Şu ön kasadaki orospuya işini yapmasını söylermisin o zaman! | Open Subtitles | هل تقولى لتلك الساقطه التى فى الأمام أنت تقوم بعملها |
Avcının, işini yapmak için sahip olması gereken meziyetler bunlar. | Open Subtitles | هذه هي الصفات التي علي المبيدة أن تمتلكهم لتقوم بعملها |
Tüm işini bize yaptırdığını düşünen bir ben mi varım? | Open Subtitles | ايشعر اي أحد آخر باننا نقوم بعملها نيابةً عنها ؟ |
Eğer ulu bir güç pis işlerini bana yaptırmak istiyorsa, bunun nedenini bilmeliyim. | Open Subtitles | لو أنك هناك قوة عليا تريدني أن أقوم بعملها القذر أريد معرفة السبب |
Antibiyotik antibiyotiği ayrıştırıp bloke eden moleküller ile sarmalayarak işini yapabilir. | TED | من خلال تغليف المضادات بهذه المحاليل سيتم منع المقاومة، وتستطيع المضادات القيام بعملها. |
işini yapmaması için kesin duygusal nedenleri olabilir. | Open Subtitles | ببعض الأسباب العطفيه فى عدم القيام بعملها |
İşini yapmasını sağlamanı istemiştim. İşi onun yerine yapmanı değil. | Open Subtitles | طلبت منك الحرص على أن تقوم بعملها لا أن تقوم به لها |
Daha çok toplamam gerekiyordu ama onun işlerini hallettim. Neden kendi işini kendi yapmadı? | Open Subtitles | أقسم ماما، حاولت الحصول على المزيد لكنّي كنت مشغولة بعملها |
Bırak bölge işini görsün, ben de işimi göreyim. | Open Subtitles | دع الدائرة الإنتحابية تقم بعملها و أنا بعملي |
O sadece işini yapmaya çalışan iyi biri ve yardımına ihtiyacı var. | Open Subtitles | انها امراه جيده تحاول القيام بعملها وهي تحتاج الى المساعدة |
Öğrencisinin başı dertteyken, kirli işini hallettirmek için başka bir hoca gönderiyor. | Open Subtitles | احد طلابها في مشكلة وهي ترسله لمعلم آخر ليقوم بعملها القذر |
Geri çekilin. Görülecek bir şey yok. Bırakın da polis işini yapsın. | Open Subtitles | تراجعوا، لايوجد هناك شييء كي تشاهدوه، دعوا الشرطة تقوم بعملها |
İşini yapar, evine giderdi. Bu da masası. | Open Subtitles | كانت تقوم بعملها ثمّ تعود للمنزل، هذا مكتبها |
Küçük yosma pis işini senin yaptığını biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف الفاسقة الصغيرة بأنّكما تقومان بعملها القذر لأجلها؟ |
Sosyal Hizmetli, biri ona değişiklik olsun diye işini yaptırmaya çalıştığından kızmış çocuk da yoldan çıkmış ama ben hallettim. | Open Subtitles | العاملة الإجتماعيّة غاضبة لأنّ شخصاً ما يُحاول القيام بعملها من أجل التغيير، وتجاوز الفتى حدوده، ولكنّي تعاملتُ. |
O yüzden kendi pis işlerini yapacak bir kişi yarattı. | Open Subtitles | لذا فإنّها خلقت تؤأم مُزيّف للقيام بعملها القذر بدلاً منها. |
Annem ise işiyle çok meşgul, bana zar zor zaman ayırıyor. | Open Subtitles | أمي مشغولة بعملها, ليس لديها وقت لي |
Kabul etti. Profesyoneldir. görevini yapar. | Open Subtitles | لقد اقرت بذلك , انها محترفة ستقوم بعملها |
Ve bunlar takdir ettiğim özellikleri, ki bu yüzden ona bu cumartesi gönüllü işinde yardım etmeyi teklif ettim. | Open Subtitles | وهذه خصال أقدّرها، ولهذا عرضتُ إمضاء سبتي بمساعدتها بعملها التطوّعي |
Böyle işleri sabaha bırakma. Senin yüzünden... dün geç kaldım. | Open Subtitles | لماذا لاتقومى بهذه الأعمال فى المساء فأنتى تضيعى الوقت بعملها فى الصباح |
Bundan bir yıl sonra, hepsininkini yapmaya başladı müdür dahil olmak üzere. | Open Subtitles | فى العام التالى قام بعملها لهم كلهم بما فيهم المدير |
2,000'den fazla altın, kaymaktaşı, lacivert taş ve binlerce yıl önce ustaların yaptığı kıymetli mücevherler. | Open Subtitles | أكثر من عشرون ألف قطعة فنية مشغولة من الذهب والمرمر جواهر نفيسة قام بعملها مجموعة من الصناع المهرة |
İş yerini arayayım ve mazeretini kontrol edeyim. | Open Subtitles | غيابها حجة من اتحقق و بعملها سأتصل |