Miami nin tuzak olduğunu biliyorsa, bunun kokusunu bir mil öteden alır. | Open Subtitles | إذا كان يعلم بفخ ميامي، هو سيشم هذا على بعد ميل |
Bu adamın söylediği gibi bana tuzak kuruldu. | Open Subtitles | مثلما ما قال الرّجل، لقد أوقعت بفخ |
Ama böyle bir tuzak boss odalarında hiç olmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن هناك غرفة زعيم بفخ كهذه من قبل |
Sana yalan söylemem için beni tuzağa düşürmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | هذا ما عليه الأمر تحاول إيقاعي بفخ الكذب عليكَ |
Ya takip etti ya da tuzağa düştüğümüzü biliyordu. | Open Subtitles | ربما تتبعنا او انها علمت اننا سنقع بفخ |
Aramızda gerginlik olduğunu biliyorum ama şu anki anlaşmamızın bozulması için bir neden göremiyorum. | Open Subtitles | أدرك أنّ هناك بعض التوتر بيننا لكنْ لا أرى سبباً لنسقط بفخ الكراهية |
Aramızda gerginlik olduğunu biliyorum ama şu anki anlaşmamızın bozulması için bir neden göremiyorum. | Open Subtitles | أدرك أنّ هناك بعض التوتر بيننا لكنْ لا أرى سبباً لنسقط بفخ الكراهية |
Hey! Halı üzerinde halı var. Ölüm tuzağı gibi. | Open Subtitles | سجادة على سجادة هذا أشبه بفخ مميت |
- Ben tuzak olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | يبدو الأمر أشبه بفخ بالنسبة لي |
Beni hapse o attı. Bana tuzak kurdu. | Open Subtitles | ،هو من سجنني لقد أوقعني بفخ |
- Belki gerçekten tuzak değildir. | Open Subtitles | ربما ليس بفخ على الإطلاق نعم |
Bir tuzak kurdun. | Open Subtitles | لقد قمت بفخ |
tuzak değil. | Open Subtitles | ليس بفخ |
tuzağa düşürüldüm. Ben masumum. Bütün yapmanız gereken Adrian Monk' sormak. | Open Subtitles | شخصٌ ما يوقعني بفخ ، أنا بريء كلّ ماعليكَ فعله سؤال (آدريان مونك) |
Ayağım bir tuzağa sıkıştı. | Open Subtitles | .أه، ساقي علقت بفخ |
Dosdoğru bir tuzağa gidiyor olabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن يوقعنا ذلك بفخ. |
Burgonya tuzağı kokuyor. | Open Subtitles | انه معبأ بفخ من برجانديا |