Soygun neyse de, birini soğukkanlılıkla öldürmek taş kalpli olmayı gerektirir. | Open Subtitles | السرقة شيء لكن اختيار شخص ذو قلب بارد لقتله بدم بارد |
Ona göre USA Başkan Yardımcısı kocasını soğukkanlılıkla öldürüp bundan kurtulamazdı. | Open Subtitles | لا يسمح لنائبة الرئيس أن تقتل زوجها بدم بارد وتنجو بفعلتها |
Olaylar sona erdiğinde baban zemindeymiş.... ...ama fail, babanı soğukkanlılıkla vurmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | كان على الارض,عندما دخلو,لكنه يبدو كأنه المجرم اطلق النار على والدك بدم بارد |
- Şimdi, Komser, Gerçekten Beth'in soğuk kanlılıkla kardeşini öldürüldüne inasıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقد حقاَ أنها قتلت أخيها بدم بارد أليس كذلك ؟ |
Neredeyse karşılaştığım Kriptonluların hepsi soğuk kanlı birer katil çıktı. | Open Subtitles | تقريباً كل الكريبتونيين الذين قابلتهم تحولوا إلى قتلة بدم بارد |
Dene bakalım balık parmaklı, sana soğukkanlı ne demektir, göstereyim. | Open Subtitles | حاول ذلك ثانية أيها الوغد، وسأريك معنى القتل بدم بارد. |
İçki kaçakçısı 5 adam rakip çete tarafından acımasızca liğme liğme edilmiş. | Open Subtitles | خمس رجال، مهربي خمور، تم ذبحهم بدم بارد من قِبل عصابة منافسة |
Lexi'yi taraf değiştirmeye ve soğukkanlılıkla Lourdes'i öldürmeye ikna ettiğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | انت تعتقدين انني من اقنع ليكسي لتتركنا وقتلت لورديس بدم بارد ؟ |
soğukkanlılıkla işlenen cinayet, ama ben bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | قتل بدم بارد , لكن انا استطيع العيش مع ذالك |
Fener sorumlusu Andrew Moriz ve yardımcısı... Felipe Mendoza'yı soğukkanlılıkla öldürmekten suçlu bulundun... | Open Subtitles | انت متهم باغتيال حارس المنارة, اندرو موريز بدم بارد |
Kocası gelip, kendisini eve geri götürdüğünde, siz ve siyah adamınız, büyük bir soğukkanlılıkla onu öldürdünüz. | Open Subtitles | عندما زوجها عاد ليأتي بها ويأخذها الى المنزل.. وانت ورجلك الملون قتلتوه بدم بارد |
Bay Stubbins i soğukkanlılıkla ezerken gördüğünüz. | Open Subtitles | عندما قمتي بمشاهدة السيدة ساتفين تهرب من موقع الحادث بدم بارد |
Başından beri bunun soğukkanlılıkla işlenmiş bir cinayet olduğunu biliyordum, yani... | Open Subtitles | ومن البداية, علمت انها جريمة تمت بدم بارد وكانت كذلك |
Evet ama o adamları soğuk kanlılıkla öldürmedim. | Open Subtitles | نعم ولكني لم أقتل هؤلاؤ الاشخاص بدم بارد |
Müvekkilin, soğuk kanlılıkla önemli birini öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف موكلك أنه قتل بدم بارد أحد الشخصيات البارزة في المجتمع |
Bir ajanımın bir şüpheliyi soğuk kanlılıkla öldürdüğünü veya başkasının uyuşturucu sorunu olduğunu ve benim rapor etmediğimi. | Open Subtitles | ؟ ان احد عملائي قد يكون قتل مشتبه به بدم بارد او ان احدهم لديه مشكلة مخدرات جدية لم ابلغ عنها |
soğuk kanlı bir katilmiş. Mimar özelliklerine bir yenisini ekledi. | Open Subtitles | قاتل بدم بارد , الباني يضبف هذا الي سيرته الذاتيه |
Fakat Nathan Herrero geride Allan Lans'ın soğuk kanlı bir katil olduğunu ispatlayan bir video kaset bıraktı. | Open Subtitles | ولكن نيثن هيريرو ترك وراءه دليلأ مصوراً بأن آلان لانس هو قاتل بدم بارد |
Ve-Ve kayda geçmesi için söyleyeyim, şok şok oldum-- hususi hekimimin hem bir kaçak hem de soğuk kanlı bir katil olmasından dolayı. | Open Subtitles | ولمعلوماتكم، أنا مصدوم ، مصدوم لذلك لأن طبيبي الشخصي هارب وقاتل بدم بارد |
Bununla sizin soğukkanlı katil tanımınız arasında bir tezat görmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا ترى التناقض بين هذا و وصفك لقاتل بدم بارد ؟ |
soğukkanlı bir katil deliğim. | Open Subtitles | أخبرتك أنني لم أستطع قتل أحد بدم بارد.. الآن.. |
Oyunlara hile kattı, yarışmacıları acımasızca öldürdü ve bundan para kazandı. | Open Subtitles | قام ببدأ اللعبة وقتل متنافسين بدم بارد وحقق أموالاً من ذلك |
Bu aşağılık herifi serbest bırakmak için, iki kadını gözünü kırpmadan öldüren adamdan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | تعني نفس الشخص الذي قتل امرأتين بدم بارد لكي يطلق سراح هذا الأحمق؟ |
Kulağa son derece acımasız geldiğini biliyorum ama çok korkmuştum. | Open Subtitles | اعلم ان هذا قد يبدو كالقتل بدم بارد ولكنى كنت مرعوبة جدا |