Bu senin şansın, ben dostum ve sen onu görmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | هذه هى فرصتك, لأننى صديق وأنت ستسمحين لى برؤيتها |
Sihir gücüm değişken. Bir daha onu görmeme izin vermezseniz de fark etmez! | Open Subtitles | سحري متقلقل، ولا أبالي إنْ لمْ تسمح لي برؤيتها ثانية |
Onu o halde Görmek, ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda olduğunu bilmek... | Open Subtitles | أعني برؤيتها هكذا بمعرفة أنها ستبقى في كرسي متحرك بقية حياتها ربما لم ترغب بها التعامل مع ذلك |
Yüzde ikide onları heryerde yollarda görmeye başlarsınız. | TED | هذا عبارة عن وصول. عند نسبة الإثنين في المائة تبدأ برؤيتها في الطرقات في كل مكان. |
Hastanın görmeyi çok istediği gizemli bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | المريض لديه حبيبة غامضة يرغب برؤيتها حقا |
Heidi kanın adını duyunca bayılıyor artık görmesine bile gerek yok, fobisinde seviye atladı. | Open Subtitles | حسنا , هايدي يغمى عليه بمجرد سماع الدم ليس برؤيتها بعد الان بالحقيقة لقد طور رهابه |
Kilisenin sadece üst düzey üyeleri onları Görebilir. Bir rahibin çıkartılan günahtan bahsedemediği gibi ben de size o videoları gösteremem. | Open Subtitles | فقط أعضاء الكنيسة الكبار مسموح لهم برؤيتها أعني ، لا يمكنني أن أريكِ إيّاها |
Poirot, onu görmeme izin vermiyorlar. | Open Subtitles | بوارو" ما معنى ذلك ؟ " لماذا لا يسمح لي برؤيتها ؟ هل هذا من عملك أنت ؟ |
Poirot, onu görmeme izin vermiyorlar. | Open Subtitles | بوارو" ما معنى ذلك ؟ " لماذا لا يسمح لي برؤيتها ؟ |
Onu çıplak görmeme izin vermezdi. | Open Subtitles | لم تسمح لي أبداً برؤيتها عارية. |
Onu görmeme izin verilmedi. Yalnız başına öldü. | Open Subtitles | لم يُسمح لي برؤيتها ماتت وحيدة |
Onu üç gün boyunca görmeme izin vermedi. | Open Subtitles | لم يسمح ليّ برؤيتها لقرابة 3 أيام. |
Leydi hazretleri üç hafta kadar önce onları Görmek istemişti... | Open Subtitles | سيادتها عبرت عن رغبتها برؤيتها ربما قبل 3أسابيع |
Alex Meade'in, kademe kademe Alexis Meade'e dönüşmesini Görmek ilgini çekmiyorsa, o ayrı. | Open Subtitles | مالم تكن مهتماً برؤيتها كيف تحول أليكس ميد تدريجياً إلى ألكسيس ميد |
Düğünden beri, onu düşünmediğin, Görmek istemediğin, geri istemediğin tek bir gün bile geçti mi? | Open Subtitles | هل مر يوم منذ الزفاف لم تفكر بها أو ترغب برؤيتها واستعادتها؟ |
Seninle geleceğim ama bunu görmeye değil, | Open Subtitles | سأذهب .لكن ليس لاتك محق ولكن من أجل متعتي أنا برؤيتها |
Onu görmeye devam etmek istiyorum ama: | Open Subtitles | أريد أن أستمر برؤيتها : لكنى أريد أن أقول مثل |
Kartınız görmeye yetkili olduğunuz dosyaları çıkartacaktır. | Open Subtitles | بطاقتكِ ستفتح الملفات التي مصرحٌ لكِ برؤيتها |
Burada olduğum için görmeyi hayal edemiyeceğim şeyleri gördüm. | Open Subtitles | بوجودي هنا رأيت أشياء لم أحلم برؤيتها |
Önceden görmeyi tercih edeceğin bilgiler. | Open Subtitles | والتي سترغب برؤيتها في أقرب فرصة ممكنة |
Ailesinin, kızın cesedini görmesine müsaade etmişsin. | Open Subtitles | سمعت أنكِ سمحت لوالديها برؤيتها. |
Kimsenin görmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | لمْ يسمح لأحد برؤيتها. |
Görebilir miyim? | Open Subtitles | هل تسمحين لي برؤيتها ؟ |
Onu görmeden yapamam o yüzden şimdilik evlilik meselesiyle güvende tutup onunla görüşmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | و سأستمر برؤيتها |