Ve sen gerçekten, onun bu konuda suçluluk duymadığına inanıyor musun? | Open Subtitles | و أنت فعلاً تصدق بأنه لا يشعر بالذنب بشأن ذلك ؟ |
- bu konuda bir şey biliyor musun? - Ayakkabıları nasıl buldun? | Open Subtitles | قام بتوصيل والدتك بالليلة الماضية هل تعلم أي شيء بشأن ذلك ؟ |
- Bunun için üzgünüm. Sabırlı olun. Sizi buradan olabildiğince çabuk çıkaracağım. | Open Subtitles | أعتذر بشأن ذلك إصبري قليلاً وسأخرجكِ من هنا بأسرع وقت ممكن |
Evine dönmekte çok zorlanan çeteye gelince Bunun için üzgünüm. | Open Subtitles | الآن من أجل المجموعة الموجودة بالخارج, التي واجهت أوقات عصيبة للعودة إلى ديارها آسفون بشأن ذلك. |
Belki silah oradaydı ve O konuda da yalan söyledi. | Open Subtitles | ربما كان المسدس هناك، ايضاً, هو كذب بشأن ذلك الامر. |
Bunun hakkında ciddi olduğunu fark etmemiştim, bu yüzden iptal ettim. | Open Subtitles | أنا لم أعرف أنك كنت جادا بشأن ذلك .. لذلك قطعته |
Wes okulu farklı görmeme neden olmuştu ve Bundan mutlu değildim. | Open Subtitles | ويس جعلني أرى المدرسة بإختلاف. و لم أكون سعيدة بشأن ذلك. |
O yüzden lütfen bu konuda konuşmayı bırakıp ameliyata bakalım. | Open Subtitles | لذا رجاءً دعونا فقط نتوقف عن التحدث بشأن ذلك ولنعمل. |
Korkmuş ve masum bir adam kovalanıyor. bu konuda bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | لأن هنالك رجل بريء وخائف تتم مطاردته، عليكم فعل شيء بشأن ذلك |
Yanlız, büyübabam bu konuda yanlıştı, çünkü, ben kaybetmeyi sevmem. | Open Subtitles | لكن جدى كان مخطئ بشأن ذلك لأننى لا أحب الخسارة |
Geri dönüş yolunda olduğumuza inanıyorum ve bu konuda çok heyecanlıyım. | TED | وأؤمن حقا بأننا على الطريق الصحيح، وأنا متحمّس بشأن ذلك. |
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. | Open Subtitles | بجانب، الوقتمتأخرتماما، لذا لو كنت ستصمت بشأن ذلك |
Ben bu konuda biraz endişeliyim. | Open Subtitles | جميل جداً بمجرد أن تنتهي منه. أنا متوترة قليلا بشأن ذلك. |
Muhtemelen şimdi sen Bunun için de birşeyler hesaplamış olmalısın, değil mi... tatlım? | Open Subtitles | من المحتمل أنكِ اتخذتِ احتياطاتكِ بشأن ذلك أيضاً أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Bunun için üzgünüm ama artık bu görevi istemiyorum. | Open Subtitles | واشعر بالسوء بشأن ذلك لكن لاأريد تلك الوظيفة بعد الآن |
Elbette, Bunun için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، لم يكن لديك ما يدعو للقلق بشأن ذلك. |
Bunun için endişelenme. Mezar taşında sen ne istersen o yazar. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن ذلك , يمكن أن تكتب على قبرك ما تشاء |
Dördünce roundda yerde, O konuda endişelenme... | Open Subtitles | سيسقط في الجولة الرابعة لا تقلق بشأن ذلك |
Mm, Bunun hakkında tamamen kendi başıma yaptığım bu leziz yemek eşliğinde konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسنٌ , يمكننا التحدثُ بشأن ذلك على هذه الوجبة الشهيّة الذي أعددتُها بنفسي. |
Bundan söz etmek istemezdim ama yapmalıyım. | Open Subtitles | لا أريد التحدث بشأن ذلك لكنهم حاصروني من ؟ |
Bak ben bir yer işletirsem ve satışlarım düşerse mutlaka Bununla ilgili bir şeyler yaparım. | Open Subtitles | أتعرف ، عندما أدير متجرا وتكون أرباحي منخفضة.. من المؤكد أني سأفعل شيئا بشأن ذلك |
Akşam evde tıkınırken bu konuyu konuşacağız. | Open Subtitles | سنتحدث بشأن ذلك الليلة فى المنزل على العشاء |
Biz bunu tartışırken, bir içki daha söylemek için bara gittim. | Open Subtitles | وبينما كانا يتجادلان بشأن ذلك ذهبت إلى البار لأحضر شراباً آخر |
Onun için de çok üzgünüm. Söylediğim her şey için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أجل, آسفة بشأن ذلك آسفة بشأن كلّ شيء قلته لكِ. |
Orasını merak etmeyin. Donarsa malzemelerinizi arabayla gönderirim. | Open Subtitles | . لا تقلق بشأن ذلك إذا تجمد النهر ، سأرسلها لكم برياً |
- Sanırım bu sadece kötü bir zamanlama. - bu konu hakkında endişelenme. | Open Subtitles | مجرد توقيت سيىء باعتقادي لا تقلق بشأن ذلك |