ويكيبيديا

    "بشأنه هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şey
        
    Sizin umurunuzda olan tek şey programınız ve alacağınız kaynak ödentileri! Open Subtitles كل ما تهتمون بشأنه هو برامجكم اللعينة و درجاتكم و حالتكم
    Sizin umurunuzda olan tek şey programınız ve alacağınız kaynak ödentileri! Open Subtitles كل ما تهتمون بشأنه هو برامجكم اللعينة و درجاتكم و حالتكم
    ama hala... düşünebildiğim tek şey içki içmeyi ne kadar istediğim. Open Subtitles وسأظل كل ما يمكني التفكير بشأنه هو كم اريد ان اشرب؟
    Dikkat edeceğin tek şey bir daha göz önünde olmamak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجب أن تقلق بشأنه هو أن تختفي
    Dinle. Endişelenmen gereken tek şey, sağ eli. Tamam mı? Open Subtitles انصتي، كل ما عليك القلق بشأنه هو يده اليمنى، اتفقنا؟
    Benim için tek önemli şey dostluktu. Onu da bozdum. Open Subtitles القانون الوحيد الذي اهتممت بشأنه هو الصداقة ولكن يبدو أنني خرقت هذا القانون أيضا
    Düşünmeniz gereken tek şey alacağınız yeni elbiseler. Open Subtitles كل ما عليكِ القلق بشأنه هو شراء دولاب ملابس جديدة.
    Endişelenmemiz gereken son şey adalet sistemi. Open Subtitles آخر شيء يجب أن نقلق بشأنه هو النظام القانوني
    Korkman gereken tek şey onun boynunu kıracak olmam. Open Subtitles الشيئ الوحيد الذي تحتاج للقلق بشأنه هو قيامي بجز عنقه
    Umurumda olan en son şey senin ne düşündüğün. Open Subtitles لكن أخر شىء ممكن أهتم بشأنه هو عن ماذا تفكــر
    Bak, düşünmen gereken tek şey o parayı bana nasıl bulacağın. Open Subtitles أنظر، كل ما عليك أن تقلق بشأنه هو كيف ستحصل لي على ذلك المال
    Aslında, ben biraz onun hakkında endişeleniyorum, hava karanlık, soğuk, etrafta pornografik bir şey yok. Open Subtitles في الحقيقة، أَنا نوعُ قلق بشأنه: هو مُظلمُ، هو باردُ، ليس هناك خلاعة أي مكان.
    Merak ettiğim şey ise neden Dışişleri Bakanlığınızın buraya sorunu anladığını sanan birisini gönderdiği. Open Subtitles لذا، ما كنت أتسائل بشأنه هو لماذا ترسل وزارة الخارجية إلى هنا شخصاً يعتقد أنه يفهم المشكلة
    Senin endişelenmen gereken tek şey kasayı açmak. Open Subtitles كل ما عليك أن تقلق بشأنه هو حل رموز الخزنة حسنا.
    Bebeğim, beni tek endişelendiren şey, bir kızımız daha olması. Open Subtitles حبيبتي, الأمر الوحيد الذي أنا قلقٌ بشأنه, هو ولادتكِ ببنت أخرى
    Ama komunizm gittiğinden beri paradan başka şey düşünmüyorsunuz. Open Subtitles لكن الآن بما أن الشيوعية إختفت،كل ما تفكرون بشأنه هو المال
    Endişelenmen gereken son şey bana bir şeyler öğretmek olmalı. Open Subtitles آخر ما أقلق بشأنه هو تعليمي لعاداتي القديمة
    Endişe etmemem gereken bir şey varsa, o da Ian'ın başka kadınlara bakması. Open Subtitles شيء وحيد لايستحق أن أقلق بشأنه هو أن أيان ينظر لمرأه غيري.
    Beni rahatsız eden lanet bir yalancı, pislik bir ibne olması kendini savunmak için hiçbir şey yapmamış olmasıydı. Open Subtitles ما أبالي بشأنه هو أنه كان كاذبا لعينا ورخيصا ولم يتمكن من الدفاع عن نفسه
    Bak, yalnız kalmak için buralara geldim ve sana rastladım ama senin yaptığın ilk şey lsats sınavı hakkında konuşmak. Open Subtitles لقد جئت هنا حتى أكون بمفردي وألقاك بطريقي، وأول شيء تريد أن تتحدث بشأنه هو إختبار القبول

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد