"بعيدة من" - ترجمة من عربي إلى تركي

• çok uzak
• fazla uzakta
• çok uzakta
• fazla uzak

Buradan çok uzak olmayan bir parkı mesken tutmuş.
عمل في منطقة من المنتزة ليس بعيدة من هنا

Bir şey bu ayağı kemirip koparmış, buraya kadar taşımış olmalı, bu da cesedin buradan çok uzak olmadığını gösterir.
لابد وأنّه قضم القدم وجرها إلى هنا مما يعني، أنّ بقية الجثة ليست بعيدة من هنا

Toplantının görüntülerini buradan pek fazla uzakta olmayan özel bir güvenlik şirketinde inceleyeceğiz.
سنستعرض أشرطة المراقبة للاجتماع في شركة أمنية خاصة ليست بعيدة من هنا

Hayır helikopter için fazla yukarıdayız. Ama sizi uygun noktaya götüreceğiz. Buradan fazla uzakta değil.
لا , ولكننا على اتصال بها سنأخذكم الى المحطة , وهى ليست بعيدة من هنا

Sana para verebilirim, yeni bir kimlik buradan çok uzakta yeni bir hayat.
بإمكاني أن أجلب لكِ مالاً، هويّة جديدة، سأجهّز لكِ حياة جديدة بعيدة من هنا.

Stasi'nin kendi ünviersitesi vardı, buraya fazla uzak değil, burada yeni metodlar geliştirilip subaylara öğretiliyordu.
كان للستاسي جامعتها الخاصة، ليست بعيدة من هنا، حيث كانت الطرق تستكشف وتعلم للضباط.

Dünya'nın çok uzak yerlerinden geliyorlar.
فهم بأتون من أجزاء بعيدة من العالم.

Taşlar bir süre önce buradan çok uzak olmayan ve antik bir mezarlık alanı olduğunu düşündüğümüz bir yerde bulundu.
تم اكتشاف الأحجار قبل زمن.. في بقايا مقبرة قديمة ليست بعيدة من هنا -لماذا تخفونها؟

Dean ormanı çok uzak sayılmaz. Dean Ormanı mı?
. انها ليست بعيدة من هنا في غابة دين

Ailen, onların köyü buradan çok uzak mı?
عائلتك، وقريتهم هل هي بعيدة من هنا؟

Buradan çok uzak olmayan bir yere Amerikan uçağı düştü.
طائرة أمريكية تحطمت يست بعيدة من هنا.

Fakat dikişler birbirine çok uzak.
ولكن الغُرزُ بعيدة من بعضها جداً

Garusha kasabası buradan fazla uzakta olmamalı.
وبلدة"جروشا"ليست بعيدة من هنا

Şikago buradan çok uzakta, ahbap.
حسناً، شيكاغو بعيدة من هنا يا صاح

Evinden çok uzakta olduğun için korkuyorsun.
انك خائف اننا علي مسافة بعيدة من الوطن

Demek istediğim, tesisiniz ya da merkeziniz çok uzakta mı?
هل مكتبكم أو إدارتكم بعيدة من هنا؟

Buraya gelirken kaybettiğim kuşak bu. Şato fazla uzak olamaz.
إنّه الشريط الذي فقدته و أنا بطريقي إذاً لا يُمكن أن أكون بعيدة من هنا

Bu, Deniz Üssünden fazla uzak değil.
هذا واحد ليست بعيدة من القاعدة البحرية.

Bir köyden. Buraya fazla uzak değil.
من قرية, ليست بعيدة من هنا.