"بحقيقتي" - Translation from Arabic to Turkish

• kim olduğumu
• gerçekleri
• benimle ilgili gerçeği
• hakkımdaki gerçeği

Bak şimdi, kabinde onunlaydım çünkü onu öpersem sana gerçekte kim olduğumu anlatmayacağını söyledi.
بكل الأحوال لقد كنت هنا معه لأنه هددني بأنه لن يخبرك بحقيقتي فيما لو قبلته

İnsanlara kim olduğumu ve nasıl yaşadığımı söylemek aşağılayıcı bir şeyse, özür dilerim.
أنا أسفة لأخباري الجميع بحقيقتي وكيف أعيش غير مذلة

Jor-El onun hafızasını geri getirirken benin gerçekte kim olduğumu unutmasını istedim.
حين أعاد (جور-إل) ذكرياتها، طلبت منه أن لا يعيد التي تتعلق بحقيقتي.

Sovyet tarzı. Görüyor musun, George? Ben gerçekleri kabullendim.
أنا قبلت بحقيقتي.

Sana benimle ilgili gerçekleri anlatmaya çalışıyorum.
إنّي أحاول أن أخبركِ بحقيقتي.

Onlara benimle ilgili gerçeği söyle.
أخبريهم بحقيقتي.

Her şeyden çok sana benimle ilgili gerçeği söylememekten korktum.
وهو عدم إخبارك بحقيقتي

Eğer hakkımdaki gerçeği ona söylemeseydim hala yaşıyor olacaktı!
لو لم أكن أخبرتها بحقيقتي كانت لا تزال حية

Bana kim olduğumu hatırlattığın için teşekkürler.
شكراً على تذكيري بحقيقتي.

Onlara kim olduğumu söyleyemeyeceğim.
لا استطيع اخبارهم بحقيقتي

Ona kim olduğumu anlatırsam, onu kaybedebilirim. Onu seviyorum, Leah.
إن أخبرتها بحقيقتي قد أخسرها أنا أحبها يا (ليا)

Lois'e kim olduğumu neden söyleyeyim ki? Ondan bir parça koparmak için mi?
لكن لم أخبر (لويس) بحقيقتي لكي أتركها فقط ؟

- Gerçekte kim olduğumu anlatabilirim.
بإماكني اخبارك بحقيقتي

Kendime kim olduğumu hatırlatıyorum.
اذكر نفسي بحقيقتي.

Wilfred, onlara kim olduğumu söyledin mi yoksa? Söz vermiştin.
ويلفرد) هل أخبرتهم بحقيقتي أنت وعدت) - لا أنا قلت أنك دكتور .

Yani sence Amira'ya gerçekleri söylersem,
اتظن اذا اخبرت اميرة بحقيقتي