ويكيبيديا

    "بشكل مباشر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğrudan
        
    • direkt olarak
        
    • direk
        
    • bizzat
        
    • canlı
        
    • yüz yüze
        
    • yaşadığımız
        
    Bu daha kısa yapılar, güvertelerini doğrudan kuleleri destekleyen çapraz kablolarla ayakta tuttular. TED حملت هذه البنى الأقصر قواعدها بوساطة كابلات قطرية تتصل بشكل مباشر بأبراج الدعم
    Bu uçağın iniş takımı doğrudan motora bitişik, değil mi? Open Subtitles عجلات الهبوط في هذه الطائرة مجاورة بشكل مباشر للمحرك، صحيح؟
    Direkt yöntemde ise sanatçı, direkt olarak balığı boyar. Sonrasında ise nemlendirilmiş kumaşı ya da kağıdı, balığın üstüne yavaşça bastırır. TED وبالطريقة المباشرة، يقوم الفنان بالطباعة بشكل مباشر على السمكة، ثم يقوم بضغط القماش أو الورق المبلل بلطف على السمكة.
    Dahası, bu durum hakları korunması gereken, haksızlığa direkt olarak uğramış kişilerin sesini bastırabilir. TED وبالأكثر، يمكنها أن تُغرق أحياناً أصواتِ من هم متأثرون بشكل مباشر بهذا الظلم، من يجب لاحتياجاتهم أن تُسمَع.
    Moskova altgeçidi için yapılmış tüneller direk olarak bankanın altından geçiyor. Open Subtitles أنابيب بناء توسيع نفق ميترو موسكو تمشي بشكل مباشر تحت البنك
    Yaşamış en büyük yazarlardan biri olan George Orwell, 1920'lerde yoksulluğu bizzat deneyimlemiş. TED جورج أورويل، أحد أعظم الكتاب في التاريخ عاش بفقر لفترة زمنية بشكل مباشر في عشرينيات القرن الماضي.
    Eğer ben bunu sahnede canlı olarak yapabiliyorsam, her birinize beş dakika içerisinde bu tür cihazlardan birini nasıl kontrol edebileceğinizi gösterebilirim. TED وإذا استطعت فعل ذلك بشكل مباشر على المنصة، عندها أستطيع أن أريكم جميعًا في خمس دقائق كيف تشغلون واحدة من هذه الأجهزة.
    Henüz onu doğrudan göremedik ve o Standart Model'in bir parçası değildir. Open Subtitles وحتى الآن لم نراها بشكل مباشر وأنها ليست جزءا من النموذج القياسي
    Bu gezegendeki yaratıkların geleceğini doğrudan tasarlayabiliyoruz. TED نصمم بشكل مباشر مستقبل الأنواع في هذا الكوكب.
    Bu yarışmayı yürütürken öğrendiğim en şaşırtıcı şey, şu anda bazı bilim adamlarının doğrudan dansçılarla çalışıyor olmasıdır. TED اكثر شيء مفاجيء تعلمته خلال اداره تلك المسابقه انه الان يوجد علماء يعملون مع الراقصين بشكل مباشر لشرح ابحاثهم.
    Öğretim kariyerimde birkaç yılın ardından, çizgi romanların eğitim potansiyelini doğrudan kavramıştım. TED بعد سنوات قليلة في مسيرتي التدريسية، أدركت بشكل مباشر الفوائد التعليمية المحتملة للقصص المصورة.
    Buna post sembolik iletişim diyorduk, çünkü tecrübe ettiğiniz bir şeyi doğrudan ortaya çıkarmak gibi olacaktı, dolaylı yoldan sembollerle onu anlatmak artık olmayacaktı. TED أطلقنا عليه تواصلاً لما بعد الرمزيّة لأنه سيكون وصفًا لتجاربك بشكل مباشر عوضاً عن استخدام الرموز للتعبير عن الأشياء.
    Sentetik bir orman için gerekli arazi alanı ya da aynı şekilde ele geçirilmesi için üretilmiş bir doğrudan hava yakalama tesisi 500 kat daha küçük. TED إن مساحة الأرض اللازمة لغابة اصطناعية أو مصنع لجمع الهواء بشكل مباشر لجمع نفس الكمية هي أصغر 500 مرّة.
    Fakat bu teoriden tek çıkarım yapılıyor, kara delik hâlen direkt olarak gözlemlenmedi. TED ولكن أحد الأمور الواضحة من تلك النظرية وهي الثقوب السوداء، لم تتم رؤيتها بشكل مباشر بعد.
    Hayır, o bu işe direkt olarak dahil olmadı. Open Subtitles كلا، إنه غير متورط بشكل مباشر بجريمة القتل
    8. paragraf, Whitacre ile anlaşmamız gereği yaptığı şeyler direkt olarak FBI ve ABD hükümetine addedilebilir. Open Subtitles الفقرة الثامنة في اتفاقنا مع وايتكر توضح أن أفعاله تعزا بشكل مباشر الى المباحث الفدرالية وحكومة الولايات المتحدة
    Adalet bakanlığı 30 askerin ölümünden ve yüzlerce yaralanmadan KBC sistemlerinin direk olarak sorumlu olduğunu düşünüyor. Open Subtitles إن وزارة العدل تخمن بأن شركة كي يس سي للأنظمة مسؤولة بشكل مباشر عن 30 حالة وفاة و المئات من الإصابات
    Bundan sonra direk işe girişiyoruz. Open Subtitles من الان وصاعداً ستتوجه بشكل مباشر الى المضاجعة
    bizzat değil. Bana birisi aracılığıyla ulaştı. Open Subtitles ليس بشكل مباشر و لكنه ارسل شخص ما للتواصل معي
    Sonuç olarak burada, bu bölgede bizzat Tanrıların huzurunda size sadakatimi ve hizmetimi sunuyorum. Open Subtitles ونتيجة لهذا، هنا، في هذا المكان ،وبحضور الآلهة بشكل مباشر ،أقدم لكَ ولائي .وخدماتي
    Şimdi Başkan Yardımcısı'nın sinirlenme anına canlı olarak tanık oluyoruz. Open Subtitles سنَذْهبُ الآن بشكل مباشر إلى نائبِ الرئيس لنرى رد فعلها
    Buna bir giriş kapısı olarak münazara; aykırı fikirlerle doğrudan, saygılı biçimde, yüz yüze bir bağlantı kurmamızı gerektirir. TED وهكذا، كنقطة افتتاحية لذلك: تتطلب المناظرة أن نتشارك في أفكار متعارضة، بشكل مباشر ومهذب ووجهاً لوجه.
    Bildiğiniz gibi, yaşadığımız bu zamanda dünya hızla değişiyor. Open Subtitles كما تعرف، الأوقات نحن بشكل مباشر في، إنّ العالم يغيّر صوم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد