Herkesin hakkında aptalca bir şekilde çözümsüz dediği faili meçhul bir davamızı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قضية غير محلولة لنا التي يقول عنها الجميع بحماقة غير قابلة للحل |
aptalca, müttefiklerimizin bizi koruyacağını düşündük, ama savaş günü, diğer topluluklar bizi terketti. | Open Subtitles | بحماقة, كنا نظن حلفائنا وحمايتنا, ولكن في يوم المعركة, التخلي عن تفخر أخرى لنا. |
Önce yolda aptal gibi davrandın, şimdi de bu. Ha? | Open Subtitles | انت اولا تصرفت بحماقة هناك علي الطريق ، الأن ماذا؟ |
Lenfoma ihtimalini düşünmemekle aptallık ettik. Ama tomografide adenopati çıkmadı. | Open Subtitles | لقد استبعدنا الورم اللمفاوي بحماقة لأن الرسم السطحي بالحاسوب لم يظهر ورم بالغدد |
Seni dinlemeyecek olmasının sebebi de pislik gibi davranmış olman. | Open Subtitles | والسبب في أنّه لن ينصت إليك هو أنّك تصرّفت بحماقة |
Oh, ne zaman aptalca bir şey yapıp polisleri direk senin üstüne çekecekler? | Open Subtitles | متى سيتصرف أحدهما بحماقة ويحضر لك الشرطة؟ |
Yırtıcı insanın aptalca adlandırdığı "tüm savaşları sona erdirecek savaş"ın yanıbaşında | Open Subtitles | أعقابالمناوشة. التي سماها الإنسان بحماقة " . ."حرب إنهاء كلّ الحروب. |
Hayatımda hiç bu kadar aptalca konuşan birini görmemiştim. | Open Subtitles | لم اسمع في حياتي ابداً رجل يتكلم بحماقة مثلك |
Sana bazen aptalca şeyler söyledim ama- | Open Subtitles | اعلم انني لاتصرف بحماقة بعض الاحيان, لكن |
- Hayır. Yapacağın asıl hata aptalca şeyler yaparak eşini öldürtmek olur. | Open Subtitles | لا، خسارتكَ الفعليّة هي أن تقتل زوجتكَ بسبب قيامكَ بحماقة ما |
Hayır, aptal olmakla aptalca davranmak arasında fark var. | Open Subtitles | لا, فهناك فرق بين أن تكوني حمقاء, و بين أن تتصرفي بحماقة |
Yapabildiğimin hepsi kendime bakmak ve çok aptal hissetmek! | Open Subtitles | كل مايمكنني ان افعله, هو ان انظر لنفسي واشعر بحماقة شديده. |
aptal gibi, kalkıp evinizi ipotek ettiniz, başka da bir yerden para bulamıyorsunuz. | Open Subtitles | قمت برهن بيتك بحماقة ، و لا يمكنك جمع آي أموال إضافية |
Ve bazen de aptal gibi CIA'deki işimden söz ederdim. | Open Subtitles | وأحياناً,بحماقة, حول عملى فى وكالة المخابرات المركزية. |
Şu kapıdan girdikleri anda hiçbir aptallık istemediğimi bilirler. | Open Subtitles | إنهم يعلمون أنهم عند تخطّيهم لعتبة الباب فلا مجال للتصرف بحماقة |
aptallık ediyor peder, aptallık ediyor ve zina yapıyor. | Open Subtitles | إنه على وشك الانحراف يا أبتي، يتصرّف بحماقة ويزني. |
Vakaları inceleyin, inisiyatif alın, ama aptallık etmeyin. Boyunuzu aşan bir işle karşılaşırsanız, büyüklerinizi çağırın. | Open Subtitles | ولكن لا تتصرفوا بحماقة إذا غلبكم الموقف ، فاطلبوا المساعدة |
Bu "garip kimse"ye pislik gibi davrananlar da dahil mi? | Open Subtitles | شخص غريب , هل تقصد أي شخص يتصرف بحماقة ؟ |
Sen gerçek bir pislik olmalısın. Ne yaparsam yapayım benimle konuşmaktan vazgeçmeyecekler. | Open Subtitles | لابد أنّك تصرّفت بحماقة لأنّني مهما عملت |
Bundan ötesiyle ilgilenip ilgilenmediğini bilmem lâzım ki ben de salak durumunda kalmayayım. | Open Subtitles | وأريد أن أعرف إن كُنتِ مهتمة بشئ آخر كي أتوقف عن التصرف بحماقة |
Yani siz Götlük yapıyordunuz ve ben de kitaba uygun olarak önlem alıyordum bir de peşinizde ayılar var. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كنتَ تتصرف بحماقة وكنت أقوم باحتياطاتي قي حال كان الكتاب المقدس حرفياً وفي حال كان هناك دببة آتية إليكم |
Bu kadar gıcıklık yapmayabilirsin bana. | Open Subtitles | هل فكرت يومًا بأن لا تتصرف بحماقة معي ؟ أرأيت ، توقف عن أخذ الموضوع |
Gafletle düşündüm ki kardeşinizin kafasının bedeninden ayrılıp toprağa düştüğünü ve bedeninin akbabalara bir ziyafet olduğunu hayal ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنا بحماقة افترضت أنك كنت تحلم برأس أخيك ..وهي تتدحرج في التراب وجسده، وليمة للنسور |