Ben yoğurt adamla yaşarken, her şey basit ve güzeldi. | Open Subtitles | عندما كنت أعيش مع فتى الزبادي، كان الأمر بسيطا وجميلا |
Biraz basit olabilir. Ne de olsa pek eğitim almamış. | Open Subtitles | ربما كان بسيطا إلى حد ما لكنه تلقى تعليما قليلا |
Endişelendiğimiz tek şeyin nükleer enerjinin tamamen yok oluşundan daha basit zamanlardı. | Open Subtitles | كان زمانا بسيطا عندما كان الشي الوحيد الذي يقلقنا هو الإبادة النووية |
Onu direkt olarak takip edemiyorsun demek. Hiçbir zaman kolay değildir zaten. | Open Subtitles | حسنا، إذا لا يمكنك اللحاق بها مباشرة لا يكون الأمر بسيطا أبدا |
Cevabım basitti: Eğer bıraksaydım, bu beni kaçıranın kazandığı anlamına gelirdi. | TED | وكان جوابي بسيطا للغاية: إذا تخليت عن عملي، فإن هذا سيعني أن من خطفوني قد كسبوا. |
Ve dürüst olmak gerekirse, istediğiniz elde etmek basit. | TED | وبصراحة، يعتبر حصولك على ما تريده أمرا بسيطا. |
İstediğinizi elde etmek çok ama çok basit. | TED | إن الأمر في غاية البساطة، يعتبر الحصول على ما تريده بسيطا. |
Bir gün, durup dururken bir öğrenci beni aradı ve basit ama derin bir soru sordu. | TED | في أحد الأيّام، تلقّيت مكالمة غير متوقّعة من طالب، سألني سؤالاً بسيطا جدّا ولكنه عميق. |
basit bir soru sormama izin verin: dikdörtgenin alanı kaçtır? | TED | الآن دعني أسألك سؤالا بسيطا: ما مساحة المستطيل؟ |
Oldukça basit görünüyor, ama aynı zamanda oldukça kompleks. | TED | انه يبدو بسيطا للغاية. و لكنه في نفس الوقت معقد جدا |
Belki de gerçeklik, basit ve karmaşık, birbirini etkileyen, bilinçli etkenlerin kocaman bir ağıdır, bu da birbirlerinin bilinçli deneyimlerine neden oluyordur. | TED | الواقع نظاما تفاعليا هائلا من عوامل الوعي بسيطا أو معقدا شبكة تفاعلية من تجارب واعية |
Büyük yaratıcılık kazanmalı, basit ve kesin. | TED | الإبداع الجيد مطلوب لنجعله بسيطا وقاطعا |
TS: Şuradaki resimde basit birşey yapmak istedim , iki dalganın kesişmesi gibi basit ve simgesel bir resim. | TED | الملخص : حسنا ، هذه اللوحة هنا ، أردت أن تفعل شيئا بسيطا جدا ، بسيطة ، الصورة الأيقونية اثنين من تموجات التدخل. |
Size basit bir soru sorayım çok basit de bir cevabı var. En yüksek | TED | واسمحوا لي ان اطرح عليكم سؤالا بسيطا مع إجابة بسيطة جدّا. من الذي يملك أكبر ميزانية عسكرية؟ |
Evli bir adamla her şey çok basit. | Open Subtitles | بالتأكيد ، مع المتزوجين الأمر سيكون بسيطا |
O kadar basit değil, herşey çok karmaşık. | Open Subtitles | الأمر ليس بسيطا كما يبدو , انه معقد للغاية |
İspanya'nın en büyük kahramanı haline dönüşen basit, sıradan bir adamdı. | Open Subtitles | كان رجلا بسيطا و أصبح بطل اسبانيا العظيم |
Eğer beş yaşında ki bir çocuğun el yeteneğini alıp günümüzün en iyi robotuyla karşılaştırırsak, cevabımız çok kolay olurdu: Çocuk kolayca kazanır. | TED | إذا وضعت مهارة طفل ذو خمس سنوات ضد أفضل الروبوتات الحديثة، فسيكون الجواب بسيطا : سيفوز الطفل بسهولة. |
Bunların ne olduğunu hayal etmek sizin ve benim için çok kolay olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الأمر بسيطا لتخيله بالنسبة لك ولي |
Biliyorum ama sonra Sherlock'la tanıştım, öyle basitti ki... | Open Subtitles | أعرف ، لكن بعد ذلك قابلت شارلوك لقد كان الأمر بسيطا |
Beni evlerine davet ettiler. Beraber şarkılar söyledik ve sade bir yemek yedik. | TED | وقد دعونى إلى منزلهم وغنينا سويا. وتناولنا عشاءا بسيطا |
Ve biliyordum ki bir gün, toplumuma, bir şey; küçük bir şey katacaktım. | TED | وعلمت أنه في يوم ما وأود أن أساهم في شيء، ولو كان أمرا بسيطا لمجتمعي. |
Pekâlâ, bunu senin için basitleştireyim, sorularımı cevaplayıp işbirliği yaparsan orta yaşlı biri olmadan hapisten çıkmak için küçük bir şansın olabilir. | Open Subtitles | حسنا،سأجعل هذا هذا بسيطا لك تُجيب عن أسئلتي،تتعاون معي و بعدها ربما ستكون هنالك فرصة لأن تخرج من السجن |
Peki. Bunu basitleştireceğim. Rory'ye söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسنا, أنا سأبقى ذلك بسيطا أنا سأخبر روري |