ويكيبيديا

    "بشئ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir şey
        
    • şeyler
        
    • hiçbir şey
        
    • bir şeyi
        
    • şeye
        
    • bir şeyle
        
    • birşeyler
        
    • şeyleri
        
    • bana
        
    • sana
        
    • şeyden
        
    • konuda
        
    • birşey
        
    • birşeyle
        
    Yasemin, ben de seni seviyorum ama olmadığım bir şey olmaya çalışmaktan vazgeçmeliyim. Open Subtitles ياسمين أنا أحبك فعلا لكن يجب أن أتوقف عن التظاهر بشئ لا أكونه
    sana birşey itiraf edeceğim, Bethany, daha önce kimseye söylemediğim bir şey. Open Subtitles انا سأخبرك بشئ بيثانى الشئ الذى لم اخبر عنه احد قبل هذا
    Sağol Tony. İyi iş. Ona bir şey söylediniz mi? Open Subtitles اشكرك يا طونى احسنت صنعا ، هل اخبرتها بشئ ؟
    Ama şu yaşlı kadın, her kimse, Arbogast'a bir şeyler anlatmış. Open Subtitles ولكن تلك العجوز اي كانت موجوده لابد انها اخبرت اربوجاست بشئ
    Gerçekte hiçbir şey yapmamış bile olsan yapanın izinden gitmiş gibi olursun. Open Subtitles بالرغم من انك لم تقومي بشئ خاص لكنك قمت بتسهيل العمل لشريكك
    Yani, genç bir kızken böyle bir şeyi hayal edemezdim. TED تعلمون ، ما كنت لأحلم بشئ مماثل عندما كنت شابه.
    Çünkü Doktor sihirli değneğiyle son bir şey yapabileceğini söyledi. Open Subtitles لأن الدكتور قال أنه يستطيع القيام بشئ أخير بعصاه السحرية
    Bilinç altın sana geçmişinden bir şey söylemeye çalışıyor olabilir. Open Subtitles لابد انه عقلك الباطن يحاول اخبارك بشئ شئ من الماضي
    Gemiyi kaybetmeden önceki gece Judy'nin kulağına bir şey söyledi. Open Subtitles الليلة التي تسبق ليلة فقداننا للسفينة، همس بشئ في أذنها
    Yani, Irak'a kadar o kadar yol gittin ve hiç bir şey hissetmedin. Open Subtitles أعني, أنت قطعت كل تلك المسافة إلى العراق و لم تستطع الشعور بشئ
    sana bir şey diyeyim mi? Bir daha asla kaburga yemeyeceğim. Evet, tabii. Open Subtitles ـ سأخبرك بشئ ، لن أكل لحم بالعظام مجدداً ـ أجل ، صحيح
    Zamanla, eminim ki yatağınızı paylaşmaktan daha çok isteyeceği bir şey olmayacak. Open Subtitles مع الوقت، أنا متأكد أنها لن ترغب بشئ أكثر من مشاركتك الفراش
    bana hiç bir şey hissetmediğini söyle, hemen gideceğim. Söz. Open Subtitles أخبريني أنكِ لا تشعرين نحوي بشئ وسوف أرحل، أعدكِ بذلك
    Herhangi bir insanın alabileceği bir şey değil, değil mi? Open Subtitles أنه ليس بشئ يمكن لأى أحد حصول عليها صحيح ؟
    Akşam yemeği vardiyasında çalışıyor şimdi, bir şey için söz veremem. Open Subtitles أنه مشغول حالياً أنه الآن وقت العشاء لذا, لا أعدكم بشئ
    - Adam, arkadaşından bir şeyler yapmasını istedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles هذا الرجل يريد صديقه ان يقوم بشئ لا اعلم ما هو
    O zaman onun boynunu kırdığım zaman bir şeyler hissedersin. Open Subtitles إذاً من المحتمل أن تشعر بشئ عندما أعضها من رقبتها
    İnsanı sonuna kadar televizyonun başında tutuyorlar ama hiçbir şey vermiyorlar. Open Subtitles يجعلونك تشاهد البرنامج حتى اخر فقرة ثم لا يأتون بشئ جديد
    Aslında size zaten bildiğiniz bir şeyi söylüyorum: yani, karşılaştırma her şeyin değerini değiştirir. TED إذاً فأنا أخبركم بشئ تعرفونه بالفعل: بالأسم، أن المقارنة تغيّر قيمة الأشياء.
    Hayır, ama başka bir şeye bakarak onun Bay Paine olmadığını söyleyebilirim. Open Subtitles لا, ولكنى استطيع ان اخبرك بشئ آخر على انه ليس السيد بيين
    Yani senin cinayet kurbanın, akçaağaç'tan yapılan bir şeyle vuruldu. Open Subtitles لذا على الأرجح أن ضحيتكم.. ضُرِبت بشئ مصنوع من القيقب
    Evet, malzemerin listesi size birşeyler söyler, ama bazen de size yanlış birşeyler söyler. TED فقائمة المقادير تخبركم بشئ، و أحيانا تخبركم بشئ خاطئ.
    Bir şeyleri hissetmek yerine her şeyi düşünür hale geldin. Open Subtitles فكر من خلال كلّ شيء بدلا من أن الأحسّاس بشئ
    Çünkü bana daha ziyade eve erkenden dönüp beni yakalamak istermişsin gibi geldi. Open Subtitles لأنه يبدو بأنك حضرت إلى المنزل باكرا لإمساكي بشئ و لكن إمساكي بماذا؟
    Yaşadığın onca şeyden sonra, sana bir şeyler borçlu olduğumuzu düşünüyor. Open Subtitles انه يشعر بعد ما قمت به من خدمه انه مدين لك بشئ
    Şu andan itibaren bu konuda hiçbir şey yapacak konumda değilsin. Open Subtitles وفي تلك اللحظة، أنت لست في موقف للقيام بشئ حيال هذا
    Onları dolarla ödemedik. Başka birşeyle ödedik. TED لم ندفع لهم بالدولارات. دفعنا لهم بشئ آخر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد