Bak şimdi, kabinde onunlaydım çünkü onu öpersem sana gerçekte kim olduğumu anlatmayacağını söyledi. | Open Subtitles | بكل الأحوال لقد كنت هنا معه لأنه هددني بأنه لن يخبرك بحقيقتي فيما لو قبلته |
İnsanlara kim olduğumu ve nasıl yaşadığımı söylemek aşağılayıcı bir şeyse, özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسفة لأخباري الجميع بحقيقتي وكيف أعيش غير مذلة |
Jor-El onun hafızasını geri getirirken benin gerçekte kim olduğumu unutmasını istedim. | Open Subtitles | حين أعاد (جور-إل) ذكرياتها، طلبت منه أن لا يعيد التي تتعلق بحقيقتي. |
Sovyet tarzı. Görüyor musun, George? Ben gerçekleri kabullendim. | Open Subtitles | أنا قبلت بحقيقتي. |
Sana benimle ilgili gerçekleri anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّي أحاول أن أخبركِ بحقيقتي. |
Onlara benimle ilgili gerçeği söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بحقيقتي. |
Her şeyden çok sana benimle ilgili gerçeği söylememekten korktum. | Open Subtitles | وهو عدم إخبارك بحقيقتي |
Eğer hakkımdaki gerçeği ona söylemeseydim hala yaşıyor olacaktı! | Open Subtitles | لو لم أكن أخبرتها بحقيقتي كانت لا تزال حية |
Bana kim olduğumu hatırlattığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على تذكيري بحقيقتي. |
Onlara kim olduğumu söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | لا استطيع اخبارهم بحقيقتي |
Ona kim olduğumu anlatırsam, onu kaybedebilirim. Onu seviyorum, Leah. | Open Subtitles | إن أخبرتها بحقيقتي قد أخسرها أنا أحبها يا (ليا) |
Lois'e kim olduğumu neden söyleyeyim ki? Ondan bir parça koparmak için mi? | Open Subtitles | لكن لم أخبر (لويس) بحقيقتي لكي أتركها فقط ؟ |
- Gerçekte kim olduğumu anlatabilirim. | Open Subtitles | بإماكني اخبارك بحقيقتي |
Kendime kim olduğumu hatırlatıyorum. | Open Subtitles | اذكر نفسي بحقيقتي. |
Wilfred, onlara kim olduğumu söyledin mi yoksa? Söz vermiştin. | Open Subtitles | ويلفرد) هل أخبرتهم بحقيقتي أنت وعدت) - لا أنا قلت أنك دكتور . |
Yani sence Amira'ya gerçekleri söylersem, | Open Subtitles | اتظن اذا اخبرت اميرة بحقيقتي |
Eğer hakkımdaki gerçeği ona söylemeseydim hala yaşıyor olacaktı! | Open Subtitles | لو لم أكن أخبرتها بحقيقتي كانت لا تزال حية |