ruhunu Tanrı'ya, ...bedenini suya yolluyoruz. | Open Subtitles | نزكى بروحه الى الله . و نودع جسده الى الاعماق |
Bir kral insanları için her şeyini feda etmek istiyorsa neden ruhunu da etmesin? | Open Subtitles | اذا كان على الملك التضحية بحياته من اجل شعبه لماذا لا يمكنه التضحية بروحه ؟ |
Mesih'i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan ruhuyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir. | Open Subtitles | "فالذي أقام المسيح من الأموات سيحيي أجسادكم الميتة أيضاً" "بروحه الساكن فيكم" |
Hayır ama ruhuyla iletişime geçtiğini iddia ettin. | Open Subtitles | لا,ولكنك تدعى انك على صلة بروحه |
Orada yalnızdım ama birisinin ruhu yanımdaydı. | Open Subtitles | كنت بمفردي هناك، ولكن كان يرافقني شخص آخر بروحه. |
Babam burda olamasa bile, ruhen burdaymış gibi hissettim. | Open Subtitles | بالرغممنأن والديلميكنمتواجداً, .أشعرأنهكان كذلك. بروحه |
Bu ev onun ruhunu istiyor, ve bize katılmasını rica ediyor. | Open Subtitles | هذا المنزل يُرحب بروحه ويسأله الإنضمام إلينا |
Ben kazanırsam onun ruhunu alırım ve seninkini de. | Open Subtitles | أنا أربح, أحتفظ بروحه وأحصل علي روحك |
Ayrıca gizli tarikatı ruhunu verecek kadar seven biriydi. | Open Subtitles | بالنسبة للسيكت روج حتى يطالبوا بروحه |
Oğlun Yüce İsa son saatlerinde ruhunu senin ellerine teslim etti. | Open Subtitles | أوصّى بروحه في ساعته الماضية |
Demek istediğim, benim için ruhunu takasladı. | Open Subtitles | أعني أنّه تاجر بروحه لأجلي |
Orada ruhuyla yanında olacak. | Open Subtitles | سيكون معكِ بروحه |
Lily, Julian'ın cesedini ruhuyla buluşturmaya kararlı ama bunu yapmak için de Phoenix taşına ihtiyacı var. | Open Subtitles | (ليلي) عازمة على لم شمل جسد (جوليان) بروحه الضائعة لكن كيّما تفعل ذلك فإنّها بحاجة لحجر العنقاء. |
Tüm ruhuyla. | Open Subtitles | بروحه |
Onun ruhu ve senin yeteneğinle bu ufaklık dünya çapında bir engelli koşu atı olabilir. | Open Subtitles | بروحه ومهارتك في الفروسية قد يتحول هذا الحصان إلى بطل اول |
Bu durumda kocamın ruhu sizi izliyor oalcak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يحرسك زوجي بروحه |
Derinliği, ruhu var. | Open Subtitles | بالداخل ,بروحه |
Şu anda sağlık sorunu onu Çin'i terk etmekten alıkoymaktadır, fakat o ruhen bizimledir. | Open Subtitles | ان صحته العليلة تمنعه من مغادرة الصين, ولكنه معنا هنا بروحه |
Orada olacak. ruhen. Eminim olacaktır. | Open Subtitles | أجل سيكون هناك بروحه متأكد من ذلك |
Sana söylüyorum Büyük D, o ruhen hep seninle olacak. | Open Subtitles | فأنا أخبرك يا (دي) العظيمة، سيكون بالقرب منك بروحه. |