| Bazen seyahate çıkardı, ama bizden uzak olmasından hoşnut değildi. | Open Subtitles | سافرَ تماماً قليلاً لَكنَّه كَرهَ إلى يَكُونُ بعيداً عنّا |
| Gerçi en azından onları bizden uzak tutuyorlar. "Uzaylı giremez!" | Open Subtitles | على الأقل يحتفظون الكائنات الفضائية بعيداً عنّا |
| Hastalanıyorsan bizden uzak dur. | Open Subtitles | إذا أنت تُصبحُ مريض، إقامة بعيداً عنّا. لا، لا، لا. |
| bizden uzak dur. | Open Subtitles | ابقَ بعيداً عنّا. |
| Git buradan ve bizden uzak dur. | Open Subtitles | اخرج من هنا وابقى بعيداً عنّا |
| bizden uzak durman. | Open Subtitles | اذا بقيت بعيداً عنّا. |
| bizden uzak dur. | Open Subtitles | ابقى بعيداً عنّا |
| bizden uzak durmanı söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتك بأن تظلي بعيداً عنّا |
| Eşi Judy ve oğlu Matt, bu topluluğu bizden uzak tutmaya çalışırken canlarından oldular. | Open Subtitles | زوجته (جودي)، وابنه (مات)، فقدا حياتهما عندما حاولا إبقاء هذا بعيداً عنّا |
| Judy ve oğlu Matt, bu topluluğu bizden uzak tutmaya çalışırken canlarından oldular. | Open Subtitles | زوجته (جودي)، وابنه (مات)، فقدا حياتهما عندما حاولا إبقاء هذا بعيداً عنّا |
| - bizden uzak durun. | Open Subtitles | ابقَ بعيداً عنّا فحسب |