Tazminat konusunda şaka yapmıyorum. Çok ciddi bir şok yaşadın. | Open Subtitles | لست أمزح بخصوص طلب التعويض فقد أصبتِ بصدمة مما حدث |
İçeri girmiş ve Joyce'u öldürülmüş bulunca büyük bir şok yaşamış olabilir. | Open Subtitles | لابد انه ذهب هناك ووجد جويس مقتولة. وهذ بالتكيد اصابه بصدمة مروعة. |
Büyük bir travma yaşamış psikolojik olarak kırılgan bir kadın. | Open Subtitles | إنها سيدة هشة من الناحية النفسية والتى مرت بصدمة كبيرة |
Çocuk, büyük bir travma geçiriyor ve hâlâ oldukça büyük duygusal yaraları var. | Open Subtitles | الصبي يمر بصدمة كبيرة، و لا يزال هناك نوعاً من الجرح العاطفي. |
Bugüne kadar aldığım floresans ışıklar yüzünden tüm vücudum şoka girebilir. | Open Subtitles | بالرغم قد يصاب جسمي بصدمة أنه لا يتعرّض إلاّ لضوء المصابيح |
Bir tane fıstık yiyince anaflaktik şoka giren insanlar var. | Open Subtitles | يوجد أناس معينون إذا تناولوا ..الفول السوداني يصابون بصدمة حساسية |
Aktör ve menajeri aynı ses tonuyla konuşursa tüm film sektörü şok olur. | Open Subtitles | اذا كان الممثل و مدير أعماله يملكون نفس الصوت. صناعة الأفلام ستصاب بصدمة |
Bunun yerine, 110 oldu ve onlar resmen şok oldu | TED | بدلا من ذلك ، كان لديهم ١١٠ ، أصيبوا بصدمة كاملة. |
Cinayetin işlendiği evde gün doğarken dünün ünlü yıldızı, Norma Desmond tam bir şok durumunda. | Open Subtitles | مع بزوغ يوم جديد على بيت القاتلة نورما ديزموند نجمة مشهورة من السنوات الماضية تمر بصدمة عقلية كاملة. |
Beni bağışlamalısınız Bay kessler, ifadenizi göz önüne aldığımda kötü bir şok yaşamış birinin verdiğini görüyorum. | Open Subtitles | سَتَغْفرُ لي سّيد كيسلر إذا أَعتبرتُ شهادتَكَ صادرة من شخص كان قد مَرَّ بصدمة شديدة |
Gidip tüm olayı gördüğünü adamı tanıdığını söyleyerek, onu teşhis ettiğini öğrendiğimde şok olmuştum. | Open Subtitles | كنت بصدمة على فعلته هذه و نهضت وأخبرت أنه رأى القاتل و أنه قام بتمييز القاتل |
Yakın zamanda travma araç kazası veya düşme gibi şeyler olmuş mu? | Open Subtitles | أي إصابة حديثة بصدمة في الرأس؟ حادث سيارة؟ |
Sağ kulağında akut akustik travma var ve bacağından şarapnel parçası çıktı. | Open Subtitles | لقد اصيب بصدمة صوتية حادة في اذنه اليمنى و سحبت شظايا من رجله |
Geçirdiğin şeye travma demek hafif kalır. | Open Subtitles | أن وصف ما تعرّضت له بصدمة لا يمتّ للواقع بصلة |
Yüzde 30 kan kaybı var gibi görünüyor. Hipovolemik şoka girebilir. | Open Subtitles | وفقد حوالي 30 في الميه من دمه ، سوف يصاب بصدمة |
Amerikan kamuoyu, bu kadar kısa süren bir çatışmada bu denli kayıp verilmesi karşısında şoka uğradı. | Open Subtitles | أصيب الرأى العام الأمريكى بصدمة بالغة من وقوع خسائر بشرية ثقيلة كهذه فى قتال قصير الأمد كهذا |
Regan birden hatırlar, şoka girer kaygısı. | Open Subtitles | بانه لو تذكرت ريغان فجاة فأنها ستصاب بصدمة |
Şu an hâlâ şokta olduğu için söyleyecek çok fazla bir şey yok ama iç güdülerim bir şeyler gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | حسناً ، إنها مصابة بصدمة نفسية ، لذا لا يوجد الكثير للمضي قدماً لكن شعوري ينبئني بأنها قد رأت شيئاً ما |
Hiç kafa travması geçirdiniz mi? | Open Subtitles | أو قد لا يكون لها علاقة أبداً هل أصبت بصدمة في رأسك من قبل؟ |
Çabuk söylemeliyim yoksa kalp krizi geçireceğim ve asla öğrenemeyeceksin ama öğrenmelisin. | Open Subtitles | سأقول هذا بسرعة وإلا أصبت بصدمة قلبية ولن تسمع ما ساقولة |
Dünya bugün Diego Ricardo'nun ölümüyle sarsıldı... gezegenin en genç insanının. | Open Subtitles | أصيب العالم اليوم بصدمة لموت دييغو ريكاردو أصغر إنسان على الأرض |
Herkes şiddetli bir psikolojik travmaya uğrayacak. | Open Subtitles | الجميع سوف ريح إلى أعلى بصدمة سيكولوجيّة شديدة |
Eğer açılma şoku olmazsa paraşütünüz de olmaz -- yeni bir problemler diziniz olur. | TED | وان لم تمر بصدمة فتح المظلة .. لن تفتح المظلة وهنا ستواجهك مشكلة اخرى |
Oksijen getirin. şoka giriyor. | Open Subtitles | نحتاج إلى بعض الأوكسجين ستصاب بصدمة |
Ve sonda çöküverdik, aniden ve travmatik bir biçimde. | TED | و عندها اصبحنا بلا عمل فجأة و بصدمة قوية |