"بقصص" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hikayeler
• hikâyeler
• hikayeleri
• hikaye
• masallarına
• hikâyelerle
• hikâyeleri
• hikâyeleriyle
• hikayesiyle
• hikayelerini
• hikayelerle
• hikâyelerine
• hikâyelerini
• hikâyelerde

Sana öyle hikayeler anlatırım ki dudağın uçuklar ama ilgini çekmiyor gibi.
يمكنني إخبارك بقصص يقف لها شعر رأسك، ولكن يبدو أنك سمعتها بالفعل.

Babam bana vururken ona kendi babasının nasıl dayak attığı ile ilgili korkunç hikayeler anlatırdı.
أبي كان يخبرني بقصص فظيعة عن أبيه حين كان يضربه حين كان هو يضربني

Medya ise Hint erkeklerinin neler yapabileceğine dair korkunç hikâyeler ile doluydu.
لذلك امتلأ الإعلام بقصص عن كل هذه الأفعال المرعبة التي يستطيع الرجال الهنود القيام بها.

Bu nesnenin büyüleyici hikayeleri henüz bitmedi.
وهو موضوع بقصص رائعة وقصص لم تنته بعد بأي حال من الأحوال.

- Bana Çinli olduğuyla ilgili saçma bir hikaye anlatmıştı.
و كنت تحاول اخباري بقصص .. سخيفة عن كونك صينياً

Düzgün doğurma biçimine sahip akıllı kızların peri masallarına inanmasını sağlıyor.
فتيات نابغات، ولدن للأمومة يؤمنون بقصص الخيال

Askeri tarih, küçük kuvvetlerin büyük güçleri yendiği hikâyelerle doludur.
التاريخ العسكرى ملئ بقصص عن قوات صغيرة تهزم قوات كبيرة.

Bu tür hikâyeleri düşünmeye başladıkça ve bu tür hikâyeleri duydukça, kendime sormaya başladım ve hayal ettim: Başka bir alternatif var mı?
عندما بدأت أفكر بقصص كهذه وأسمع بقصص كهذه، بدأت أسأل نفسي وأتخيل: هل يوجد بديل؟

Ben küçük bir kızken abim köylülerin hikâyeleriyle beni korkuturdu.
أخي عهد إرعابي حينما كنتُ طفلة بقصص البشر الضواري في الغابات.

Ben de sana şirin hikayeler, komik hikayeler, yürek burkan hikayeler anlatmaya devam edeceğim.
لكنني سأخبرك فقط بقصص مسلية و مضحكة و قصص مؤثرة

- Seni cahil cadı, millete yalanlar ve hikayeler uyduruyorsun.
أنتِ ساحرة كاذبة .. تخبرين الناس بقصص وأكاذيب

Küçükken, ninemin gümüşlerini hep ben parlatırdım. O da beni Oklahama'da büyümekle ilgili hikayeler anlatarak neşelendirirdi. İlginç bir kadındı.
وكانت تسلّيني بقصص عن نشأتها في أوكلاهوما إمرأةٍ مثيرة لقد قتلت مرة كلب مرج بمجداف قارب

Küçük yaşta hikâyeler uydurdu ve çok geçmeden bu senaryoları kaleme alıyordu.
لقد كانت تحلم بقصص منذ سنٍ صغير، وبدأت بعدها بتدوين أحداثها كخربشات على الورق.

Sana söz veriyorum, buraya döndüğümde... sana erkekler dünyasından hikâyeler anlatacağım.
أعدك بأن آتيك بقصص عالم الرجال أثناء إقامتي هنا

Böylece son 20 yılda, diş ameliyatımdan beri, dünyayı dolaşıyorum ve bu insanların bazılarının hikayeleri ile geri gönüyorum.
لذا فان للسنوات ال 20 الماضية منذ أن تركت طب الاسنان وانا اجول العالم . وأعود .. بقصص عن هؤلاء الاشخاص

Belki ben de hayalet hikayeleri anlatabilirdim.
ربما يمكننا أن نحدث بعضنا بقصص عن الأشباح.

Ben kızım bir hikaye yatak anlatacağım.
عندما أعود للمنزل سوف أخبرهّا بقصص النوم

Üzgünüm çocuk. Peri masallarına inanmam.
آسف ، يا طفل لا أؤمن بقصص الحواري

Klasik mitoloji, tanrıların ölümlü kadınları hamile bırakışını ve bu kadınların da tanrı yada yarı-tanrıları doğuruşunu anlatan hikâyelerle doludur.
...الأساطير القديمة مليئة بقصص عن آلهة ممن قاموا بجِماع نساء من البشر مما ينتُج عنه ولادة آلهة أو انصاف آلهة

İçlerindeki hikâyeleri, günlere bölüp yavaş yavaş anlatıyorlar.
يخبروننا بقصص تخطرٌ في بالهم يومًا ما في وقتٍ ما، شيئًا فشيئًا.

- Büyük annem bizi şu cadı hikâyeleriyle korkuturdu.
إعتادت جدتي على إخافتنا بسذاجه بقصص الساحرات تلك

Evet. Alex'in dev yarasa hikayesiyle ilgileniyorum.
سيسعدني ذلك، أنا مفتون بقصص اليكس، عن الخفاش العملاق

Bilimi mahkeme salonuna sokmaya çalışan bir adli uzman olarak onlarca yıllık tecrübemde karşılaştığım cehaletin korkunç hikayelerini anlatarak sizleri güldürebilirim.
ويمكنني أن امتعكم بقصص رعب من الجهل على مدى عقود من الخبره كطبيب شرعي من مجرد محاولة لإدخال العلم في قاعة المحكمة

Ama çocukların kafalarını... ..fedakarlık yapan annelerle ilgili aptalca hikayelerle doldurmanı istemedim.
لقد طلبت منك ذلك لكني لم أطلب منكِ أن تملأي عقولهن بقصص خرقاء عن امهات .. قمن بتضحيات حمقاء

Demek aşk hikâyelerine inanmıyorsun.
أذا أنت لا تؤمن بقصص الحب

Savaş hikâyelerini anlat.
أخبرني بقصص معاركك.

Peki, o zaman hikâyelerde niye yardımcı rolüne indirgendi?
لماذا تحوّل للتحقيق بقصص المضطربين عقليّاً