Bak oğlum, tanıklık etmeyişini sevdim ekibine sadık kaldın. | Open Subtitles | أقدر رفضك الإدلاء بشهادة. وتضامنك مع زملائك. |
Birleşmiş Milletler'de bir askerî cunta ve genelkurmay başkanım aleyhinde tanıklık edeceğim. | Open Subtitles | سأدلي بشهادة في الأمم المتحدة ضد المجلس العسكريّ وضد رئيسي |
Bırakın Başkan'ın ifade vermesini hiç bir şeyi açıklamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج لتسليم أي شيء ناهيك عن الادلاء بشهادة الرئيس |
Bu yüzden herkese ayrı ayrı soru soracağız. Kimsenin ifadesi değişmemeli ve emin olmalıyız. | Open Subtitles | منفصلاً واحد كل نستجوب أن يجب أحد أي بشهادة يؤثر لا كي |
Aref bir imamdı ve bir krediye şahitlik yapması istenmişti, ki bu, İslam kültüründe bir gelenektir. | TED | عارف يشغر منصب إمامٍ وقد طلب منه أن يدلي بشهادة من أجل الحصول على قرضٍ، والذي يعتبر تقليدا في الثقافة الإسلامية. |
Jüri Bayan Costello'nun fotokopi ile ilgili ifadesini dikkate almayacaktır. | Open Subtitles | لن تأخذ هيئة المحلفين بشهادة الآنسة (كاستيلو) بخصوص النسخة الضوئية |
Eskortun tanıklığı jüriyi kötü mü etkileyeceğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين أن هيئة المحلفين سوف تشكك بشهادة واحدة مرافقة؟ |
Yemeğin amacı ekonomi mezunu olduğum için bana yol göstericiliği yapmak istemesiydi. | Open Subtitles | تخرجي كان قبل أسبوعين بشهادة في الأقتصاد كان سبباً للإحتفال, الذي,في هذه الحالة, أخذ شكل عشاء لحم إجباري. |
İş şöyle fazlasıyla tıbbi ihmalkarlık sigortası yapıyorum. Bana, tanıklık etmeyen bir kaç uzman lazım. | Open Subtitles | أعطي تأمينات كثيرة للأخطاء الطبيّة وأحتاج خبير جديد لا يدلي بشهادة |
Sana yaptıklarından dolayı onu tutuklayabiliriz ama tanıklık etmen gerek. | Open Subtitles | يمكن أن نقبض عليه بما فعل بكِ. لكن عليك أن تُدلى بشهادة. |
Eğer tanıklık edersen söyleyeceğin her şey duruşmada aleyhine delil olarak kullanılabilir! | Open Subtitles | إذا أدليت بشهادة, أى شىء تقوله يمكن أن يستخدم ضدك فى المحاكمه! |
Bir şekilde bu çok talihsiz kazaya bulaştım ve buraya gerçekler üzerine ifade vermeye geldim polis sorgulamasına maruz kalmaya değil. | Open Subtitles | ولقد تورطت فى هذا الحادث المشئوم ولقد جئت هنا للإدلاء بشهادة حق وليس للخضوع لانتهاكات البوليس |
Bak, bir saat içinde mahkemede olmam lazım. Bir soygun davası için ifade vereceğim. | Open Subtitles | إسمع ، عليّ أن أكون في المحكمة خلال ساعة سأدلي بشهادة في قضية سرقة |
Shaughnessy'nin ifadesi, "ilgisizdir" iddiasıyla kayıtlardan çıkarılacak. | Open Subtitles | لقد خاطرت بشهادة "شاهونسى" التى ليسَ لها علاقة بالأمر |
C.R.C. -13 aşısının insanlar üzerinde gizli denemeleri dosyası Dr. Victoria Constantini tarafından kamuoyuna açıklandı onun ifadesi sayesinde... | Open Subtitles | وقد رفعت هذه القضية الطبيبة (فيكتوريا كونستانتيني) التي أدلت بشهادة بالغة الأهمية بسبب معالجتها سابقاً للجنود القدامى |
Bu mahkeme salonunda daha önce yalancı şahitlik yapmışsanız suçunuza yenilerini eklememenizi tavsiye etmek istiyorum. | Open Subtitles | اذا كنت قد قمت بشهادة الزور فى هذه القاعة فاٍننى أنصحك ألا تزيدى على جريمتك |
İşte bu yüzden öne çıkıp şahitlik yapabilecek birilerini bulmakta çok zorlanmışlardı. | Open Subtitles | لهذا السبب كانوا يعانون من أؤقات صعبة إبحث عن أي شخص يود أن يتقدم بشهادة |
Bay Wilbur, Bayan Vito'nun ifadesini beğendiniz mi? | Open Subtitles | سيد ويلبر، ما رأيك بشهادة الآنسة فيتو؟ |
Shaughnessy'nin ifadesini önemsiz olarak kayda geçirtiyorum, ve seni saygısızlık yüzünden 10000 dolar ile cezalandırıyorum. | Open Subtitles | لقد خاطرت بشهادة "شاهونسى" التى ليسَ لها علاقة بالأمر وأحملك غرامة تحقير المحكمة تقدر بـ 10,000$ |
Darby'nin tanıklığı ile Ames ölüm cezasına çarptırılacak. | Open Subtitles | و بشهادة (داربي) سيكون (ايمز) في صف القتلة |
Darby'nin tanıklığı ile Ames ölüm cezasına çarptırılacak. | Open Subtitles | و بشهادة (داربي) سيكون (ايمز) في صف القتلة |
Sen 25 yaşında, Yale mezunu ve gayet etkileyici bir çıraklık yapmış birisin. | Open Subtitles | أنت في الخامسة والعشرية من عمرك بشهادة من "ييل" ومهنيّة جميلة مثيرة للاعجاب |
Doğru! Onların cinayete teşebbüs ettiği görüldü. Matsuda'nın şahitliği ve toplantının kayıtlarıyla suçlarını kanıtlayamaz mıyız? | Open Subtitles | هذا صحيح، من الواضح أن هؤلاء السبعة قتلة بشهادة ماتسودا و هذا التسجيل نستطيع أن نثبت ذلك |
Hipnotiz altında verdiği ifadesinde, burnundaki bir implant aracıIığıyla uzaylılardan emirler aldığını söyleyen bir çocukla mı? | Open Subtitles | بشهادة اعطيت تحت التنويم المغناطيسي من ولد ادعى انه تلقى اوامر من قوى خارجية من خلال زرعها في انفه |
Marlene bu yoldan yürüdü -- 23 yaşında, Sligo Üniversitesinden İrlanda Tiyatrosu diplomasıyla mezun oldu. | TED | وسارت مارلين هذه الطريق -- لقد تخرجت للتو وعمرها 23 عامًا من جامعة سليغو بشهادة في الدراما الإيرلندي. |
Tommy'nin tanıklığıyla yeni bir duruşma açabilirim. | Open Subtitles | بشهادة تومى أستطيع الحصول على محاكمة جديدة |
Eğer ilişkisini inkâr ederse, yalancı şahitlikle suçlanır | Open Subtitles | ،إنْ ما أنكرت علاقتها الغرامية فإنّهم سيتهمونها بشهادة الزور |