Sizi ölü bulacaklar. Halterde senin, silahta Onun, parmak izleri olacak. | Open Subtitles | سيعثر الضباط على جثتكم بصمتك على الدمبل و بصمته على المسدس |
Eldivenleri yanına alacak kadar dikkatli olsaydı parmak izi bırakır mıydı? | Open Subtitles | كيف سيترك بالخطا بصمته في المكان؟ لكنه كان في دم الضحية |
Silâh üzerinde parmak izi var. Balistik raporunda okuyabilirsiniz. | Open Subtitles | ستجد بصمته على السلاح المقذوفات ستطابق الأغلفة |
Ona failin iz bırakmayacak kadar akıllı olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد حذرته من أن الجاني أذكى من أن يترك بصمته |
Şunu idrak ettim: bu gezegende bir iz bırakmak için hepimizin fırsatı oluyor. | Open Subtitles | أدركت أن كلاً منا الوقت ليترك بصمته على هذا الكوكب |
İmzası, kurbanlarına güvenliği sıkı olan alanlarda ulaşması. | Open Subtitles | بصمته المميزة هي الإقتراب من الضحية في مكان محكمٍ جداً... ... |
Bu madde, parmak izlerini silah kasasının üzerinde bırakmamak için babanın gömleğindeydi, değil mi? | Open Subtitles | التي كانت على قميص الأب التي إستعملها لإبعاد بصمته عن خزينة السلاح |
Onlar yeni bir yorum isteyeceklerdir, role kendi Damgasını koyabilecek biri gibi. | Open Subtitles | سوف يكونون يبحثون عن مؤدية طرية، أحد ما يمكنه وضع بصمته الخاصة على الدور. |
parmak izini alıncaya kadar görüşebilirsiniz. | Open Subtitles | حَصلتَ على ماتريد .. خذ بصمته إدخلْ هنا. |
Fotoğrafı çekilip parmak izi alınsın. Analiz için CTU'ya gönderin. | Open Subtitles | اريد له صورة وارفعوا بصمته وارسلوها للوحدة لتحليلها |
parmak izinin bir kısmıyla eşleşen herkesin sonuçlarını aldık. | Open Subtitles | لكنها بصمة جزئية. لذا لدينا نتائج أى شخص بصمته تطابق هذا الجزء |
Bunu yapan kişinin parmak izini bulduk. | Open Subtitles | أي كان من فعلها فقد ترك بصمته على العلبة |
Kolay olmadı ama Thorne'un tabanca ruhsatından kısmi parmak izi alabildim. | Open Subtitles | لم يكن سهلاً لكني حصلت على جزء من بصمته من على الوثيقة |
Yabancı olduğu için ABD'ye girerken parmak izleri alınmıştır. Zekisin Gibbs. | Open Subtitles | آه لأن كل أجنبي يدخل امريكا يجب عليه تسـجيل بصمته في النظام أنت ذكي جيبز |
Hayatını yaşayıp dünyada bir iz bırakması için ona fırsat tanıyın. | Open Subtitles | أعطه فرصه ليعيش الحياة ويصنع بصمته في العالم |
Moment kazanıyordu, ta ki Dünya'da iz bırakmaya karar verene dek. | Open Subtitles | يستجمع القوة الدافعة حتى يتخذ الخيار ليترك بصمته على الأرض |
Depodaki ölü güvenlik görevlisinde bir iz bırakmış. | Open Subtitles | ترك بصمته على جثة حارس أمن في المخزن |
Bakıyorum da Grimaud sende iz bırakmış. | Open Subtitles | غريمو بالتأكيد ترك بصمته عليك |
Bu para onun imzası. | Open Subtitles | هذه القطعة النقدية هي بصمته |
Bulamazsak da parmak izlerini ve iki eline ait el yazısını alırız. | Open Subtitles | والا سنحصل على بصمته وعينات من خطه بكلتا يديه |
Achak hakikateden de anlaşmaya Damgasını vurdu. | Open Subtitles | وضع بصمته على المعاهدة من المؤكد |