Her neyse, cenazesi için bir takım elbiseye ihtiyacım var. | Open Subtitles | على اى حال ، أحتاج إلى بدله من أجل الجنازه |
Otorite gelir, duvarı beyaza boyar, tankı, takım elbiseyi geride bırakır ve canavarın yüzünü kapamak için bir kova siyah boya atar. | TED | فتأتي السلطة ويبيضون الجدار تاركين الدبابة، واللباس العسكري, ويرمون بدله صباغة سوداء فقط لتغطية وجه الوحش. |
400 dolarlık takım elbisesini mahvettiler diye hayatının geri kalanını intikam almak için harcayacakmış. | Open Subtitles | لذلك قرر أنه سيقضي بقية حياته في صراع مع الحمام لأنهم لطخوا بدله ثمنها 400 دولار |
Francie beni smokin almaya götürecek. - Sahi mi? - Ödül töreni için. | Open Subtitles | فرانس ستأخذنى لنبحث عن بدله توكسيدو لى,من أجل حفلة توزيع الجوائز |
Demin ben kırmızı elbiseli ve gözlüklü adam mı gördüm? | Open Subtitles | أين العمل .. أنا فقط أري رجل في بدله حمراء و نظارات وقايه ؟ |
Bekle. Bana bir giysi yapmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | انتظري، اتريدين ان تصنعي لي بدله جدبده ؟ |
Tek ihtiyacı bir kıyafet ve kravat ve bir de masasında bir hacı yatmaz birden "Bay Dufresne," eğer lutfederseniz oldu. | Open Subtitles | كل ما احتاجه كان بدله و رابطة عنق و طقم مكتب و كان سيقول له سيد دفرين لو سمحت |
İlave bir özellik olarak her giyside bir takip cihazı vardır. Tek bir düğmeye bastığında giyenin tam yerini tespit edebilirsin. | Open Subtitles | كميزه اضافيه، لدى كل بدله جهاز تعقيب لمكان الذي يلبسها، بكبسة زر |
Sizin gibi gençler takım elbise giyip kravat takıp bir iş sahibi oluyor. | Open Subtitles | يرتدى الشباب أمثالك بدله و رابطة عنق و يحصلون على وظيفه |
Burada lastik patlıyor ve üzerimde takım elbise var. | Open Subtitles | انا بالخارج هنا مع اطار وارتدى بدله مزعجه |
Cesede pahalı takım, başkaları da çulla dolaşıyor. | Open Subtitles | بدله جيده للجثة بينما الجميع يمشون في أسمال باليه |
Ve siyah takım elbise altına kahverengi ayakkabı giyen birini gördüğüm zaman oluşan kusma isteğimle. | Open Subtitles | و رغبتي في التقيء عندما أرى شخصاً يرتدي بدله سوداء مع حذاء بني |
Sıradan bir koruma ya da haftasonu şoförlük yapanlar öyle bir takım almazlar. | Open Subtitles | .. لا يمكنك شراء بدله كهذه براتب شرطيّ أو قيادة سيارات في عطلات الأسبوع |
3.000 dolarlık bir takım giymiş bir halde bir polo maçındasın. | Open Subtitles | أنت في مباراة لكرة البولو في بدله قيمتها 3000 دولار |
Beyaz bir atın üstünde ve takım elbisemle olmalıydım. Lütfen, bu geceyi unutalım. | Open Subtitles | كنتُ من المفترض أكون مرتدي بدله وعلي حصان أبيض ، أرجوك ، أدعي أن هذه الليله لم تحدث |
Gelmiş geçmiş en harika aşk, bar, casusluk ve smokin filmidir. | Open Subtitles | انه اعظم حب وحانه وجاسوس و بدله رسميه تم صنعها |
Evet. - Tamam, smokin alacağım. | Open Subtitles | طيب , سأحصل على بدله رسميه و الاحذية لامعه |
Her ne kadar bir dolar 10. 000 elbiseli bir adam. | Open Subtitles | مع رجل يرتدي بدله قيمتها عشرة الآف دولار |
Gri elbiseli. | Open Subtitles | يرتدى بدله رماديه |
Herkes paçavralar içinde dolaşırken ölü biri için güzel giysi. | Open Subtitles | الغلطة القاتلة: بدله جيده للجثة بينما الجميع يمشون في أسمال باليه |
Bir dakika bana yeni bir kıyafet mi yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | انتظري، اتريدين ان تصنعي لي بدله جدبده ؟ |
Ayrıca her giyside yer bildirici var, bir dokunuşla onu giyenin tam yerini bildirir. | Open Subtitles | كميزه اضافيه، لدى كل بدله جهاز تعقيب لمكان الذي يلبسها، بكبسة زر |
- Harry elbisesini yırtacak. | Open Subtitles | لكن بدله (هاري) للحفل ستتسخ، (جورج) |