| Burası ilkel bir bölge. Biraz korunmaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | هذا بلد بدائى و نحن نحتاج إلى بعض الحماية |
| Senin insanların kaderi taşımak için fazla ilkel. | Open Subtitles | اعتدت على التفكير أن شعبك بدائى للغاية لأن يهتموا بقدرهم |
| Bazısı ilkel, bazısı ileri, bazıları da insan değil, sizin de bildiğiniz gibi. | Open Subtitles | بعضهم بدائى , بعضهم متقدم , غير بشر انتى مدركه لهم |
| - Yapmam, efendim. Üzgünüm. - Tuzlu suya ilkel bir refleks verdi. | Open Subtitles | لن أفعل يا سيدى ، أنا آسف إنه رد فعل بدائى ضد الماء المالح |
| İnsan aklı "o yeri" anlamakta çok ilkel kalıyor. | Open Subtitles | العقل الانسانى بدائى جداا ليفهم هذا المكان الذى أتينا منه |
| Gerçek şu ki, insan aklı çoğu sorumuzun cevabını anlayamayacak kadar ilkel. | Open Subtitles | الحقيقة أن عقل الانسان بدائى جدا ليفهم الاجابات على معظم أسئلتنا |
| İlkel bir bilgisayar sistemi gibi, ama kilitlenmiş. | Open Subtitles | يبدو و كأنه نوع بدائى من نظام الحاسب و لكنه مغلق تماما |
| Tabii biraz ilkel şekilde. | Open Subtitles | يمكننى أن أضيف أنه بالأحرى بشكل بدائى |
| Entac ilkel bir gezegen. Tok'ra orada değil. | Open Subtitles | إنتاك هو كوكب بدائى و لا وجود للتوك-رع هناك |
| Son derece ilkel olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | هذا أمر بدائى, الا تظن هذا ؟ |
| Korkarım benim bir ilkel olduğumu düşünecek. | Open Subtitles | وأخشى أنّها ستظنّ أنّنى بدائى |
| İlkel bir iş ama öldürmeyi seviyorum. | Open Subtitles | هذا بدائى . . لكني أَحب القتل |
| - Biraz ilkel değil mi? | Open Subtitles | - إنه بدائى قليلاً . أليس كذلك؟ |
| O ilkel bir yaşam formu. | Open Subtitles | إنها ليست سوى كائن بدائى |
| İlkel, kesinlikle ilkel. | Open Subtitles | كوكب بدائى بالتأكيد. |
| İlkel bir tür yaşam formu. | Open Subtitles | نوع بدائى من أشكال الحياة |
| Bu çok ilkel. | Open Subtitles | هذا أمر بدائى للغاية |
| - Biraz ilkel değil mi? | Open Subtitles | انه بدائى قليلاً . |