'Bu noktada' yasak bir ilişkim yoktu dedektif. | Open Subtitles | لمْ أكن أنخرط بعلاقةٍ غراميّة بهذه المرحلة, أيها المحقق. |
- Seninle bir ilişkim olamaz. | Open Subtitles | . لايمكنني أن أحظى بعلاقةٍ معكِ |
- Seninle bir ilişkim olamaz. | Open Subtitles | . لايمكنني أن أحظى بعلاقةٍ معكِ |
Tahmin et, Liam Booker ile kimin gizli ve seks ilişkisi var? - İşte ipucu, benim. | Open Subtitles | احزري من التي تحظى بعلاقةٍ غرامية سرية مع ليام بوكر. |
Sizin bir evlilik dışı bir ilişkiniz ya da kocanızın evlilik dışı bir ilişkisi oldu mu? | Open Subtitles | أحظيتي أنتِ أو زوجكِ بعلاقةٍ غير شرعيّة؟ |
Eğer onunla gerçek bir ilişkin olmasını istiyorsan, ona bütün gerçeği anlatman gerekir. | Open Subtitles | لو أردتَ أن تحظى بعلاقةٍ حقيقيَة معها عليكَ إخبارها الحقيقة كاملةً |
İşteki ilk yılında bir ilişkin olması zordur veya sonraki yıllarda. | Open Subtitles | مِن الصّعبِ أن تحظى بعلاقةٍ مع شخصٍ في عامه الأوّل، أو أيّ عامٍ. |
Tamam ama Chloe ve benim berbat bir ilişkimiz olmuştu. | Open Subtitles | . حسناً , ولكن انا و " كوي " , حضينا بعلاقةٍ فضيعة |
Bir yıl kadar önce benim de bir ilişkim olmuştu. | Open Subtitles | تعلممنذقُرابةسنة ... حظيت أيضاً بعلاقةٍ مع امرأة |
Bir süre önce bir beyle ilişkim vardı. | Open Subtitles | قبل فترة كنت بعلاقةٍ مع رجل. |
Ben de bebeğimizin biyolojik babasıyla bir ilişkisi olmasını istediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ولقد إعتقدتُ بأنكِ أردتِ من طفلنا أن يحظى بعلاقةٍ مع أبوه الحقيقي. |
Ciddi bir ilişkisi olan ben değilim. | Open Subtitles | إنيّ لستُ الشخص الذي بعلاقةٍ جديّة. |
Lakewood Lisesi öğretmeninin Başkan'ın kızıyla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | الأستاذ (برانسون) قُبض عليه بعلاقةٍ بابنة العُمدة. |
İşteki ilk yılında bir ilişkin olması zordur veya sonraki yıllarda. | Open Subtitles | مِن الصّعبِ أن تحظى بعلاقةٍ مع شخصٍ في عامه الأوّل، أو أيّ عامٍ. |
- Evli bir kadınla ilişkin mi var yani? | Open Subtitles | لذا إنكَ تحظى بعلاقةٍ -مع إمرأةٍ متزوجة؟ |
Çok iyi giden bir ilişkimiz var. | Open Subtitles | . إنّنا بعلاقةٍ جيّدة |