا تتجرأ فحسب و تقِّر بحقيقة, أنك تتجاهل ذلك لأنك تريد مضاجعتها؟
    Ve istikrarlı güvenliğin insan hakları üzerine inşa edildiği gerçeğini kabul etmeli ve buna saygı duymalıyız. TED ويجب أن نحترم ونعترف بحقيقة أن الأمن المستدام يُبنى على أساس من حقوق الإنسان.
    Alfabeye bakmak bana Afrika'daki eğitim içeriğinin çok fazla değişmediği gerçeğini hatırlattı. TED ذكّرني النظر في ورقة الأحرف الأبجدية بحقيقة أنه لم يتغير الكثير في المناهج التعليمية في أفريقيا.
    oldukları yerde onlarla buluşmak oldukça zor ve gerçek şu ki deniyorlardı. TED فهم موقفهم أكثر صعوبة بكثير والاعتراف بحقيقة أنهم كانوا يحاولون.
    Şu gerçek de bunu desteklemektedir ki... Open Subtitles وهذا الادعاء مدعوم بحقيقة أن هناك آثار دخول عضوه الذكري
    Biliyorum, fakat Jackie teyze uyanır uyanmaz, gerçekte neler olduğunu anlatacaktır. Open Subtitles أعلم، ولكن عندما تستيقظ خالتي، جاكي ستخبرهم بحقيقة ما حدث
    Sen, kurtarılmış memeli, gerçekte neler olduğunu ona neden söylemiyorsun? Open Subtitles لمَ لا تخبره بحقيقة ما حدث أيها الثدي المنقَذ
    Ve insansal sermaye düşüncesindeki bu değişim Hindistan'ın demografık bir temettüden geçtiği gerçeğiyle bağlantılıdır. TED وهذا التغيير في التفكير في رأس المال البشري مرتبط بحقيقة أن الهند تبنت خيار الديمقراطية
    Görev kayıtlarının uzun olması ve büyük bir kısmının seçkin olduğu gerçeğine tanıklık edeceğim. Open Subtitles اذاً ما الخلاصة؟ سأشهد بحقيقة أن سجل خدمتك طويل والأهم من ذلك أنه مصدر فخر
    Diğer tüm yalanlarını sana yutturmak için küçük bir gerçeklik payı oluşturmak için. Open Subtitles لأنّها تُشبعك بحقيقة كافية بحيث تبلع الأكاذيب بسهولة.
    Bana bildiğin her şey hakkındaki gerçekleri anlat böylelikle mahkeme safhasında bunun sana çok faydası olur. Open Subtitles أخبريني بحقيقة كل ما تعرفين، من الممكن أن تقطع شوطاً طويلاً تجاه مساعدتك لاحقاً في المحكمة
    Tüm saygılarımla Durward, senin bu romantik fikrin iyi bir rol kaptığın gerçeğinden kaynaklanıyorolabilir, ki bu rolde harikuladesin. Open Subtitles (مع احترامي يا (دوروارد و لكن يبدو بأن رأيك الرومنسي متغير بحقيقة أنك تأخذ أدوارا رائعة لأنك جميل جدا
    Çoğu durumda, tercihlerini açıklayanlar ateistlerin sorunlu olduğu inancını ortadan kaldıracaklardır. TED في معظم الاحوال، الافصاح بحقيقة الحادهم.. ..سيساعد على تصحيح الصورة السلبية التي في أذهان الناس عن الالحاد.
    Gerçeğin duygusal bir ağırlığı olması gerek, önemli bir şey söyle. Open Subtitles يجب أن يكون للحقيقة ثقلًا عاطفيًّا، عليك أن تفضي بحقيقة مهمة.
    Sıklıkla, cildimizin doğuştan yetersiz adapte olduğu ortamlarda yaşadığımız gerçeğinin farkında değiliz. TED حسناً، عادة نحن غير واعين بحقيقة أننا نعيش في بيئات فيها جلودنا هي بطبيعتها سيئة التكيّف.
    Sana ne yaptığım hakkında doğruyu söyleyeceğim. Open Subtitles حسنا. سأخبرك بحقيقة .ما كنت أفعله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد