ويكيبيديا

    "بعيار ناري" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kurşun
        
    • vuruldu
        
    • silahla
        
    • Vuruldun
        
    • vuruldular
        
    • vurulmamış
        
    • vurulduğunu
        
    • tüfekle vurulmuş
        
    Carter, uyan! kurşun yarası geliyor. Open Subtitles رجل مصاب بعيار ناري قادم، بنتون في جراحة، ودكتور غرين في عملية.
    Yine de, bir kurşun isabetiyle bozulana kadar alınmış iki kare görüntünün olayı anlamamıza faydası olabilir. Open Subtitles على كل حال , يوجد مقطعان مفيدان لمتجر الأسلحة قبل ان تـــُــضرب الكاميرا بعيار ناري خاطئ
    Ayrıca, bacağında kurşun olan benim. Open Subtitles كما أنّني الرجل المُصاب بعيار ناري في ساقه.
    Birkaç gün önce iş yaparken kankam yüzünden vuruldu. Open Subtitles كنتُ في عمل قبل أيام حيث أصيب صديقي بعيار ناري في الوجه
    Amerika'da her gün, dokuz çocuk istemeden silahla vuruluyor. TED كل يوم في الولايات المتحدة، يصاب تسعة أطفال بعيار ناري عن طريق الخطأ.
    Az önce adamın ortağını harcadık. Kendisi de bir kurşun yedi. Open Subtitles لقد قتلنا لتوّنا شريكه وهو قد أُصيب بعيار ناري
    kurşun yarasıyla hastaneye gidemeyiz. Open Subtitles ليس إلى المستشفى و أنت مصابة بعيار ناري.
    Sol koltuk altı ile köprücük arasında kurşun yarası var. Open Subtitles لديّ إصابة بعيار ناري بين الإبط الأيسر والترقوة
    Polisin kalbine kurşun girmiş. Open Subtitles استغرق شرطي بعيار ناري في قلبه.
    Çünkü tutmayan bir tavsiye verirlerse toplama kampına gönderilebilir ya da kafalarına kurşun yiyebilirlerdi. Open Subtitles وذلك له ما يبرره، لأنهم إذا ،كانوا قدموا نصيحة غير مناسبة له لربما أنتهى بهم الأمر في معسكرات الإعتقال أو مصابين بعيار ناري في مؤخرة رؤوسهم
    Postu deldirmediği sürece. Ne var biliyor musun? Bu yüzden polisler kurşun geçirmez yelek giyiyorlar, kızım. Open Subtitles إن لم يُصب بعيار ناري أتعلمين أمراً
    Karnında kurşun yarası var. Open Subtitles إصابته بعيار ناري في القناة الهضمية.
    Demek istediğim, vuruldu, o da harika değil. Open Subtitles عنيت أنه اصيب بعيار ناري لذا إنه ليس بخير.
    Depoda vuruldu. Open Subtitles لقد تم قتله بعيار ناري في المستودع
    Yaralı var. Sağlık görevlisi lazım. Göğüsten silahla yaralanma. Open Subtitles أصيب رجل، نحتاج لمسعفين في الحال تمّ إصابته بعيار ناري في الصدر
    Çünkü bugün silahla yaralandım geçen hafta da başparmağımı mutfak çekmecesine sıkıştırdım. Open Subtitles إذ أنني أصبت اليوم بعيار ناري وفي الأسبوع الماضي تأذى إبهامي من درج المطبخ
    Geçen hafta Vuruldun ve bugün ölebilirdin. Open Subtitles لقد أصبتِ بعيار ناري الأسبوع الماضي وكان من الممكن أن تُقتلِ اليوم
    Arkadan vuruldular. Üzerlerinde silah veya bıçak bile yokken vuruldular. Open Subtitles بعيار ناري في الظهر , عندما أطلق عليه الرصاص لم يكن لديهم أي سلاح
    Eh, en azından kimse vurulmamış. Muhtemelen onun silahı olmadığındandır. Open Subtitles حسناً, على الأقل لم يصب أحد بعيار ناري ربما لأنها لا تملك سلاحاً
    Fakat, eğer vurulduğunu anlarlarsa onu polise götürebilirler. Open Subtitles ولكن يمكن أن يأخذوها إذا ما عرفوا أنها مصابة بعيار ناري
    Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. Open Subtitles هؤلاء ثلاثة أشخاص أغنياء بيض قتلوا في منزلهم بما في ذلك ربة المنزل من الضواحي المقتوله في سريرها بعيار ناري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد