| Korkunç bir şey olmalı. Neyse ki ben bahçe işlerinden anlarım. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ هذا فظيع، ولحسن الحظّ لديّ ملكة البستنة |
| Bunu çözeceğimiz başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ هنالك طريقةً أخرى لتسوية الوضع |
| Tatlım, sana daha önce düzinelerce kişi teklif etmiş olmalı. | Open Subtitles | عزيزتي، لا بدّ و أنّ هنالك العشرات من الشبّان الّذين قد تقدّموا لخطبتك |
| Şu anda kendini incinmiş ve kızgın hissediyor olmalısın. | Open Subtitles | أعلم أنّه لا بدّ و أنّك مجروجةٌ و غاضبةٌ الآن |
| İnsanların biralarını içerek sana dert yanmalarından bıkmış olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّك مُرهَقٌ من الإستماع لبكاء النّاس في كؤوسهم؟ |
| Ben onun yedeğiyim. Otobüsü gecikmiş olmalı. | Open Subtitles | لستُ إلاّ معاوناً لا بدّ و أن حافلتها قد تأخّرت |
| Son film gecemizden kalmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّكِ تركتيه في آخر ليلة أفلام قضيناها معاً |
| Zeytin ağaçları 100 yaşında olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ أشجار الزّيتون هاته قد تجاوزت المائة عام، اُنظروا |
| Yolda birşey görmüş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و إنّ هنالكَ شيئاً ما كان على الطريق |
| Bir hemşireyle koridorda görmüş. Gitmiş olmalı. | Open Subtitles | لقد أبصرها برواقٍ مع ممرّضة لا بدّ و أنّها قد رحلت في الحال |
| Birisi silahını çalmış ve kocanıza karşı kullanmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ أحدا ًما قد إختلس السّلاح و إستخدمه لقتل زوجك |
| Jüri bana kızmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ الحَكَم غاضبةٌ جداً مني |
| Bu onun için çok zor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و إن ذلكَ عسيرٌ عليها.. |
| Bu tür bir alet kesinlikle Dükkan'a ait olmalı. | Open Subtitles | أجل، ذلك النوع من التقنيّة "لا بدّ و أنَّه ملكُ "الورشة |
| O kadar küçük bir kutu ki içindeki şey her ne ise kesinlikle inanılmaz olmalı. | Open Subtitles | إنّه صندوقٌ صغيرٌ بسيطٌ فحسب ...مما يجعلني أُفكّر إنّ ما يوجد بداخله لا بدّ و أنْ يكون مذهلاً |
| - Hayır Rebecca, mutlaka.... ...bir yanlış anlama olmalı. | Open Subtitles | لا يا (ريبيكا) لا بدّ و أنّ هنالك سوء تفاهم |
| Bunun üstesinden geldiğin için seninle gurur duyuyorum, Sammy. Cehennem gibi olmalı. | Open Subtitles | أنا فخورٌ بك لأنّك تجاوزته (سامي) لا بدّ و أنّك ذلك كان مثل الجحيم |
| Sonunda ölüp, yolundan çekildiğim için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ و إنّكَ مستثارٌ للغاية لكوني أخيراً تنحيتُ عن الطريق ؟ |
| Biliyorum çok geciktim. Meraktan ölmüş olmalısın. | Open Subtitles | أعلم يا أمّي، إنّ الوقت متأخّر أنا آسفةٌ حقّاً، لا بدّ و أنّه قد نال منك القلق |
| - Vietnam'da savaşmış olmalısın. | Open Subtitles | -لا بدّ و أنّك حاربت بالفيتنام؟ |