Ve yapımı biliyorsun, asla bir adamın duygularıyla oynamam. | Open Subtitles | وأنتِ تعرفين طبعي, لا أستطيع أن أعبث بعواطف أيّ رجل |
İnsanların duygularıyla oyun oynamak, ya da her ne yapıyorsan... | Open Subtitles | التلاعب بعواطف الآخرين هكذا مهما كان ما تحاولين فعله |
İnsanların duygularıyla oynayamam böyle. | Open Subtitles | لا يمكنني اللعب بعواطف البشر بهذه الطريقه |
Eğer siz de kendi kızınızın duygularını önemsemiyorsanız o zaman bütün köy, Periyathalai! | Open Subtitles | إن لم تهتموا بعواطف بناتكم إذاً هذه القرية بالكامل ستتوحد على أخلاق بيرياتالي |
Ve Len bir Park Caddesi psikanalistini karşılayacak kadar zengindi, psikanalist beş yıl boyunca Len'in olumlu duygularını bir şekilde içine hapsetmesine neden olan cinsel travmayı bulmaya çalıştı. | TED | و لين غنيا بما يكفى ليتحمل أجر محلل نفسي من الطراز الأول, و الذى حاول خلال 5 سنوات كاملة أن يجد العقدة الجنسية و التي بطريقة ما حالت بينه وبين الشعور بعواطف إيجابية. |
Bir kadının gözyaşlarına engel olmaya çalışma. | Open Subtitles | لا تعبث بعواطف المرأة ! فإن عواطفها مقدسة |
İkisinin de duygularıyla oynuyordu. | Open Subtitles | كانت تلعب بعواطف الشابين في نفس الوقت |
Ne? Bayım, Rico' nun duygularıyla oynadın. | Open Subtitles | ماذا, سيدى انت لعبت بعواطف (ريكو) وداعاً |
İnsanların duygularıyla oynuyorsunuz! | Open Subtitles | أنتم تلعبون بعواطف الناس |
Hindistan'ın duygularıyla oynadı. | Open Subtitles | تلاعبت بعواطف (الهند) |
Ama aykırı duygularını hissederek de empatik olabilirsin öfkeni, kıskançlığını hissederek. | Open Subtitles | لكنكِ تستطيعين التعاطف ومع ذلك تشعرين بعواطف متناقضة ...تشعرين بالغضب، تشعرين بالغيرة |
Küçük bir kızın duygularını manipüle etmek çok kolaydır. | Open Subtitles | ذلك سهل جدا ان تتلاعب بعواطف فتاة صغيرة |
- Anlaşılan VAL'in koduyla oynanmış. Zimmerman'ın duygularını manipüle edebilmek için. | Open Subtitles | يبدو أنه قد تم العبث ببرمجة (فال)، على ما يبدو أن الغرض الواضح كان لأجل التلاعب بعواطف (زيمرمان) |
Bir kadının gözyaşlarına engel olmaya çalışma. | Open Subtitles | لا تعبث بعواطف المرأة ! فإن عواطفها مقدسة |