ويكيبيديا

    "بقوة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sert
        
    • güçlü
        
    • sıkı
        
    • gücü
        
    • sıkıca
        
    • gücüyle
        
    • kadar
        
    • gücünü
        
    • sertçe
        
    • şiddetle
        
    • hızlı
        
    • güç
        
    • gücüne
        
    • gibi
        
    • güçle
        
    Demek ki doğrudan isabet eden bir mermi kadar sert çarpmamış. Open Subtitles إنها ممزقة مما يعني أنها أخترقت بقوة أقل من ضرب مباشر
    Kafamı o kadar sert vurdum ki, gerçekten çizgi kuşlar gördüm. Open Subtitles لقد ضربت رأسي بقوة جداً لدرجة أنني رأيت عصافير رسوم متحركة
    Ölümünden hemen önceki günlere kadar, çok güçlü biçimde belki mantıksız bir biçimde, daima onu ölümden koruyabileceğimi hissettim. TED لأحسست وحتى ايام قبل وفاة بقوة ويمكنكم ان تقولوا من غير منطق انني استطيع ان احفظه من الموت للأبد
    Saat 4/5 civarında bahçe hortumuyla sıkı bir serpme yapın. Open Subtitles تنتشر بقوة من خرطوم مياهك ما بين الرابعة والخامسة فجراَ
    Ve şimdi inancımızın gücü için, inanmayanların bozulmuşluğuna karşın bizleri çağırıyorlar. Open Subtitles والآن، بقوة إرادتنا.. فإنهم يدعوننا للسيطرة.. على الفساد في كل الكفرة
    Vücudunuzdaki veya bir bitkinin gövdesindeki her hücrede mevcut olan kromozomlara sıkıca bağlıdırlar. TED وهي ملتفة بقوة بشكل كروموسومات موجودة في كل خلية من جسمكم أو جسم النبات.
    Bir kez yeterli sihir gücüyle beslediğinde Dünya genelinde tekrarlanan bir büyü olacak. Open Subtitles عندما يتم شحنه بقوة سحرية كافية، سوف يقوم بالقاءسحره على الارض عدة مرات.
    O kadar sert düzmüş ki, âleti kadının dişlerine sıkışmış. Open Subtitles لقد جامعها بقوة وجدت بقايا من جلد قضيبة في فمها
    Ama onlara takışırsan, çok daha sert bir şekilde üzerine geleceklerdir. Open Subtitles لكن إن قمت بمهاجمتهم سيكونون مجبرين على الرد عليك ومهاجمتكَ بقوة
    Yani, bize sert vurmak isteselerdi, anakarada daha etkili olurlardı. Open Subtitles أعني، إن أرادوا أن يضربونا بقوة لفعلوا هذا في الولايات
    Neredeyse eziyordum, yere çok sert çarptı, ben de durdum. Open Subtitles كنت على وشك دعسها سقطت على الأرض بقوة لذلك توقفت
    Sizi o kadar sert sallıyor ki önünüzdeki araçlara odaklanamıyorsunuz. TED أنها تهزك بقوة ولاتستطيع أن تركز على الآلات أمامك.
    Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama bu konuda güçlü hislerim var. Open Subtitles أَعْرفُ هذا لا أَتعلّقُ بي، لَكنِّي أَشْعرُ بقوة جداً حول هذا.
    İsveç bu tokattan sonra, daha güçlü ve dikkatli oynamak zorunda. Open Subtitles اتوقع ان تتحرك السويد بقوة و سرعة بعد الصفعة على الوجه
    Ama şu an elimi çok sıkı tutuyorsun ve bayılabilirim. Open Subtitles لكن الآن، أنت تمسكين ذراعي بقوة ويمكن ان يغشى علي.
    Eğer bir mıknatısa bir metali yakın tutarsanız, o boşlukta bir çekim gücü hissedersiniz ve bu demek ki alanın etkisini hissettiniz. TED إذا ما قربت مغناطيسا لقطعة حديد وشعرت بقوة سحب عبر ذلك الفراغ، إذاً فقد شعرت بتأثير الحقل.
    Burada dölyataği iç zarına (endometriyum) sıkıca tutunması için yaklaşık üç güne ihtiyacı var. TED هناك تحتاج إلى ثلاثة أيام أو أكثر لتلتصق بقوة في بطانة الرحم البطانة الداخلية للرحم.
    Yedi yangın hortumu gücüyle, Kuyu petrol püskürmeye devam ediyor Open Subtitles لازال البئر يقذف النفط بقوة .تعادل قوة سبعة خراطيم أطفاء
    İyiydi, ama Joey ile olduğu kadar aynı fikirde değildi. Open Subtitles لقد كان جيد لكنّها لم تقبل معي بقوة كمع جوي.
    Sanırım annelik içgüdüsünün gücünü kontrol altında tutamazsın değil mi? Open Subtitles أخمّن بأنك لم تستطع التحكم بقوة الطبيعة الأم، أليس كذلك؟
    Birisi, onu bir şeye sertçe vurmak için kullanmış gibi. Open Subtitles كما لو أن أحد قد استخدمه لضرب شيئاً ما بقوة
    Hayır, kesinlikle şımartmıyorsun ben bu durumu değiştirmek için şiddetle seni kışkırtıyorum. Open Subtitles لا، لا أؤمن بذلك على الإطلاق، وأحثّك بقوة على تغيير موقفك هنا.
    Ama, bu kişisel yaşam, yüzüne yeterince hızlı çarptığında, elinde olmadan işini etkiler, ve böylece hastanenin sorunu olur. Open Subtitles لكن حينما حياتك الشخصية تضرب أنفك بقوة كافية لن تقاوم سوى التأثير على عملك ومن ثم تصبح مشكلة المستشفى
    Daedalus dikkatlice orta yolu tuttururken, İcarus uçmanın zevki ile dolup taştı ve beraberinde gelen ilahi güç hissini aştı. TED وبينما ظل يطير بحذر في منتصف الطريق إلى وجهته، أخذ إيكاروس نشوة الطيران وغلب عليه الشعور بقوة إلهية تسري إليه.
    Çünkü okyanuslar olağanüstü yenilenme gücüne sahip ve birkaç yıl içinde muazzam iyileşme gördük. TED ولأن المحيط يتمتع بقوة تجديدية استثنائية، فقد شهدنا تعافياً رائعاً خلال عدة سنوات فقط.
    Hayır, adamım, sahiden yapıyormuş gibi, karşında biri varmış gibi. Open Subtitles لا يا رجل اضربني بقوة كما لو انك غاضب جداً
    Doğaüstü bir güçle çekip sökebileceğimiz bir kapı kolu falan... Bunu nasıl düşünemedim? Open Subtitles مثل مقبض يمكن أن ننزعه بقوة خارقة كيف اني لم افكر بهذا ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد