Sevgili arkadaşım Okoloma Maduewesi hakkında sıkça düşünüyorum. | TED | أفكر كثيرًا بصديقي العزيز أوكولوما مادويسي |
arkadaşım beni almaya gelecekti. Nerede kaldı bilmiyorum. | Open Subtitles | كان يفترض بصديقي أن يقلّني ولكن أجهل أين هو. |
Başka bir doktora danışmak istiyorsanız, arkadaşımı çağırabilirim. | Open Subtitles | سيدتي ، إذا أردتي رأياً أخراً يمكنني الاتصال بصديقي |
Daha sonra vakit kalırsa arkadaşımla ilgilenebilirsiniz. | Open Subtitles | واذا بقي متسع من الوقت ممكن ان تهتمي بصديقي |
arkadaşıma yaptıklarını hayatınla ödeyeceksin. | Open Subtitles | سوف تدفعين الثمن من حياتك على ما فعلتيه بصديقي |
Anne, baba, arkadaşım Reeko'yla tanışın. | Open Subtitles | أمي, أبي, أريدكم أن تتعرفوا بصديقي, ريكو. |
arkadaşım Conrad'ın mekanında öğrendim. | Open Subtitles | من هناك عند إلتقائي بصديقي كونراد.. اليوم صباحاً. |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
O, arkadaşım değil, ama bizi buradan çıkartabilir. | Open Subtitles | إنه ليس بصديقي, لكنه قد يستطيع إخراجنا من هنا |
En iyi arkadaşım, hayallerindeki kızla evlenecekti ama korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | كان يُفترض بصديقي المقرّب الزواج من فتاة أحلامه لكنّ أمراً مروعاً قد حصل |
arkadaşımı ararım, adını öğrenir. Ben de beni buradan çıkaracak mektubu alırım. | Open Subtitles | لقد حصلتُ على لوحة سيّارتها سأتّصل بصديقي فيأتي هو باسمها |
Avukat arkadaşımı aramama izin ver ne çeşit sonuçlar doğurabilirmiş, bir görelim. | Open Subtitles | اريد منك ان تدعيني اتصل بصديقي المحامي فقط حتى نتمكن من معرفة بعض من تداعيات التي ستحدث |
Bu durumda, yarın arkadaşımı arayıp, ki kendisi evin sahibi olur, o korkunç korkunç notla ilgili konuşmam gerekecek. | Open Subtitles | لذا سأتصل بصديقي المالك غدًا و أخبره بشأن هذه الملاحظة ، البشعة ، البشعة ممم |
Ayrıca psikiyatr arkadaşımla da konuşurum. | Open Subtitles | سأفعل هذا بسرور و أيضاً سأتصل بصديقي الطبيب النفسي رئيس القسم النفسي و أنا يمكنني إحضاره |
En iyi arkadaşımla zaman zaman karşılaşır homurdanır, birbirimize bakarız. | Open Subtitles | ما أعنيه بصديقي المفضل أننا نتهمهم ونُحدق لبعضنا في كثير من الأحيان. |
Şey, o olurdu, hızlıca olurdu çünkü, bilirsin, Erkek arkadaşımla akşam yemeğinde buluşacağız. | Open Subtitles | حسنًا، لابد وأن يكون سريعًا، لأنني سألتقي بصديقي الحميم على العشاء |
- Hayır, efendim. Sadece arkadaşıma bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | لا يا سيدي, فأنا ببساطة احاول أن اعتني بصديقي, هذا كل شيء |
Dur biraz yavaş ol Bay Düşüncesiz dünyadaki tek yakın arkadaşıma ihanet etmek üzere olduğumu görmüyor musun? | Open Subtitles | لماذا لا نتمهل هنا ايها السيد الغير حساس ؟ ألا ترى أنني سأغدار بصديقي الوحيد في العالم هنا ؟ |
Eve dönmeliyiz çünkü ben arkadaşımın cenaze töreni ile ilgilenmeliyim, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن أعود إلى الوطن بسبب أنه يجب علي الإعتناء بصديقي , يجب أن نعد الجنازة |
Böyle anlarda suçluluk hissediyorum çünkü aslında tek gerçek dostumu düşünmem gerekir. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أشعر بالذنب، لأنّه يجب علي التفكير بصديقي الوحيد والحقيقي |
Kankam falan değil aslında. | Open Subtitles | . إنه ليس بصديقي. |
Küçük dostuma merhaba deyin. | Open Subtitles | رحبّوا بصديقي الصغير. |